Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Suat Başaran > 'Müslüman Cumhurbaşkanı'

'Müslüman Cumhurbaşkanı'



'Müslüman Cumhurbaşkanı' 2007 genel seçimlerinin sinsi sloganıydı… Furkan marketlerin, Lebbeyk turizmlerin piyasaya verdiği ince tüyonun barındırdığı kurnazlık aynı hinlikle yerleştirilmişti bu sloganın içine..


Tarih boyunca din bezirgânlarınca pişirilen bu aş, yine aynı bezirgânlarca temcid pilavı gibi yine aynı lezzetle pişirildi, işbirlikçileri tarafından servis edildi ve eblehler tarafından yenildi…


Bu özel bir dil…


Bir kesim ağız alışkanlığından kullanıyor; bir kesim şuurlu…


Kendilerini 'müslüman' olarak tanımlarken, aynı zamanda diğerlerinden soyutlayan ve haliyle de 'dışarıda kalanlar'ın müslüman kalamadığı bir dil...


*****


Bu dile bakarak, bunların şuur altlarına görebilir ve bu zevatın bizleri müslüman olarak değerlendirmediklerini anlayabiliriz…


Kendileri gibi düşünmeyen kimseyi müslüman saymıyor bunlar… Sıkıştıklarında ise 'şuurlu müslüman-şuursuz müslüman' ayrımına giderek, işin içinden sıyrılma klasiğine sarılıyorlar...


Bu ince hinliği sezmeden bunları değerlendirmek yanlış olur…


*****


Gazi Üniversitesi’ndeki son rektörlük atamasında bir kez daha ortaya çıktı bu…


Servet Avcı’nın muhteşem mektubu hiçbir yankı buldu mu o zevat arasında?


Rahatsız olmuşlardır kesin…


Foyalarını açık eden her olaydan rahatsız olur insanlar…


Ancak, esas olan gereğini yapmaktır…


Bir  müslüman diğer bir müslümanın hakkına halel getirebilir mi?


Bu hakkı halel getiren günde beş vakit namaz kılabilir mi; pişmanlık duymadan, hiç bir şey olmamış gibi secdeye varabilir mi?…


Demek ki, ya bizleri müslümandan saymıyorlar ya da müslümanlıkları kendilerine mahsus bir müslümanlık!..


*****


Adamların kendi ideolojik kurguları var…


‘Din’leri de bu kurgunun içerisinde…


‘Din’leri kelimesini şuurlu olarak kullanıyorum…


Yaptıkları ve ettiklerine bakınca benim inandığım dine benzemiyor bu ‘özel din’


Onları bizlerin karşısında güçlü kılan da bu…


Biz onların müslüman olduklarını var sayıyoruz, hatta bizlerden daha iyi müslüman olduklarına bile inanıyor çoğumuz…


Onlar ise bizi müslüman olarak benimsemiyor, kendilerinden olmayan kimseyi pek benimsemedikleri gibi…



*****



İşte temel sorun burada…


Dinimizi onların tekeline bırakmışız, sonra da “neden bunların karşısında sürekli yeniliyoruz” deyip hayıflanıyoruz…


İmanını onların tekeline bırakınca nasıl baş edeceksin onlarla?


Onların arkasında namaz kılarak, 'hoca' diye saygı göstererek nasıl mücadele edeceksin?


*****


 Gazi Üniversitesi'ndeki tercih bir karakter tahlili gibiydi aslında... ‘Müslüman Cumhurbaşkanı’nın yaptıklarını herkes gördü…


Buna rağmen onun 'iyi bir müslüman' olduğuna dair toplumda yaygın bir kanaat var…


Müslüman Cumhurbaşkanı’ dinin en önemli değeri olan 'adalet'i açıkça umursamıyor... Adaletin yok sayıldığı bir değerler sistemi ayakta kalabilir mi? Şayet kalırsa  inandırıcı olabilir mi?


Ne yapacaksınız?


Hakkınızdan mı vazgeçeceksiniz, yoksa –hâşâ- dininizden mi?


Ne hakkımızdan, ne de dinimizden vazgeçmeyeceksek ortada tek yol var:


Kur’an'a iltica etmek…


Kur’an eksenli düşünmeye başladığımızda; temiz kaynaklardan sevgili peygamberimizi ve onun gerçek arkadaşlarını tanıdığımızda İslâm’ın ruhuna nüfuz edebileceğiz…


O zaman göreceğiz ki İslâm, gâfillerin ve istismarcıların mârifetiyle anlaşılmaz hâle sokulmuş ve insanlığın hürriyeti ve kurtuluşu için gelen din, sömürülmesinin ve esâretinin aracı haline gelmiş…


İşte o zaman gerçek dini bulmuş olacağız…


Ve o zaman 'müslüman cumhurbaşkanı' sözü, sadece dudaklarımızda alaycı bir gülümsemeye sebebiyet verecek, o kadar…


Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS