Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Suat Başaran > Türban…

Türban…


Başörtüsü salt bir özgürlük sorunu mudur?


Veya sadece kişisel bir sorun mudur?


Aşağıdaki  hikâyeyi yıllar önce bir TV proğramında o zamanki Almanya şeyhülislâm’ı olan şahış anlatmıştı.


Ergenlik  çağına gelmiş bir kız çocuğu, yüzme dersine katılmak istemeyip sebep olarak da dini inançlarını gerekçe gösterince,  Alman yetkililer  bir dini otoriteden yazı getirmesini ister. Hanım kızımız Alman Hükümetince de tanınan ‘Şeyhülislâm’dan yazı getirir ve sözü edilen dersten muaf tutulur.


Bu örnek aşağıdaki soruları beraberinde  getiriyor:


Eğer dini otorite “Hayır dinimizde böyle bir şey yok” deseydi, o kız çocuğunun bireysel özgürlüğü ne olacaktı?


Başörtüsü ve tesettür İslâmi açıdan da sorgulanmalı mı?


Yani; “İnancım gereği böyle davranıyorum” diyene, “gerçekten inancın bunu mu gerktiriyor?” deme hakkımız var mı?


Ya da meselâ:


Saçını kapatıp, diğer taraflarını açan birine; “hem kısa etek giyip hem de başını neden kapatıyorsun?” denilebilir mi?


Eğer salt bireysel özgürlük sorunuysa bunlar, kimsenin bir şey deme hakkı olmasa gerek.


Demek ki hemen hemen herkesin kafası karışık bu işte.


Bu sebeple çözümü dışarıdan beklemenin sağlıklı bir sonuç doğurmayacağı ortadadır.


Kendin bir sistem ortaya koyamazsan mevcut sistemlerin sana verdiği rolle yetinmek durumundasın.


Bu sebeple çözümü ortaya koyması gereken bu ülkenin düşünürleri olmalıdır.


****


İslâm,  şu veya bu şekilde toplumumuzun tamamına yakınının dini inancı.


Bu inanç üzerinden bir tavır geliştiren sadece kişisel davranış ortaya koymuş olmaz.


Toplumun ortak değerlerine bir yorum getirmiş olur ki, toplumun da o değerleri korumak uğruna buna tepki vermesi doğaldır.


Nasıl ki, Türk bayrağından don yaparak bunu giyen biri, “size ne bu benim de bayrağım, vücudumu bununla örtmek beni rahatlatıyor” deme hakkına sahip değilse, dini kafasına göre yorumlayana da en azından toplum içinde müsaade edilemez.


*****


Başörtüsüne dini hassasiyet noktasından yaklaşanların “Kadının Toplumdaki Yeri” ne, söz konusu hassasiyetleriyle tutarlı,  bir çözüm üretmeleri şarttır.


Bunu yapamadıkları zaman bir değerin istismarından öteye gidemeyecektir davranışları.


Ve karşı taraftan dini inançlarına saygı beklerken, dine saygısızlığı asıl kendileri yapmış olacaklardır.

Yorumlar

Erol Salih DELİCE

Türban veya başörtüsü mü?Tesettür mü?İslam inanç sistemindeki yeri tesettürdür.Her tesettürlü başını örter.Ama her başı örtük tesettürlü olmayabilir.Zaten bir inanç sisteminin kendi kelime ve kavramları yoksa bir şey ifade etmez.Türkiye sistemi de bunu iyi bildiği için meseleyi baş örtüsü-türban- özgürlük olarak gündemde tuttu.Müslümanlarda tesettürü unuttular ve acayip bir sosyal kesim ortaya çıktı.Tesettür.Erkek ve kadın için tesettür.

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS