Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Suat Başaran > Sona Doğru…

Sona Doğru…


İçe yönelik son yazılarımı yazıyorum…


Onun için belli konulara son kez değinmek ihtiyacı hissettim…


Aynı zamanda yazıların altına yorum yapanlara bir cevap olarak da düşünüyorum bunları…


*****


İlki, eleştirilerimi “kaybetmiş insanın sızlanmaları” olarak  görenlere:


Kendimi hiçbir zaman kaybetmiş olarak görmedim…


Çünkü şahsımla alâkalı bir beklentim yok…


Hayatımın geri kalan kısmını günlük siyasetten uzak, ülkücü gibi yaşamaya çalışarak geçirmek en büyük dileğim…


Halen ülkücü ve MHP’liyim. Yönetimde olup ya da olmamak ne kazanç ne de kayıptır benim için…


Bu tür yorum yapanları zavallılar olarak görürüm ben…


Üzülürüm tabii ki, ancak üzüntümün sebebi, kendini ülkücü olarak isimlendirenlerin ülkücülükten ne anladıklarını görmektir…


Demek ki bu arkadaşların ülkücülükten anladıkları bu ki, benim yönetim dışında kalmaktan rahatsız olduğumu düşünüyorlar…


*****


İkincisi,“bugün bana, yarın sana” sözüne:


Onlara da aynı şeyi söylüyorum…


Bana hiçbir şey olmadı…


Daha doğrusu karşılaştığım herhangi olumsuz muamele yok…


Halen teşkilâtlara gidip geliyorum.


Beni delege yapmayabilirler, üyelikten de atabilirler, en ufak serzenişim olmaz…


95’yılına kadar MHP’ye üye bile değildim…


Ne MYK’ya girme arzum oldu ne de milletvekilliği için özel gayret gösterdim, hatta milletvekilliği her zaman bir tenezzül meselesiydi benim için, halen de öyledir. …


Kimileri milletvekili oldu…


Olanların içinde biz MHP’de iken başka partilerde ikbal arayanlar ve bizimle alay edenler vardı…


Ne onları kazanmış kabul ettim ne de kendimi kaybetmiş gördüm…


Sonuçta her şey Allah(c.c)’ın takdirindedir…


*****


 Son olarak, en fazla eleştiri aldığım konu olan kaset meselesi:


Bu konuya bu kadar ısrarla eğilmemin sebebi MHP’nin kaset şantajı altında olduğuna inanmamdandır…


Olayın göbeğinde yer alan birçok isimle yaptığım görüşme bu inancımı pekiştirmiştir…


Eğer yorumcuların iddia ettikleri gibi bu olaydan nemalanmak isteseydim, bunu açıkça yapardım…


İsim isim yazardım hem de…


Sözü edilen zevat ısrarla anlamak istemese de konunun en az ahlâki boyutu kadar önemli olan yönetim zaafiyetine dikkat çekmekti muradım…


Bu yönetim anlayışının hareketi ne kadar korumasız hale getirdiğinin altını çizdim sadece…


Ve maalesef aynı zaafiyetin devam ettiğini, bunun hareketi bitişe götürmekle eş anlamlı olacağını anlasın istedim ülküdaşlarımız…


Israrımım nedeni buydu…


-Bütün samimiyetimle söylüyorum- inşallah yanılırım…


Çünkü eğer siz yanılıyor ve yeni bir yanılgıyla mevcutla devam kararındaysanız veyl ülkücü harekete…


Yorumlar

koray

Sayın başkanım herhalde genel başkan adayı olmayacaksınız bu yazınızdan bunu çıkardım. Hakkımızdan hayırlısı olsun. Allah c.c iyilerle beraberdir. Allah yardımcımız olsun.

Haşim SALİHOĞLU

Suat BAŞARAN lider vasıflı bir kişiliğe sahiptir.Biz Ülkücüleri ne satın alacak para,fikriyatını değiştirecek bir kitap basılmadı,ne de nefsimizi ölçecek canlı yaratılmadı.Sona doğru,yeni bir HAREKETİN başlangıcıdır.Her zaman Suat BAŞARAN'ı okuyacağız ve takipcisi olacağız.

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS