Ankara’da Hey’et-i Temsîliye Riyâsetine
Der-‘aliyye’de müteşekkil Kürd Te‘âlî Cem‘iyeti erkânının maskat-i re’si (doğduğu yer) demek olan livâmız dâhilinde ve civârında bulunan bil-cümle ‘aşâir (aşiretler) kabâilden (kabîleler) yedi yüz senelik imâmet, hilâfet ve Saltanât-ı Devlet-i ‘Aliyye-i ‘Osmâniye’den ayrılmak sûretiyle dînî ve vatanî bir hıyâneti irtikâb edecek hiçbir ferd yokdur. Hakk’ın vahdâniyetine, Peygamber’in nübüvvetine kâil olan Millet-i Osmâniyye’den, Hilâfet-i İslâmiyye’ye bir sû-i fikir besleyerek vahdet-i ‘Osmâniye’yi haleldâr edecek bir ferd tasavvur olunamaz.
Kürd ‘anâsırının yeni bir hükûmet te’sîs edecek kuvve-i umûmiye, idârîye, iktisâdiye.(burada bir kaç kelime silik…) olmadığını bilirler. Kürdler hiçbir vakit istiklâl uhdesinden çıkamıyacaklarını ve ma‘ârifsizliklerini bilirler. Ve devlet-i metbû‘a-i mufahhâmelerinden ( fahâmet’den: saygı, büyüklük, ululuk kazanmış, kerem sâhibi, îtibarlı) ayrıldıkları takdirde mahv ve izmihlâl uçurumuna sürükleneceklerini gün gibi âşikâr kat‘î bir sûretde idrâk ederler. Câmi‘a-i Osmâniyye’den fekk-i (kesmek,koparmak) irtibât fikr ve cereyân-ı ve vatan şekkni ( şüphe) ancak Kürd Te‘âli Cem‘iyeti erkânına ve ahlâk-ı bed- hâhhânesi ma‘lûm olan Şerîf Paşâ’ya mahsûsdur. Binâ-en-aleyh ma‘rûz-u cem‘iyet-i fesâdiyenin bütün hamiyet şekknâne ( hamiyeti şüpheli) müdde‘iyâtını red ve protesto ederek pençe-i ‘adâlete serî‘ân teslîm ve mücâzât edilmelerini taleb ederiz.
22 Kânûn-i Evvel 1335 (22 Aralık 1919)
Belediye Reisi: Siird Müdâfa‘a-i Hukûk Reisi
Hamdi: Müfti Halîl
A‘zâdan: Meb‘ûs-u sâbık A‘zâdan
Fehmî Hamza Sıdkı Nusret Nasîb Abdülkerîm
Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi’nin ilk sayısından telgraf:
10 Kânûn-i Sâni 1336 (Rûmî)
10 Ocak 1920 (Mîlâdî)
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi