Bütün Değerler Aşınırken…
Ahlâki bir zemine oturmayan bütün mücadelelerde esas olan kazanmaktır.
Her şeye rağmen kazanmak.
Taraflar bütün değerleri kendi menfaatleri doğrultusunda tevil ederler.
Böyle bir ortamda muhataplarda tutarlılık aramak, malûm evlerdekilerde bekâret aramaya benzer.
*****
Türkiye asla bir hukuk devleti olamadı ve olma ihtimali de gözükmüyor maalesef.
Adalet, bu topraklardan çoktan göçtü.
Kimsenin umurunda olmadığı için de geri geleceğini sanmıyorum.
En azında bir büyük buhranla imtihan edilmeden toplum.
Adalet uğrunda bedel ödemeyen toplumların semtine uğramaz çünkü.
*****
Geçim dünyasında insanlar.
Geçim derdinde herkes.
İhtiyaçlar o kadar çoğaldı ki para arttıkça geçim yükü de çoğalıyor.
Vaktinde aylık bin liraya şükür edenlere milyonlar yetmiyor.
Kavga adalet değil bu sebeple, kavga pay kavgası.
Tartışma proğramları okul müsamerelerine dönmesinin bir nedeni de bu.
Herkes verilen rolü oynayıp parasını alıp gidiyor.
*****
Evet! Kavga pay kavgası.
Paylaşma kavgası.
Bütün mücadele bu dinamikler etrafında şekilleniyor.
Var olduğu varsayılan bütün değerleri örseleyerek Türk toplumunu ayrıştırılıyor acımasızca.
Ortak değerler tek tek çekiliyor hayatlarımızdan.
Bizi bir yapan değer yargılarımız anlamsız söz yığınlarına dönüşüyor.
*****
Nereye kadar?
Tarih bize bunu sonunun büyük bir kaos olduğunu söylüyor.
Aynı topraklarda ortak bir hukuk oluşturamayanların sonu ne olmuşsa, bizleri bekleyen son da bu.
*****
Türklüğü ortak değer olmaktan çıkartanlar, İslâm’la birleştirmeyi vaat etmişlerdi.
Umut oydu.
Şimdi kavga İslâmî değerlerle.
İslâm’ın yerine ne koyacaklar?
Cidden merak ediyorum…
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi