Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Suat Başaran > Hep Aynı Hikâye...

Hep Aynı Hikâye...


Eleştiri için sürekli Genel Merkez’e bakarız da mahallÎ yöneticileri ya da muhalefet ettiğini sanan ‘kızgın’ları görmezden geliriz.


Seçim döneminde  veya  önemli bir kavşakta MHP’ye oy vermemeyi telkin edenleri.


“Ülkücülükleri uhdelerinde kalmak üzere” MHP’den istifa edenleri…


*****


Düzeleceği noktasında bir beklentim olduğundan değil, en azından gençlere faydası olması için yazıyorum bunları.


Hemen hemen son 40 yılını iyi bildiğimi zannettiğim bu hareketteki ‘yıldızların’ harekete attıkları kazıkları düşündükçe kahroluyorum…


“Genel merkez”in veya liderin burnunu sürtmek(!) için harekete verilen zararlar  aklıma geldikçe gelecekle ilgili kaygı doluyor yüreğim.


*****


Bilsem ki, arkalarında duracaklar iddialarının…


Bilsem ki, ömürlerinin sonuna kadar adam gibi dimdik duracaklar…


Olmadı; dört dörtlük bir özeleştiriyle bezeyecekler dönüşlerini; gam çekmeyeceğim.


*****


Eminim ki -canlı şahitlerini bugün MHP’de yöneticilik yapan kimilerinde gördüğümüz gibi-  hiçbir şey olmamışcasına dönüverecekler ‘yuvalarına’(!)…


Olan samimi insanlara, bunları bir şey sananlara olacak…


*****


MHP yönetimine ve Genel Başkanına en sert eleştirileri yapmış biri olarak, seçim arefesinde hangi gerekçeyle olursa olsun MHP’ye oy kaybettirmeye çalışmayı çok büyük bir gaflet olarak görüyorum…


Genel Merkez hangi yanlışları yaparsa yapsın, oy vermemeyi telkin eden ve açıklanmış adayların aleyhinde konuşan herkes sözü edilen gaflete ortak olur...


Aday belirlenirken tabi ki fikirler söylenecek, bunun bir mantığı vardır çünkü.


Kesinleşen adaya yapılan eleştirinin ise hiçbir mantığı yoktur.


*****


Bir şekilde partiden dışlananların kendi siyasî gelecekleri için girişimlerde bulunmasını anlayabilirim.


Bulunduğu beldeyle ilgili hassasiyetleri, seçmenine verdiği sözleri veya diğer insanî gerekçelerle bu tür arayışlara girer ve aday olur.


Ancak, bunlara ülkücülük adına basın aracılığıyla verilen şova yönelik destekleri kabullenmem  mümkün değildir.


Kabullenemem çünkü:


Ülkücü yarınlar için bugünü feda edebilen adamdır.


Ülkücü, şahsî ikballeri elinin tersiyle itebilen gelecek için kendinden vazgeçebilen adamdır.


Kendini merkeze koyan değil.


*****


Avrupa’da başlayan Türkiye’de devam eden birçok ayrılışta, genellikle haklı gerekçeler vardı.


İfade edilen yanlışlar, vefasızlıklar, şahsiyetlerle oynamalar genelde doğruydu.


Ne oldu?


Avrupa’da “ülkücülük” adına rahmetli Başbuğ’a başkaldıran adamın son hali herkesin malûmu...


MHP’de ülkücülük (!) yapamayanların, AKP’deki durumları da...


*****


Bu arkadaşların hesap edemedikleri bir şey var:


Sadece Genel Merkez seçime girmiyor.


On binlerce ülkücünün seçimidir söz konusu olan.


Genel Merkeze değil, o arkadaşlarınadır zararları.


Beğenmedikleri zihniyet onların şovlarını büyük bir sevinçle seyrediyor...


Biliyor ki bu şekilde, anlamsız, hesapsız, ilkesiz tavırlar devam ettikçe, koltuğu için bir tehlike yok demektir…

Yorumlar

cemil sahin

Eselamualeyküm, Suat baskan, yine ülkü ocaklari genel baskanina yakisir bir tavir sergilendin, Rabbim hayirli olan herseyi sana ve senin gibilere nasip etsin.. Allaha emanetolll..

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS