Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Nizâm-ı Âlem Yazıları > Kedinin bacakları…

Kedinin bacakları…


Yine bildik bir hikâyedir. İki erkek kardeş aynı gün evlenirler. Aynı binada oturmaktadırlar. Tâze dâmat adaylarının sâdıçları, evliliğin mahremiyetlerine dâir son “tenbihleri ve tavsiyeleri” de iletirler iki genç adama. Son tavsiye“kazaklık” üzerinedir. Kazak bir erkek olarak evlilik hayatlarını devam ettirmelerinin yolu, ilk gece evdeki kedinin bacaklarının damat tarafından ayrılmasıyla mümkündür, âdet böyledir. Kedinin bacakları ayrılmalı ki, gelinin gözü korksun, damâdın kazaklığı tescil olsundur.



O gecenin sabâhında iki kardeş kahvaltıdan sonra köy kahvesinde buluşurlar. Küçük kardeş sorar abisine, “nasıl geçti gecen?”“Gâyet güzel” der büyük ve sorar, “senin moralin neden bozuk?”.



“Sorma” der, küçük olan. “Sabah kalktık, kahvaltı hazırla” dedim lâkin, “Mutfak orada, kalk kendin hazırla” dedi bana, döndü arkasını ve yattı..



Büyük kardeş, “A benim salak kardeşim, kedinin bacaklarını ayırmadın mı sen?” diye sorar.



Evet, küçük kardeş ilk gecenin heyecânından kedinin bacaklarını ayırmayı unutmuştur.



İkinci gece, ilerleyen vakitlerde küçük kardeş, tâze gelinin yanında “heeeyt” diyerek kedinin bacaklarını ayırır, hayvan telef eder. Lakin yeni gelin gâyet sâkindir ve gülümsemektedir.



Şaşkın damada döner ve “O kedinin bacaklarını dün gece ayıracaktın, geçti artık, geç kaldın ” der.




* * * * * * * *




"Sayın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım; sen 6 kişinin hayatını kaybettiği, hele biri ki dünyadaki bütün iyi insanların hafızasında capcanlı duruyor. İhlas Haber Ajansı Muhabiri İsmail Güneş, çığlık çığlığa can verdi. Bunun sorumlusu sensin. Senin emrinde olan kurumun ruhsatlandırdığı helikopter. Senin emrinde olan kurum VIP uçan bir helikopteri takip edemedi. Senin emrindeki kurumlar, İsmail Güneş çığlık çığlığa 'imdat' dedi, 46 saat ulaşamadı. Sen meselenin üzerine tüy diktin, vicdanları karartan meseleyi üç kişiye havale ettin. Olay yerine en az 9 kişinin gitmesi gerekirken, sen 3 kişi gönderdin. Senin gönderdiğin ekip ve komisyona kargalar bile güldü. Sen de bu işe kaza diyorsan, hemen istifa et sayın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım. Biz canımızın suikasta kurban gittiğini asla söylemedik. Buna gönlümüz de elvermez. Buna sen kaza diyorsan, çık yargının huzuruna, istifa et. Daha sonra yargı ve devletin kurumlarının karşısına çık ve kaza olduğunu ispat et…” (Yalçın Topçu, BBP Genel Başkanı)



Yukarıdaki sözler BBP’nin Antalya çalıştayı(!) sonrasında Genel Başkanı’nın sarf ettiği sözler…



Vıcık vıcık samimiyetsizlik akan cümleler.



İhlas Haber Ajansı Muhabiri İsmail Güneş, çığlık çığlığa can vermiş, çığlık çığlığa 'imdat' istemiş..



İsmail Güneş canlı yayınlarda gerçekten çığlık çığlığa “imdat” isterken, aynı Topçu, devlet katlarına silsile-i merâtib hâlnde teşekkürnâmeler sunarken, dağlardaki gençlere aynı ekranlardan bağırıyordu hançerelerini yırtarak; “Sayın Bakan ve devlet tüm birimleriyle görevleri başındadırlar, görevlerini kusursuzca yerine getiriyorlar, inin o dağlardan, Allah aşkına inin o dağlardan” diyerek…



Ne değişti?



“Olay yerine en az 9 kişinin gitmesi gerekirken, sen 3 kişi gönderdin. Senin gönderdiğin ekip ve komisyona kargalar bile güldü. Sen de bu işe kaza diyorsan, hemen istifa et sayın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım.”.(Yalçın Topçu, BBP Genel Başkanı)


 


Vıcık vıcık yüzsüzlük kokan ifâdeler…



Sen o bakana teşekkürler ederken, o bakan tv ekranlarından gözümüzün içine baka baka “bu mesele gereğinden çok konuşuldu” diyordu.



O bakanın oluşturduğu KSK’nın raporu yayınlanalı mevsimler geçti. O rapor “pilotaj hatası ve kaza” dediğinde sen ve şürekân o bakanı destekleyen açıklamalar yaptınız. Video kayıtlarınız her Allah’ın günü yayınlanıyor, bir genel başkan yardımcınla birlikte “helikopter gitmiş dağa çarpmış, kazadır bu” dediniz. “Devlete güvenimiz tam” dediniz.



Ne değişti?



“Sen de bu işe kaza diyorsan, hemen istifa et sayın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım.”. (Yalçın Topçu, BBP Genel Başkanı)



Vıcık vıcık reklam kokan sözler bunlar…



Aradan neredeyse iki yıl geçmiş, Ulaştırma Bakanı iki yıl önceki yerinde duruyor ve yine “kaza” diyor, istikrârını koruyor. Topçu, sen ve şürekân durduğunuz yerde durmuyorsunuz, aynı parağraf içinde, “Biz canımızın suikasta kurban gittiğini asla söylemedik.” diyorsunuz ve “Sen de bu işe kaza diyorsan, hemen istifa et sayın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım” diyorsunuzsiz ne diyorsunuz Allah aşkınıza?!



Ne değişti?



“Biz Muhsin başkanın hukukun üzerinde, Keş Dağlarında 46 saat kar altında kalan devlet itibarını, milletin içindeki itibarını bozacağız.”. (Yalçın Topçu, BBP Genel Başkanı)



Muhsin Yazıcıoğlu ve devletlin itibarı karlar altında kaldığında sizler, “Devletin vazifesini kusursuzca yaptğını”anlatıyordunuz ekranlardan.  Muhsin Yazıcıoğlu’nun odasında sana, “Senin vazifen Muhsin başkanı bulmak, devlete teşekkür etmek değil” diyenlere anlamsız, boş, kendine güvenmeyen, şaşkın bakışlarla bakıyor ve hemen beş dakika sonra “vazifeli gibi” başka bir ekrandan teşekkür âyinlerine devam ediyordunuz…



Ne değişti?



"Bu seçimlerde Meclis'te Alperenler olacak. Seçimin sürprizi BBP olacak. Her evden sadece bir oy istiyoruz. Muhsin Yazıcıoğlu ve bizler adına istiyoruz. Bu uzattığımız temiz eller tutulmadığı zaman da Rabbimiz bize sorarsa 'Ey milletim sizi orada Rabbime şikayet ederim. Biz doğru yürüdük, tertemiz ellerimizle oylarınızı istedik ama onlar bize bir oy vermediler”. (Yalçın Topçu, BBP Genel Başkanı)



Vıcık vıcık pembe koltuk kokan sözler bunlar…



Muhsin Yazıcıoğlu’nun ve arkadaşlarının hayatını kaybettiği hadise açıklığa kavuşmadan her türlü siyâsî ikbâl herkese ama herkese haramdır. Size kat be kat haramdır. Size düşen ya istifa etmek ya da partinizin seçimlere girmeyeceğini, seçime girmediği için partinin kapanma ihtimali varsa da, seçimlere sembolik olarak katılacağınızı açıklamaktır.



Size düşen iş, sembolik olarak katılacağınız seçimlerde 1. sıralara yine sembolik olarak 25 yaşını henüz doldurmuş, partide veya ocak genel merkezinde resmi vazifesi olmayan Alperenleri, geleceğin Muhsin Yazıcıoğlu portreleri olarak aday göstermektir. Bir tek parti yetkilisini bile aday göstermeden, bütün listeleri 25 yaşını henüz doldurmuş Alperenler ile tanzim etmek ve öylece YSK'ya teslim etmektir.


"Alperenler Meclise" diyorsunuz ya.. Buyrun size "Alperenler Meclise"...


Bir de verdiğin sözleri unutmamaktır sana ve şürekâna düşen vazife.


Bu hâdisenin suikast olduğu ortaya çıkarsa verdiğin son sözü sana hatırlatan çok olacaktır.



“Abiyâne tâbirle” yazıyorum, inşallah bu hâdise su-i kast değildir, her şey rağmen Muhsin Başkan’ın


koltuğunda oturan birinin etek giymesini arzu etmem, o sahneyi görmek istemem.



İşte o gün Muhsin Yazıcıoğlu gerçekten ölecektir…




Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS