Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Nizâm-ı Âlem Yazıları > Şapkadan tavşan çıkar mı?

Şapkadan tavşan çıkar mı?




Şimdikiler kullanıyor mu bilmem, ama uzun yıllar evvel okuduğumuz çizgi romandan bir cümle mecaz olarak da hayatın içinde düşmüştü…  Her türlü sürprize hazır olun, şaşırmayın, biraz sonra denizi göreceksiniz kabîlindendi o cümle:



“Ormanda fantomun ne zaman çakacağı belli olmaz…”



Fantomdu bu, gerçekten de ne zaman çakacağı belli olmazdı…



En umulmadık zamanlarda, en umulmaz işler görürdü. Kafasında muhakkak bir planı olur ve her şey de o plana hizmet ederdi…



Hayat da bâzen bir çizgi film gibi değil mi zaten?



Hayatın içinde de fantomlar yok mu, ne zaman çakacağı belli olmayan, nereden çakacağı belirsiz?



Var…



Hayat fantomların istediği gibi mi akar peki hep?



Hayır..



Herkesin bir hesâbı vardır.. Lâkin biz inanırız ki Allah’ın hesâbı tüm hesapların üzerindedir…



Şapkalarından tavşan çıkaranlar, muhtemeldir ki tavşanı çıkaracak zamanı bekliyor olabilirler… Şapkadan çıkacak olan tavşanı hayretler içinde izleyerek, elleri patlayıncaya değin alkışlayacak kalabalıklar da vardır belki… Bütün bunlar olabilir…



Ama olmayabilir de…



Şapkadan çıkan tavşan kimsenin ilgisini çekmeyebilir… Yeni nesiller artık şapkadan çıkan tavşana ilgi göstermiyorlar. Nejat Uygur’un mahallî şive esprilerine gülmüyorlar…  Cüneyt Arkın filmlerine itibâr etmiyorlar, mizah malzemesi muâmelesi yapıyorlar.. Bul karoyu al parayı, hiç ama hiç ilgilerini çekmiyor. Komen oynamıyorlar, tahta bir tabanca ile“dişiiya.. dişiiya ” gibi garip sesler çıkarmıyorlar ateş ederken..  Ve saçma sapan hareketlerle öldü taklitleri yapmıyorlar…



“Akıl Oyunları” izliyorlar.. Kara mizah seviyorlar..  “Counter Strike” oynuyorlar…



Yani şapkadan tavşan çıkaracak olanların işi zor…



Fantom’un da tabii olarak… Bu kez ormanda çakamayabilir…



Yönetilebilen, yönlendirilebilen. Yeri geldiğinde zılgıt çekilebilen, azarlanabilen, yok sayılabilen, bunların fazla kaçtığı hissedildiğinde, biraz daha gayret, senden bir şeyler olur, hiç de fenâ götürmüyorsun şeklinde hafifçe taltif edilen, gıyâbında ise gülünen, tahkir edilen birisi herkesin tercihi gibi duruyor; herkesin ve benim dediğimin dışına çıkamaz diyenlerin… Bahse konu birisi de maalesef bütün bunlara müstahâk zaten…



Böyle birisi banko, şapkadaki muhtemel tavşan yedek…




Peki, tarih böyle mi deverân eder hep?



Hayır…



İstediğiniz kadar yok sayın. İstediğiniz kadar tahfif edin. İstediğiniz kadar yalnız bırakın. İstediğiniz kadar uzak durun. İstediğiniz kadar sessiz kalın ya da gürültüyü bizzat çıkarın. İstediğiniz kadar tâlimat yayınlayın. İstediğiniz kadar yasaklayın. İstediğiniz kadar istediğinizi yapın…



Herkesin bir hesâbı vardır şüphesiz. Ama hesapların üstünde Allahın hesâbı vardır. Şaşmaz, değişmez, ertelenemez ve neticesinden kaçılamaz, görmezden gelinemez… O hesap tutacaksa tutar, her şeyi ve herkesi anlamsız kılar..



Müfterîler “mülevves vehimleriyle” baş başa kalır.. Önyargılar başını öne eğmek zorunda kalır. Tezvirâtın dili lâl olur, yerini tecellîye ve ait olduğu cinse ve mahalle, kapı önlerine bırakır… Yargısız infaz kadük kalır, yerini adâlete bırakır... Mağdurlar mağrur, mazlumlar mâlik, mahzunlar mesrûr olur… Kemirgen şüpheler def ü ref olur, hakikat ayân ve gâlip olur…



Ayakta kalan konfeksiyon bir ahlâk değil, bizatihî ahlâkın kendisi olur…



Bütün bunlar olur…



Bir hâtıraya sahip çıkmak için, bir yolculuğa devam etmek için, bir kardeşliği sürdürmek ve  kavîleştirmek için, safları sıklaştırmak, hizâya getirmek için, bir ideâlin devâmına yoldaki karınca misâli “bismillah” demek için, bir acı kaybın âhirinde “yeniden elif” demek için elini taşın altına koyan, bütün hesapları bozar ve yerinde ağır olur...



Yeter ki Allah’ın murâdı ile kesişsin yolu, yeter ki Allah’ın rızâsı ile kesişsin niyeti, yeter ki her insan gibi en güzel ahlâk ile yaratıldığı hâliyle Allah’ın ölçüleriyle kesişsin terâzisi…



Ne “mülevves müfteriler” kalır ne “mülevves vehimler”… Ne önyargılar kalır ne tezvir’at ehlinin ahlâksızlıkları…  Ne yargısız infaz kalır ne tahfifât…



Gayrı geriye yalnız dualar kalır, hayır duaları…



Ves-selâm…




Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS