İşte Size Yol Haritası…
“Hepimiz İslâm milletindeniz”…
Yukarıdaki söz, yeni barış güvercinimize(!) aitmiş…
Tutanaklarda yok, oralardan iyi haber alan bir köşe yazarından öğreniyoruz bu bilgiyi…
*****
Artık konuşmalarını hadislerle süslüyor…
Arınçgiller yalan söylememiş demek…
‘Sayın’ları, İslâmi (!) literatüre vakıf…
Eskide kalma mı yoksa yeni konsepttin zorlaması mı bilemeyiz…
Ancak yeni müttefikleriyle söylem noktasında zorlanmayacak demektir bu da…
Hayırlı olsun yeni dostları için…
*****
İşte size yol haritası…
Yıllardır “Türkiyelilik” gibi bir etnik (!) kimliği çağrıştıran ve bu yüzden iğreti duran bir kavram etrafında evelenip geveleniyordu…
Milli Görüş günlerinden kalma, “İslâm Milleti” kavramını cesaret edip dile getirmeyi bir türlü becerememişlerdi…
Sonunda can simidini yeni dostları uzattı…
Onlarca etnik kimliği olan Türkiye Halklarını kurtaracak yegâne formülü:
“İslâm Milleti”…
Kendileri söyleseydi ‘lâikler’ dünyayı ayağa kaldırırdı…
Fakat şimdi iş değişti…
Koskoca Barış Güvercini(!) teklif ediyor…
Sıkıysa karşı çıksın liberaller…
Güvercine (!) karşı çıkmak , barışa da karşı çıkmaktır çünkü…
*****
İşte size Yeni Anayasa’ın oturacağı temel…
Milletin adı belli oldu…
Zor olan kısmı buydu; gerisi kolay…
Sıra ülkenin adında…
Türkiye olmaz…
Düşünsenize “Türklerin Vatanı”nda ‘Kürt’ ya da, ‘Lâz’ olmayı…
“Anadolu” da çok Türk kokuyor…
Anatolya en uygunu…
“Anatolya Federe Cumhuriyeti”…
Dile gelince…
O kadar etnik dili bir arada resmi dil yapmak doğru olmaz…
İngilizce veya Arapça yeter…
Herkes kendi eyaletinde kendi dilini ikinci dil olarak kullanabilir…
Başkent mi?
Ankara tabi ki olmaz…
Ayrıca Bayrak ve İstiklâl Marşı var…
Onlar da oturulup konuşulur …
Her şeyi de ‘sayın’dan beklemesinler canım…
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi