Bozkurt…
Aradan çok uzun zaman geçti.
Bırakın sıradan bir vatandaşı ülküdaşlarımızın çoğunda bile şöyle bir algı vardır:
“Rumlar Türkleri öldürmeye başlamışlar bunu üzerine Türk Ordusu müdahale ederek Kıbrıs Türklerini kurtarmış”.
Algı böyle olunca oradaki soydaşlarımıza bakışımız da farklı oluyor.
Sanki orada kuzu gibi oturmuş ve onları kurtarmamızı beklemişler.
Oradaki insanları da Türk olduklarını unutuveriyoruz.
Oysa, ellili yılların ortalarındaki askerî çıkarmanın olduğu yıla kadar dozu gittikçe artan bir mücadele vardır orada.
Bir kahramanlık hikâyesidir bu.
Cüneyt Öztürk’ün kitabı“Kod Adı Bozkurt” işte bu gerçeği bir kez daha beynimize kazıyor.
Türk, her zaman ve her yerde Türk’tür.
*****
“Kod Adı Bozkurt” sadece bir kahramanlık destanı değil elbette.
Zaaflarımızı da görüyoruz bu hikâyede.
Hem millet olarak hem de devlet olarak zaaflarımızı.
*****
Kitabı dikkatlice okuduğumuz da bütün çıplaklığıyla ortaya dökülüyor bunlar.
İşlerin kurumsal akılla değil, kahramanların dirayetleriyle yürüdüğünü görüyoruz şaşkınlıkla.
Ve şükrediyoruz ki kahramanları eksik etmiyor Cenab-ı Hak bu milletten.
*****
Kitabın benim açımdan birinci derecede önemi kitabın yazarı elbette.
Utanılacak derece az yazan ve okuyan bir hareket için, içerikten çok medeni cesaret ve emeği her türlü övgüyü hak ettiği açık.
Ancak bu kitapta bunun çok daha ötesinde şeyler var.
Kitabı okuduktan sonra insanın yazarına “Şimdiye kadar neredeydin?” diyesi geliyor.
*****
Aslında çok iyi yetişmiş bir kuşak var bu harekette.
Yetişmiş ve kabiliyetli.
Ne yazık ki talep olduğuna inanmadıkları için yazmıyorlar.
“Marifet iltifata tabidir” sözü boşuna söylenmemiş.
*****
Kitabın bizim için bir önemi daha var:
Ülkücü fikriyatın ne büyük bir zemine sahip olduğunu gösteriyor.
Kitaptaki kahramanların birçoğu bizim isimlendirdiğimiz anlamda ülkücü değil.
Ancak hepsi de bizden biri gibi duruyor.
Bunun sebebini yazarının ülkücü olmasında arayanlar yanılırlar.
Sebebi: Her Türk’ün yalın halinin ülkücü olmasıdır.
Yeter ki önünde gerçek bir ‘Bozkurt’ olsun.
Bu milletin cevheri-i aslisi o zaman ortaya çıkıyor.
“Kod Adı Bozkurt” bütün çıplaklığıyla gösteriyor bunu bize.
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi