Anayasa Gerekli mi?
Anayasa Gerekli mi?
Anayasa’yı bir kere ihlâl etmeyi meşru gören bir topluma
Anayasa gerekli midir?
Namusun bir kerede bozulabileceğine inananlar Anayasa ihlâllerine aynı tepkiyi veremezlerse hukuk’un namusu böylesi bir toplum tarafından korunabilir mi?
*****
Niye Anayasa yapıyoruz?
İşimize gelmediğinde ihlâl etmek için mi?
Yapılacak Anayasa’nın teminatı kim olacak?
Onu ihlâl edenleri kim cezalandıracak?
Yargı mı?
Yargıysa hangi yargı?
Bugün yürürlükte olan kanunlar aleni ihlâl edilirken kılınıkıpırtatmayanlar mı koruyacaklar Yeni Anayasa’mızı…
Güldürmeyin insanı…
*****
“Özel Hayatın Mahremiyeti” diye hüküm var…
Bir Allah'ın kulu çıkıp bu mahremiyetin korunduğunu iddia edebilir mi?
Güya dinlenen birine yasal dinleme süreci bittikten sonra bilgi verilmesi kanun gereğiymiş.
Kendisine böyle bir bilgi verilen kimseyi tanıyormusunuz?
*****
Bir memurun keyfiliği ya da işgüzarlığı sonucu, hürriyeti kısıtlanmış zamanı ve parası gasbedilmiş kaç kişinin hakkını arayabildiğine şahit oldunuz?
Avrupa’nın zorlaması hariç…
*****
Seçim öncesi keyfi olarak evleri basılan ve hürriyetleri gasbedilen ülküdaşlarımız haklarını arayabildiler mi?
*****
Sadece güç ve gücü elinde bulunduranların hukuku var…
Gerisi fasa fisodur…
*****
Yeni Anayasa yapacaklarmış da halkımızın oyuna sunacaklarmış…
Sanki daha evvelkileri Mozambik halkı oylamış…
Yerden yere vurulan 82 Anayasası’na %92 oy verdi halkımız, özgür iradesiyle…
Kimse kıvırıp durmasın, arşivler ortada kim ne söylediyse orada…
Bugün daha mı özgür halkımız?
Dün silâhtan korkuyordu, bugün de mevki- makam ve para kaybetmekten…
İnsan düşüncesini özgürce ifade edemedikten sonra, neden çekindiği çok mu önemli…
*****
Esas olan Anayasa yapmak değildir, yapılan Anayasa’yı koruyabilmektir…
Yeni bir Anayasa’dan ziyade onu koruyacak yapının ortaya konulması gerekmektedir…
Bu zihniyetten beklenecek son şey de budur…
Onun için televizyonlara çıkıp ciddi ciddi fikir beyan edenlere gülüyorum sadece…
Dün ekmekten putlar yapıyorlar, açıkınca yiyorlarmış, yeniler Anayasa yapıyor işlerine gelmediğinde ihlâl etmek için…
Afiyet olsun!
Biz almayalım!
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi