“Afedersiniz Bana Serok Ahmet Dediler…”
“Serok Ahmet” sloganından çok sevindirik olmuş hazret...
Nasıl bir aşka gelmişse,Kobani kahramanlarını(!) da selâmlamayı unutmamış.
Hani şu, Amerikan koruması olmasa başkentlerini bırakıp kaçacak olan kahramanları…
O kadar ki, PKK uzantıları bile rahatsız olmuş söyleminden.
Başkanlarını da ellerinden alacak diye korkmuşlardır zağar.
*****
AKP’ye hayran olmamak elde değil.
Sözü edilen konuşmaya rağmen, milliyetçi-Muhafazakâr tabanları dimdik ayakta.
O selâm gönderilen Kobani kahramanları(!) arasında asker, polis veya öğretmen katili olma ihtimali bile umurlarında olmamış anlaşılan.
Şu ana kadar tık yok…
Bırakın halkı, MHP’de ülkücülük(!) yapamayıp, AKP’ye geçen ülkücüler bile suspus.
AKP’de duygusallık(!) çok güçlü demek ki...
Bu duygusallık onları parti ve liderlerine sımsıkı bağlıyor.
*****
Sevgili Başbakanımız bir akademisyen.
Her ne kadar teorisi birçok noktada çuvallamış olsa da zekâsında bir sorun olmasa gerek.
Yaptığı konuşmayla Kürtçüleri yumuşatamayacağını aksine, “Biz adamı böyle diz çöktürürüz” diye düşüneceklerini bilmesi gerekir.
Büyük ihtimalle de biliyordur.
Bence güvencesi ya halkımızın dillere destan sağduyusu(!) ya da gençliğinden kalma naif İslâm kardeşliğiyle o bölgenin insanını entegre edeceğine inanıyor olması.
Sanki Ortadoğu’da birbirlerini havaya uçuranlar başka dine mensuplarmış gibi.
*****
Büyük ihtimalle bu rüyadan uyanacak…
O uyanmasa ustası anketlere bakıp uyandıracak onu.
Lâtife bu ya, yarın Konya’da, Kayseri’de “Bu MHP’liler bana iftira atıyor. Afedersiniz güya bana Serok Ahmet demişler” diyebilir.
Sonra da devam eder:
“Bize kimse Serok Ahmet deme cesaretini gösteremez. Kobani’ye selâm gönderen şerefsizdir! Bu iftirayı atanlar ispat edemezse şerefsizdir…”
Bu kadar da olmaz mı diyorsunuz?
Kendisinin Gürcü olduğunu söyleyip, sonra da “Bana Gürcü dediler” diyen adamın çırağı o.
Der mi der…
Ahâli mi?
12 yıldır şerbetli…
Ne tezatları, ne iftiraları alkışladı, bunu mu alkışlamayacak?!
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi