
MHP-HDP Kavgası
2007 seçimlerinde halktan, MHP'yi Meclise sokmamalarını istemişlerdi.
Girince BDP ile kavga eder, huzur içindeki ülkemizi yeniden 'Eski Türkiye'ye döndürürlerdi; Allah korusun!
Bugün kavga etmememizden şikâyetçiler…
Dün kavga ederiz diye bize karşı halkı uyaranlar, şimdi de kavga etmememizden dolayı şikâyet ediyorlar...
Neredeyse ocaklı gençleri, "Neden PKK'lılara saldırmıyorsunuz?" Diye tutuklattıracaklar.
*****
Bir temsilcilerini televizyonda seyrettim.
İnsanın inanası gelmiyor.
Adam alenen MHP'yi malûm partiyi eleştirmediği için suçluyor.
Elbette arzuladığı siyaseten eleştiri değil.
Arzuladığı tansiyonu çıkartacak bir tartışma.
Bu arzusunu da süslü kelimeler arasına sıkıştırıyor.
*****
Ezberleri bozuldu.
Bize biçtikleri rolü elimizin tersiyle itince, şirâzeleri kaydı...
Algı, gerçeğin karşısında tuzla buz oldu.
"Kürtçülerin antitezi", "şiddeti arzulayanların karşı cephesi" ithamları anlamını yitirdi.
Kızgınlıklarının ve afallamalarının sebebi bu.
Bundan dolayı düştükleri tutarsızlığın ayırdına varamayacak bir şaşkınlığın içindeler.
*****
Aslında MHP'yi konumlandırdıkları nokta, onların Milliyetçilik algılarının yansımasıdır.
Adamlar, Milliyetçiliği ayrışmanın adresi gibi görüyorlar.
Bu sebeple de Kürt milliyetçilerinin karşısına yerleştiriveriyorlar, kolayca...
Öyle ya bir tarafta Türk, diğer tarafta Kürt milliyetçileri.
Bu basit denklem, MHP tarafından bozulunca afallıyorlar haliyle.
*****
MHP kendine rakip diye lanse edilenleri, asla ciddiye almadı ve büyük bir ihtimalle de almayacaktır.
İpleri başkalarının elinde, iradeleri ipotekliler; konuşmaya değer insanlar olarak ülkücülerin muhatabı asla olmayacaklardır.
Kuklalarla değil, kuklacılarla hesaplaşacağız.
Çünkü biliyoruz ki, ne kadar yok edilirse edilsin, kuklacı mutlaka yeni kuklalar üretecektir.
*****
HDP yerine AKP'ye saldırmamızın sebebini merak edenler, büyük kuklacının taşeronluğu üzerine kafa yormalıdırlar.
O zaman hem sebebi anlayacaklar hem de bizi kuklalarla savaşmaya yönlendirmenin boşuna çaba olduğunu..
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi