Bizim Ocak...
Bizim Ocakla ilgili ne yazılabilir, o kadar uzun zaman oldu ki!
Bir hayal perdesinin arkasında her şey…
İnsan düşünmeden edemiyor. Sâhiden yaşadık mı o günleri!
Mâdem yaşadık, neden ardı ardına bu kadar çok hata yapabildik.
Neden o günün imanı ve sevgisi üzerinde daha güzel günler inşâ edemedik?
Neden bu kadar savrulduk ve bu kadar ayrı kaldık?!
****
Hatırlıyorum da o gün de hizipler vardı. O gün de birbirimizi takip ederdik…
Biz Türkeşçiydik…Kelimenin gerçek anlamıyla Türkeşçi…
Dolmuşta, belediye otobüsünde kod adı Hacı’ydı…
Ama özel sohbetlerde Başbuğ olurdu hemen. Biz bizeyken “Sayın Genel Başkan” diyenlere ifrit olurduk, hele “Türkeş Bey” diyenlere…
Bizim gözümüzde yavşaktı bu tipler…Yavşak ve züppe…
Hamle Dergisi’ni çıkaranlara gıcıktık… Başbuğ’a gizli gizli muhalefet ettiklerine inanıyorduk…
Kaderin garip bir cilvesi, döndük dolaştık yine muhalif olduk aynı insanlara…
30 yıl dön dolaş yine aynı noktaya gel…
*****
Bizim Ocak bir karşı duruş idi…
Gizlenmeye, kısık sesle konuşmaya tepki…
Aslında isim olarak ilk belirlenen ‘ilke’ idi. Önünde bir şeyler vardıysa da unuttum. Bu ismi en çok rahmetli Erdoğan Tanrıöven istiyordu…
Erdoğan’ı çok seviyorduk ama, “Bizim Ocak” ismine karşı onun sevgisi bir anlam ifade etmezi…
Ve dergimizin adı “Bizim Ocak” oldu…
*****
“Bizim Ocak” … Adı bile içimizi ısıtmaya yetiyordu…
Üç sayı çıkarrtık…
Ali Uzunırmak’ın etrafındaki çember daraldı…
Yurt dışına çıkması gerekti…
Ocağı teslim ettik…
O zaman da sert esiyordu rüzgârlar ve güçsüz kalana yaşama hakkı tanımıyordu kimse…
Herkes kesin biat istiyordu kendi kliklerine; biz ise biatı yapmıştık yapacağımıza…
Yurdumuza kapandık ve bekledik…
1987 yılında görev bizlere verildi…
*****
Bizim Ocak bu tarihten sonra tanındı daha çok…
Satış rakamı 50 binlere ulaştı…
*****
Benim için hayatımın en sıkıntılı dönemi bu ikinci ocak dönemidir…
Sorumluluğun ne olduğunu ilk kez bu kadar ağır ve kesin burada yaşadım…
Mektup yazmaktan imtina eden ben, Servet Avcı’nın, Cemal Fedkâr’ın(Adnan İslâmoğulları), Hayati tek’in itelemeleriyle yazı yazmaya başladım…
Cezaevindeki dostlarımın ahret soruları sonucu, okumaya da başladığım yıl oldu bu…
“Bizim Ocak”a dair her şeyi birden yazacak değilim elbet, uzun bir dönem, uzunluğunca yoğun…
Bu bir giriş yazısı olsun…
Adnan’ın mekânında geçmişe bir yolculuk yapalım ve yaşadıklarımızı kardeşlerimizle paylaşalım…
Haftaya görüşmek üzere…
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi