
O POLİSLER SUÇLUYSA EĞER
O polisler suçluysa eğer acilen yapılması gerekenler var… Madem ki yasadışı işlere imza atmışlar, madem ki darbeye yeltenmişler, o hâlde daha fazla gecikilmeden kişilere verilen zararların telâfisi gerekmektedir… Onun için tekliflerimizi sıralayalım…
1. Başbakan Erdoğan, komploya aldanarak görevden almak zorunda kaldığı masum bakanlar Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Erdoğan Bayraktar ve Egemen Bağış’tan derhal özür dilemelidir!.. Kamu vicdanı ancak böyle tatmin edilir!.. Bu bakanların boynuna asılan ‘suçlu’ yaftası ancak böyle indirilebilir!..
2. Görevini başarıyla ifa ederken, bu operasyona kurban giden Muammer Güler tekrar İçişleri Bakanlığı’na getirilerek, en azından kul hakkı korunmalıdır!.. Ancak böyle olursa, baba-oğul bu ülkeye hizmetlerine ‘kuruş-kuruş’ biriktirerek nasıl trilyonlara ulaşılabildiğini göstererek hizmete devam ederler!.. Kimin önüne yatacaklarına yine kendileri karar verir!..
3. Madem bu bir komplo ve o polislerin marifeti, Erdoğan Bayraktar’ın kabine dışında kalması insanlığın vicdanını kanatmıştır… Tezgâh ortaya çıkarıldığına göre ‘darbe girişimi’ dolayısıyla kaybettiği koltuğuna ve kırmızı plakasına bir an önce geri döndürülmelidir!.. Öyle ya, “Ne yaptıysam onun talimatıyla yaptım, Başbakan da istifa etmeli” diyerek ağlaya ağlaya istifa eden Bayraktar, aynı yerden talimatlar almaya ve bu yolla ‘hizmet’e devam edebilmelidir!..
4. Zafer Çağlayan’ın da bakanlığı ışık hızıyla kendisine iade edilmelidir!.. Önce “Kürt olduğu için” sonra da “İran’a ticaret yaptığı için” bunların başına geldiğini savunan Çağlayan’ın mağduriyeti gecikilmeden giderilmelidir!.. İnsanların her an kendisine saat sorma endişesiyle yaşamak zorunda kalması üzücü bir durum!.. Bu mazlumun da içine düştüğü travmanın aşılması ancak yeniden bakan olmasıyla, masumiyetinin tescillenmesiyle mümkündür!..
5. Ve Egemen Bağış… Haksızlık sonucu koparıldığı o çok sevdiği ‘millete hizmet’ koltuğuna tekrar kavuşturularak, ‘adalet’i esas alan bu iktidar döneminde mağduriyetlerin nasıl giderildiği, haksızlığa ve iftiraya uğrayan değerli kardeşimizin nasıl tekrar bakan yapılabildiği dosta düşmana ispatlanmalıdır!.. O da ‘dinî’ ve ‘millî’ gayretlerine vites yükselterek devam edebilme şevkine kavuşturulmalıdır!..
6. Türkiye’nin carî açığını ‘çanta çanta’ kapatan ‘hayırsever işadamı’ Rıza Zarrab’tan devletçe özür dilenmeli, mümkünse bir ‘ülke yararına çalışmaları’ dolayısıyla kendisine bir de madalya takılmalıdır!.. Kamu gücüyle bir başkasını mağdur edenler olursa devleti yönetenlerin devlet nâmına özür dilemeleri ayıp değil, erdemdir!.. Dersim ve Ermeni özrü buna iyi örnektir!.. Alışkanlık yaptığına göre bu kardeşimize de bir özür esirgenmemelidir!..
7. Ve Halkbank’ın eski genel müdürü Süleyman Aslan… Şu anda onun yerine bir başkasının genel müdürlük makamında oturuyor olması, Süleyman Bey’in ‘suçlu’ gibi algılanmasına yol açmaktadır!.. Olayların tamamının senaryo olduğu anlaşıldığına göre Süleyman Bey niye görevine döndürülmesin ki? İmam-hatip hizmeti onu bekliyor zaten!..
Madem Başbakan Erdoğan “Bu daha başlangıç” diyor ve kendi kamuoyunda ‘dik duran, eğilmeyen’ kişi olarak anılıyor, o hâlde cesaret göstermeli ve adı geçen şahısların tamamını görevlerine iade ederek, adaletin, hakkın ve hukukun korunması için ne kadar kararlı olduğunu göstermelidir!,, Ve kişilik haklarının zedelenmesine karşılık devletin mağdurlara tazminat ödemesi için ön ayak olabilmelidir!..
O polisler suçluysa eğer, kamu vicdanını rahatlatmak için bundan daha iyi bir yöntem düşünülemez!.. Şimdi bir samimiyet bekliyoruz bu mağdurlar nâmına!.. Haydi bakalım, komploculara kelepçe takıldığına göre, sıra iade_i itibarda!..
Görelim o iradenin şimdi cesaretini!.. Çünkü vatandaş olarak o dört bakan ve diğerleriyle ilgili hakkın iadesi gerçekleşmezse hem içimize şüphe düşecek, hem de ‘dik duruş’a yakıştıramayacağız!..
Buyurabiliyorsanız buyrun!..
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi