Nüshası (10) para Çarşamba Nüshası( 10 ) para
TANÎN
Tarih-i te’sisi:1326-1324 Birinci sene Numara 54 27 Şa‘ban: 1326 10 Eylül: 1324
Müessisleri:Hüseyin Kâzım-Tevfik Fikret-Hüseyin Câhid
Müdir:Hüseyin Kâzım-Sermuharrir:Hüseyin Câhid
Mahâll-i İdâre:
Bâb -ı Âli Caddesinde - Dâire-i Mahsûsa.
İhtâr-ı mahsûs: Neşr edilmeyen âsâr ve evrâk iâde olunmaz
Taşra için bir senelik abone bedeli posta ücretiyle beraber: 150 kuruş
Taşra için altı aylık abone bedeli posta ücretiyle beraber: 80 kuruş
8 ( Tanîn) in Tefrikası
ANA
Muharrirî : Maksim Gorki
Birinci Kısım
1
Pavel Nataşa’nın yanına oturmuşdu. Oradakilarin en güzeli bu idi. Genç kız başını kitaba eğmiş, ara sıra âlnının üstüne düşen ince kıvırcık saçlarını kaldırıyor, ba‘zen başını sallıyor, okşayıcı bir nazarla sâmi‘ine bakarak alçak sesle ba‘zı mütâla‘ât îrâd ediyordu. Küçük Rusyalı geniş göğsünü masanın bir köşesine dayamışdı. Parmaklarıyla bıyıklarını çekerek gözlerinin eğri bakışlarıyla kılların ucunu görmeğe çalışıyordu. Vesufçikof bir kalıp gibi iskemlenin üzerine dim dik oturmuşdu. Elleri dizlerinin üstünde, yüzü soğukdan donmuş, kaşları dökülmüş, dudağının üstünde hafif bir bıyık terlemeğe başlamış, bir maske gibi gayri-müteharrik duruyor, ufak gözlerini hiç kımıldatmadan semâverin parlak sathına aks eden sîmâsını musırrrâne temâşâ ediyordu. Küçük Fedya dudaklarını oynatarak okunan şeyi dinliyor, kitapta geçen şeyleri kendi kendine tekrar ediyordu.
Kıvırcık saçlı arkadaşı dirseklerini dizlerine, yüzünü ellrine dayayarak eğilmiş mütefekkirâne gülümsüyordu. Pavel ile birlikde gelen delikanlıların biri kızıl, kıvırcık saçlı, nârin bir çocuktu. Yeşil gözlerinde bir ifâde-i meserret vardı; bir şey söylemek arzusuyla sabırsızlık ediyordu. Öteki kumral, kısa saçlı idi. Gözlerini yere dikmiş,elleriyle başını okşuyor yüzü görünmüyordu.
Odanın içinde bilhassa bu gece hoşa gidecek bir harâret vardı. Nataşa’nın bir kuşu andıran sesini, semâverin nağme’i mühtezzîni dinledikçe Pelâge kendi gençliğinin hâtırât-ı velveledârını, o zaman vücûdlarından ispirto intişâr eden delikanlıların söyledikleri kaba, galîz sözleri, çirkin, mütekreh şakaları hatırlıyor ve bunları düşündükçe zavallı kalbi kendi nefsi için bir hiss-i merhametin çıktığını duyuyordu.
Bu esnâda mâziye ircâ-ı hayâl ederek kocasının kendisini zevceliğe taleb etdiği zamanı zihnen bir daha yaşadı. Bir eğlence zamanı idi, Mihail onu karanlık bir koridorda yakalıyarak bütün kuvvetiyle duvara sıkıştırmış, boğuk ve hiddetli bir sesle ona:
- Benimle evlenmek ister misin? Demişti.
O bu muâmeleyi bir hakâret olmak üzere telâkkî etmişdi. Onun kocaman parmaklarıyla yoğrulan göğsünde bir acı duyuyordu. O sert sert nefes aldıkça kadının yüzüne sıcak ve râtıb bir hava çarpıyordu. O bu tazyîkin altından kurtulmağa çalışdı:
- Nereye gidiyorsun? Önce cevap ver!
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi