Hep Aynı Hikâye...
Eleştiri için sürekli Genel Merkez’e bakarız da mahallÎ yöneticileri ya da muhalefet ettiğini sanan ‘kızgın’ları görmezden geliriz.
Seçim döneminde veya önemli bir kavşakta MHP’ye oy vermemeyi telkin edenleri.
“Ülkücülükleri uhdelerinde kalmak üzere” MHP’den istifa edenleri…
*****
Düzeleceği noktasında bir beklentim olduğundan değil, en azından gençlere faydası olması için yazıyorum bunları.
Hemen hemen son 40 yılını iyi bildiğimi zannettiğim bu hareketteki ‘yıldızların’ harekete attıkları kazıkları düşündükçe kahroluyorum…
“Genel merkez”in veya liderin burnunu sürtmek(!) için harekete verilen zararlar aklıma geldikçe gelecekle ilgili kaygı doluyor yüreğim.
*****
Bilsem ki, arkalarında duracaklar iddialarının…
Bilsem ki, ömürlerinin sonuna kadar adam gibi dimdik duracaklar…
Olmadı; dört dörtlük bir özeleştiriyle bezeyecekler dönüşlerini; gam çekmeyeceğim.
*****
Eminim ki -canlı şahitlerini bugün MHP’de yöneticilik yapan kimilerinde gördüğümüz gibi- hiçbir şey olmamışcasına dönüverecekler ‘yuvalarına’(!)…
Olan samimi insanlara, bunları bir şey sananlara olacak…
*****
MHP yönetimine ve Genel Başkanına en sert eleştirileri yapmış biri olarak, seçim arefesinde hangi gerekçeyle olursa olsun MHP’ye oy kaybettirmeye çalışmayı çok büyük bir gaflet olarak görüyorum…
Genel Merkez hangi yanlışları yaparsa yapsın, oy vermemeyi telkin eden ve açıklanmış adayların aleyhinde konuşan herkes sözü edilen gaflete ortak olur...
Aday belirlenirken tabi ki fikirler söylenecek, bunun bir mantığı vardır çünkü.
Kesinleşen adaya yapılan eleştirinin ise hiçbir mantığı yoktur.
*****
Bir şekilde partiden dışlananların kendi siyasî gelecekleri için girişimlerde bulunmasını anlayabilirim.
Bulunduğu beldeyle ilgili hassasiyetleri, seçmenine verdiği sözleri veya diğer insanî gerekçelerle bu tür arayışlara girer ve aday olur.
Ancak, bunlara ülkücülük adına basın aracılığıyla verilen şova yönelik destekleri kabullenmem mümkün değildir.
Kabullenemem çünkü:
Ülkücü yarınlar için bugünü feda edebilen adamdır.
Ülkücü, şahsî ikballeri elinin tersiyle itebilen gelecek için kendinden vazgeçebilen adamdır.
Kendini merkeze koyan değil.
*****
Avrupa’da başlayan Türkiye’de devam eden birçok ayrılışta, genellikle haklı gerekçeler vardı.
İfade edilen yanlışlar, vefasızlıklar, şahsiyetlerle oynamalar genelde doğruydu.
Ne oldu?
Avrupa’da “ülkücülük” adına rahmetli Başbuğ’a başkaldıran adamın son hali herkesin malûmu...
MHP’de ülkücülük (!) yapamayanların, AKP’deki durumları da...
*****
Bu arkadaşların hesap edemedikleri bir şey var:
Sadece Genel Merkez seçime girmiyor.
On binlerce ülkücünün seçimidir söz konusu olan.
Genel Merkeze değil, o arkadaşlarınadır zararları.
Beğenmedikleri zihniyet onların şovlarını büyük bir sevinçle seyrediyor...
Biliyor ki bu şekilde, anlamsız, hesapsız, ilkesiz tavırlar devam ettikçe, koltuğu için bir tehlike yok demektir…
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi