Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Servet Avcı > 17 Aralık operasyonu yapılmasaydı

17 Aralık operasyonu yapılmasaydı!



‘Darbe girişimi’ deniliyor ya 17 Aralık için... Bir an 17 Aralık operasyonunun yapılmadığını düşünelim... Ne değişirdi veya ne değişmezdi?
Operasyon olmasaydı İçişleri Bakanımız bugün itibariyle hâlâ Muammer Güler’di meselâ... Bizlerin makam odasından bakanlığı yönettiğini zannettiği Güler’in meğerse Reza Zarrab’ın önüne yatarak içişlerini yönettiği gerçeği ortaya çıkmayacaktı... Devletin kürsülerinde ‘büyük adam’ sıfatıyla konuşmaya devam ediyor, kırmızı plakayla dolaşıyor olacaktı... Oğlu ise yatak odasında para sayma makinesi koleksiyonu yapmayı sürdürecek, ‘kuruşlar’ı istifleye istifleye trilyonlarına trilyonlar ekleyecekti... Ve bizler duymayacaktık bile...
Eğer Başbakan’ın dediği gibi bu fiil ‘darbe’yse ve önceki hâl ‘demokrasi’yse,  bu ‘darbe’ sayesinde ‘demokrasi’nin kirinden bir nebze de olsa arınmış olduk!..
Faturası başkasına, garanti belgesi kendisine ait yüz binlerce dolarlık saat takmasıyla mâruf, ‘düğün çıkını’şişkini Zafer Çağlayan da Ekonomi Bakanlığı’na devam ediyor olacaktı... Bizler o sayfalar dolusu fezlekeyi bilmeyecek, önce “Kürt olduğum için, sonra da İran’a ticaret yaptığım için başıma bunlar geldi”  savunmasına hangi organla gülüneceğini şaşırmayacaktık... Buna da sebep ‘17 Aralık darbe girişimi’ydi hiç şüphesiz!..
‘Balkon gülü’ Egemen Bağış da ‘darbe mağduru’... Adam bir yandan halkı dinî açıdan aydınlatırken, diğer yandan Zarrab’la birlikte carî açığı kapatıyordu çanta çanta!.. Düşünebiliyor musunuz, o meş’um ‘darbe’ olmasaydı, Bakanlar Kurulu’nda hâlâ yan yana oturuyor olacaklardı Erdoğan Bayraktar’la... O Bayraktar ki  “Ne yaptıysam onun talimatıyla yaptım, Başbakan da istifa etmeli” diyecek kadar açık sözlü bir siyasetçimizdi!.. ‘17 Aralık darbesi’ yapılmasaydı bunların hepsi ‘sır’ kalacaktı aile arasında!.. Küçük Bayraktar da mutlu mesut biçimde koordinatörlüğe devam edecekti!..
Taahhüt edilen paranın eksik getirilmesi karşısında hiddetlenip reddeden ve  “Nasıl olsa kucağımıza düşecek?”  şeklinde tavır koyan ‘prensipli’ devlet büyüklerimizi öğrenemeyecektik meselâ!.. Taşıma suyla değirmenin dönmeyeceğini biliyorduk da, gece yarılarına kadar taşımayla paranın sıfırlamayabileceğini de bu sayede öğrenmiş olduk!..
Adı geçen Bakanların görevlerine devam ettiklerini, yani ‘demokrasi’nin kesintiye uğramadığını düşünelim!.. Daha adilâne olurdu diyebilen var mı acaba? Madem 17 Aralık operasyonu bir darbeydi, bu ‘darbe mağdurları’na sahip çıkmak Başbakan’ın üzerine bir borçken neden arkalarında durmadı da kabinede revizyona gitmek zorunda kaldı?
17 Aralık operasyonu bir nimetti... Bu anlamda “Kim yaptı, niye yaptı, ne zaman düğmeye basıldı?”  soruları, örtülen fecaatin yanında hiç de anlamlı kalmadığı gibi, failin gündem saptırmaya, hukukun olması gereken refleksine başka anlamlar yükleyerek kafa karıştırmaya hizmet ediyor...
Eğer bir darbeden söz etmek gerekiyorsa, 25 Aralık’ı engelleyen bir darbedir o... Hukukun burada önüne geçilmiş, ‘önce icra eden, arkasından kanun yetiştiren’ ellerin marifetiyle ‘yürütme darbesi’ gerçekleşmiştir...
 17 Aralık hayata geçmemiş olsaydı, o cerahat patlamamış, adı geçenler devletin en üst makamlarını işgal etmeye devam ediyor, kurdukları ‘düzen’ devlet gücünün takviyesiyle bugün de tıkır tıkır işliyor olacaktı... Dedik ya, ‘demokrasi’ kesintiye uğrayınca bu saadet zinciri kısmen darbe yedi...
Bunları biliyoruz... Peki neyi bilmiyoruz? 25 Aralık operasyonu engellenmemiş olsaydı, öncekilere ilâveten bugün kimlerden kurtulmuş olacağımızı bilmiyoruz... 25 Aralık’ta hukuka yapılan darbe, bu gerçeği bilme hakkımızı elimizden aldı... Ya da öyle zannediliyor!..
Şayet 25 Aralık tamama erseydi, bugün hangi ‘devlet büyükleri’ aramızda olmayacaktı? Kim bilir kendi aralarında kimleri suçluyor olacaklardı? Operasyonu sağ salim atlattıklarına göre ‘önceki dörtlü’den şanslı biçimde tezgâhları tıkır tıkır işliyor mu acaba?
İşlerine gelmeyenlerin ‘darbe’ nitelemesi çok önemli değil... Bir gün bu ülkede 17 Aralık günü ‘Yolsuzlukla Mücadele Bayramı’ olarak kutlanacaktır...

Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS