Temel yanılgı...
MHP’de muhalif olmanın en büyük sorunu: Herkesin hemen hemen aynı düşünüp, farklı davranmasıdır.
İnsanların düşüncesine göre vaziyet alanlar büyük hayal kırıklıkları yaşıyor haliyle.
Kendi gibi düşünenlerin kendi safında yer alacağı zehâbına kapılıyor.
Oysa rakiplerinin de düşünce olarak kendilerinden farkı yok ki!
*****
İşte temel yanılgı burada başlıyor:
Muhalefet edenler muhalefet ettikleri insanların aslında kendilerinden bir parça olduklarını kabullenmiyor.
Ülkücüleri, iyi ve kötü olarak tasnif ederken ölçütün, “benimle-benimle değil” olduğunu anlamak istemiyorlar bir türlü.
Halbuki o kadar çok örnek var ki!.
*****
Bugün de muhalefet zemini oluşturmaya çalışanların aynı temel yanılgıya saplandıklarını görmek üzüyor insanı.
Bu kadar tecrübeden sonra “mış gibi yapmak”ın bir anlamı olmasa gerekti.
*****
Hayır hayır! İyiler bir tarafta, kötüler diğer tarafta değil!
Hayır hayır! İdeolojiyi savunanlar bir tarafta, savunmayanlar diğer tarafta değil!
Hayı,hayır! Bedel ödeyenler bir tarafta, ödemeyenler diğer tarafta değil!
*****
Önce bir noktada anlaşmamız gerek.
Karşı cepheden birine saldırırken, kendi cephende, hemen yanı başında, saldırdığın adamdan farklı olmayan birini taşımamalısın.
Günahkâra(!) taş atanın günahsız olması yetmez, çünkü günahsızlarla da yürümemelidir.
Peki bunun pratiği var mı? Asla!
O zaman muhalefetin oturması gereken zemin, yapısal ve ideolojik sorunların şahıslardan arındırılarak tartışılması olmalıdır.
******
Şahıslar ve olaylar ekseninde, yapılan yanlışları sıralayarak buradan bir sonuç çıkarmak mümkün değildir.
Yanlış ve doğrunun herkesin baktığı yere göre değiştiği gerçeği bir tarafa, yıllardan beri aynı yöntemle tekrarlanması sonucu kanıksanmıştır.
Yanlışları dillendirmeyle bunları düzeltme iradesi paralelllik arzetmiyor bu sebeple.
“Sen doğru mu yapacaksın? ve kimlerle nasıl yapacaksın?” sorularına yıllardır anlamlı bir cevap verilemiyor doğal olarak.
İşte bu noktada dostluklar, ilişkiler ve beklentiler devreye giriyor.
Herkes safını bunlara göre belirliyor.
Yönetim yanında saf tutanlar da, muhalefette saf tutanlar da.
Herkesin bu kadar çok birbirine benzediği bir topluluğun, güç dengeleri doğrultusunda tasnif olmasından tabii ne olabilir.
*****
Bu gerçeği görmek istemeyenler, “herkes bizim gibi düşünüyor da neden bizimle hareket etmiyor” diye, daha çok şaşıracaklardır.
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi