Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Suat Başaran > Yol Uzun, Bir Ömür İçin…

Yol Uzun, Bir Ömür İçin…



Ülkemizde Genel Başkanları değiştirmek imkânsıza yakındır…


İmkânsızlığı doğuran sadece kanun ve tüzükler değil elbet…


“Ahlâk” kavramının hemen hemen  bir tek cinselliğe endekslenmesi meseleyi zorlaştıran bir diğer unsur ve bu anlayışın tezâhürleri yalnızca siyâsî hayatımızı değil, tümden toplum hayatımızı felç ettiğini itiraf etmiyoruz.


Bu noktada felsefî tartışmalar bizim insanımızı hem yorar, hem de lüzumsuz alınganlıklara sokar… Onun için burada kesiyorum…Herkes yorumunu algıladığı şekilde yapsın…


*****


Beklemek zor!..


Hele yaşlandıkça ve gelecek büyük bir hızla tükenirken…


Hele hayatımızda dünler çoğalıyor ve yarınlar azalıyorken…


Beklemek zor!..


*****


Ancak unutulan bir şey var:


Zamanı uzatan bazen aceleciliklerdir, telâştır…


Hızlı yürüyeceğim diye telâş edenler çoğu kez tökezleyip yere düşerler…


Sağlam adımlarla ve sakin bir yürüyüş, menzile çok daha erken götürür insanı…


*****


Israrla, “önce sağlam bir duruş” dememizin sebebi bu…


Neye karşı olduğunu ve neyi değiştireceğini bilmek ve geri adım atmamak…


Nasıl tepkiler verebileceğinizin toplumda ve baskı gruplarında bir karşılığı olması, vereceğiniz muhtemel tepkilerin hesaba katılması. Yani sizin hesaba katılmanız, muhataplarınızı sizi her denklemde hesaba katmak  zorunda bırakmak…


Hareketin belki de son dönemlerde en büyük kaybı: “hesaba katılmamak…”.


Karşılığında ne teklif edilirse edilsin, gevşememek ve teslim olmamak…


*****


İş zor…


Kabul…


Ancak bir takım komplo teorileri ve olumsuzlukları dillendirerek vazgeçilmeyecek ve bir kongre dönemiyle geçiştirilecek heveslere kurban edilmeyecek kadar kutsal ve de üzerimize vacip olan bir vazife sözü edilen…


İşi zorlaştıran şahsî ikbâl kaygıları…


Önce bunları söküp atmalıyız kafamızdan…


Bunun için de öncelikle iç yürüyüşün tamamlanması lâzım…


 “Allahüekber!” deyip, anlamını idrak etmek ve buna paralel yapılacak bir iç yolculuk…


O zaman işimizin ne kadar  kolaylaştığını  göreceğiz.


Tenezzül etmediğimizde nasıl da şaşıracaklar…


Yüzlerine bakıp gülümseyeceğiz acı acı...


Yakın gelecekte düşecekleri zilleti haber verir gibi…


Bir ideal etrafında değil, menfaatler etrafında kümelenmiş bir politik organizasyona karşı bizlere tattırdıkları mağlûbiyet acılarına rağmen halen utanmadan o koltuklarda otursalar da onları asla ve kat’a yöneticilerimiz olarak kabul etmediğimizin işareti olacak bu gülümsemeler…


*****


Yol uzun, bir ömür için…


Bunu ülkücü olduğumuzda öğretmişlerdi bize…


“Ömürlerle sınırlı olmayan hedef”ti, “ülkü”nün bir tarifi de…


Bir yürüyüştür bu, önünde sonunda hedefe varılacak bir yürüyüş…


Sağa sola yalpalamadan ve “geriden gelen var mı?” diye bakmadan…


Yürüyoruz…


Mâzinin hatıralarını incitecek kadar, değerlerimizi yok saydıracak kadar, dünkü kavgamızın anlamını hiçe sayacak kadar gözlerimizi kamaştıran, aklımızı baştan alan bir ikbal beklentisinden ve marazî yönetme histerisinden zerre miktar eser olmayan bir yürüyüş bu…


Planlı bir yürüyüş bu.. planlı ve dik.. planlı ve idealist.. planlı ve tenezzülsüz.. planlı ve cesur.. planlı ve   ahlâklı.. planlı ver tavizsiz.. planlı ve samimî, hasbî. bir yürüyüş bu…











Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS