‘Gerçek İslâm’
Anladık…
Terör eylemini yapanlar ‘gerçek İslâm’ı temsil etmiyormuş.
Peki, bundan onların haberi var mı?
Onların, o terör eylemini yapanlar ve destekleyenlerin gerçek İslâm’ı temsil etmediklerinden haberleri var mı?
Yoksa onlar da kendilerini tel’in edenler için aynı düşünceleri mi paylaşıyor.
Onlar da bizleri küfre şirin gözükmek için şaklabanlıklar yapan ve Batılı değerlere teslim olmuş müşrikler olarak mı görüyor?
*****
Allah Rasulü bu dünyadan göçtüğünden beri, ‘gerçek İslâm’, herkesin kendinde bulduğu İslâm’dır.
Çoğunluğa bu bakış açısı abartılı gelmiş olabilir.
Ancak önyargılardan uzak olarak bakıldığında aslında bu durumun işin doğasında olduğu görülecektir.
Rasulullah, döneminin mutlak dini otoritesiyken, onun ebedî aleme göçmesiyle otoriteler çeşitlenmiştir.
Zaman geçtikçe de din, ‘ulemanın icması’ olarak şekillenivermiştir haliyle.
Halk Kur’an’ı okuyarak değil, ulemanın yazıp söyledikleriyle amel edegelmiştir.
Hal böyleyken, kim ‘gerçek İslâmı’ temsil ettiğini söyleyebilir ki?
Sözü uzatmadan tek bir örnek soruyla bu bölümu kapatalım.
Hz. Ali, büyük bir sünni çoğunluğun ‘Hz’ siz anmadığı Muaviye’yi, bırakın ‘gerçek İslâm’ın temsilcisi olarak görmeyi; müslüman sayıyor muydu?
*****
Bugün terörü bir metot olarak benimseyenlerin söz konusu bakış açılarını şekillendiren kimi ulemadır.
Bu insanların ilham aldığı sayısız ulema ve onların eserlerinde dile getirdikleri görüşler, ciddi bir eleştiriye tabi tutulmadıkça, eylemcilere yapılan eleştiriler kelimenin en hafif ifadesiyle iki yüzlülüktür bu sebeple.
Eylemi doğuran teoriyi görmezden gelip, eylemi lanetlemek; başka türlü nasıl izah edilebilir?!
*****
Terör söz konusu olduğunda, dünya kamuoyunun da yönlendirmesiyle ‘gerçek İslâm’ı hatırlama ve hatırlatma gereği duyan ülkemizin resmî uleması, yolsuzluğun ve adaletsizliğin karşısında neden dilsiz şeytan kesilirler?
Gerçek İslâm sadece terör söz konusu olduğunda mı aklına gelir bu zevatın ve sadece teröristler mi İslâm’a zarar vermektedir?
Korkaklar, ulema fetvalarına sığınarak çalıp çırpmayla meşgul olurken; cesurlar, aynı fetvalarla kendi hayatları pahasına adam öldürüyor.
‘Gerçek İslâm’ nutukları atanlar, bu külliyatı gözden geçirsinler önce.
Suçu, hayatlarını feda edecek kadar inanmış gençlere yıkacak yerde, onların gösterdiği cesaretin yarısını göstersinler de İslâm’ı boğan, sözüm ona islâmî yorumlarla mücadele etme azmini ortaya koysunlar.
Halk da öğrensin; neymiş ‘gerçek İslâm’, kimmiş ‘gerçek müslüman’.
Madem ki liderimiz dünya lideri, onlar da dünya uleması olsunlar.
Ümmet-i Muhammed onları bekliyor.
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi