Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Suat Başaran > Yeni Bir Yöntem(3)

Yeni Bir Yöntem(3)


Bugün, gerek Genel Merkez gerekse taşra teşkilâtlarındaki yöneticilerimizin büyük bir çoğunluğu vaktinde muhalefet etmiş isimler.


Buradan anlaşılıyor ki yıllar yılı aynı insanlar değişerek yönetiyor hareketi. Bir gün hareketi sandığa gömmenin yollarını gösterenler başka bir zaman oy vermenin faziletlerini anlatıyor.


Vaktinde sandığa gömülmesi istenenler, bugün diğerlerini sandığa gömmenin hesaplarını yapıyor.


Sadece bu gözlem bile ne yapılması gerektiğini açıkça gösteriyor aslında.


İnsanlar adam gibi durmayı bilse, konumlarına paralel olarak söylemlerini sürekli değiştirmese mesele kendiliğinden hallolacak.


Yeni insanlar yok çünkü.


Hep aynı insanlar dönüşümlü olarak görev alıp birbirleriyle didişip duruyorlar.


Ve işin komik yanı, sonra da “dış güçler” e yüklüyorlar olup biteni.


*****


Son kurultayda mevcut yönetimi destekleyen arkadaşların aday belirlemeleri sonucu ortaya koydukları tavır herkesin malûmu.


Ne oldu?


Gelişmeler istedikleri gibi sonuçlanmayınca dün suçladıkları insanların konumuna düştüler.


Oysa, her şeye rağmen tutarlı dursalardı, yarın çok daha güçlü olacaklardı.


Aynı şekilde aday yapılmayan arkadaşlardan da, dışarı çıkma hevesine kapılmadan, arzuladıkları MHP için yöntem aramak beklenirdi.


Yıllar yılı süre gelen ve bir işe yaramadığı görülen davranışları tekrarlamak değil.


*****


Yeni bir yöntem gerekiyor; bizleri aynı hatalardan koruyacak yeni bir yöntem.


Bu yöntemin ayrıntılarına girmeyeceğim.


Sadece iki ana noktanın altını çizmeye çalışacağım; o kadar.


*****


Yeni yöntemin oturacağı zemin “her hal ve şartta ve her şeye rağmen MHP” olmalıdır.


Temel ilke de: “Meseleleri şahsîleştirmeme”.


*****


“Her hal ve şartta MHP” vasıtayı, gaye sanmak değildir.


Daha evvelki yazılarda bu örneği vermiştim:


Su, bardağın içinde ise, bardağı korumak aslında suyu korumaktır.


Bazı hallerde amaçla araç aynîleşir.


Burada esas olan vasıtayla gayenin ayırtına varabilmek, vasıtayı gayenin ilkeleriyle çerçevelemek ve onun emrine koşabilmektir.


Aynı örnekle devam edersek:


Bardağın suyunu boşaltıp içine sirke ya da şarap konmasını engelleyebilmektir esas olan.


*****


“Her hal ve şartta MHP” demek, dört taraftan sarılmış olanın ölümüne savaşması gibidir.


Gönlünü tüm oluşumlara kapamış ve başka bir yerde siyaseti düşünmeyenler MHP’nin arzuları istikametinde değişmesini varlık ve yokluk meselesi olarak göreceklerdir.


Aksi durum: “Denerim; olursa olur, olmazsa başka yerde şansımı ararım”tavrıdır.


Her tarafa sinyal göndererek verilen mücadelelerin sonuçları ortada.


*****


Çoğu kez kavgalarımız ilkesel değil, şahsîdir.


Eleştirilerimizi şahısların -bize göre- yanlışları üzerine odaklarız.


Hal böyle olunca mücadelemiz de arkadaşlarımıza karşı oluyor. Onları yıpratarak ya da etkisizleştirerek bir mesafe alabileceğimizi zannediyoruz. İnsan kaynaklarımızın fakirleşmesinin en önemli sebeplerinden biridir bu.


Oysa fikir ve ilkeler çerçevesinde yapsak mücadelemizi, rakip gördüklerimizin aslında müttefiklerimiz olduklarını anlayacağız.








Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS