Seçimin kaybedileceğini CHP’ye itiraf ettirmek!
Türkiye’de seçmenin nasıl ‘haksız rekabet’le karşı karşıya olduğunu görmek için ilginç bir örnek verelim... İnternetteki herhangi bir arama motoruna ‘CHP’ye yakınlığıyla bilinen anket şirketi ’yazarsanız çoğu havuz medyasına ait şu başlıklarla karşılaşıyorsunuz:
CHP’nin anket şirketi de Erdoğan dedi! (Akşam-Yenişafak)... CHP’ye yakın şirketin anket sonuçları (Sabah)... CHP’ye yakın şirketin Köşk anketinde şok sonuçlar! (Milliyet)... CHP’ye yakınlığıyla bilinen şirket de AK Parti dedi (Yeniakit)... CHP’ye yakın şirketin anket sonuçları (Takvim)... İşte CHP’ye yakın şirketin son seçim anketi (Star)...
İktidara yakınlığıyla bilinen internet sitelerinden de bazı başlıklar aktaralım: CHP’ye yakın şirketin Köşk anketi umut verdi mi? CHP’ye yakın anket şirketinden sürpriz sonuç... CHP’ye yakın şirketin anket sonuçlarına göre Erdoğan yüzde 53 alacak... CHP’ye yakın şirketten çatı aday anketi...
O şirketin adını biz burada vermeyelim... Oluşturulmak istenen algıya dikkat çekmeye çalışalım... Söz konusu firma adına verilen sonuçlar CHP ve onun da içinde bulunduğu çatı adayını oldukça geride gösteren sonuçlar... Zaten bunu iktidara yakınlığıyla bilinen ve müşterisi iktidar partisi olan anket firmaları da sürekli yapıyorlar ve sonuçları ‘destekçi’ gazeteler allayıp pullayıp aktarıyorlar...
Bu propaganda yöntemine ilâve olarak bir de ‘içeriden’ vurmayı deniyorlar... Bununla seçmende “Bakın kendi firmaları bile yenilgiyi kabul ediyor” algısı oluşturulmak isteniyor... İlgili haberlerin başlığını gören anket firmasının CHP’nin yan kuruluşu olduğunu zanneder!.. Oysa tamamen bağımsız ticarî bir kuruluş... Tabii buradaki en büyük eksiklik CHP’den kaynaklanıyor... Sandığa sahip çıkma konusundaki yetersizlikleri, propaganda alanındaki bu manipülasyon karşısında da kendisini gösteriyor... Hiçbir anket firması ‘A partisine yakınlığı’yla anılmazken, CHP’nın adı verilerek Ekmeleddin İhsanoğlu’yla ilgili ‘peşin yenilgi’ havası pompalayan bu ‘şöhretli’ firma ve haberler hakkında herhangi bir işlem veya açıklama yapılmıyor...
Söz konusu firma da bu şekilde anılmaktan memnun olmalı ki, ne kendi internet sitesinde ne de başka bir yerde ‘CHP’ye yakınlık’ iddiasını reddetme yoluna gitmiyor... Adı geçen parti yöneticileri bu konuda uyuduğuna göre, iktidar medyasına her defasında seçmene ‘CHP’ye yakın firma bile’ mesajını çakarak mesafe almak düşüyor... Bir siyasî parti, kendi adı bir defa değil yüzlerce defa kullanılarak kurulan bu tezgâhı nasıl görmez, nasıl tedbir almaz, akıl alır gibi değil!..
30 Mart yerel seçimleri öncesinde de o firma için ‘CHP’ye yakınlığıyla bilinen’ unvanı kullanılmıştı iktidar medyasında... İlk defa orada gözümüze çarpmıştı... İyi verim alınmış olmalı ki, Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili aynı şekilde ve sürekli tekrarlarla vurgulama yapılıyor... İktidar partisine iş yapan firmaların yönlendirme çabalarına, muhalefet partisinin ‘yan kuruluşu’ gibi sunulan firmanın ‘itiraf’ şeklindeki takviyesi elbette büyük önem taşıyor!.. Seçmene sonucu iki tarafça kabul edilmiş bir paket sunuluyor... Direnç kırılıyor ve muhtemelen sandığa gitme motivasyonu olumsuz etkilenmek isteniyor...
Çok yönlü bir savaş bu ve hiçbir fırsat siyasî iktidar tarafından kazaya bırakılmıyor, boşluk bırakılmıyor... Anketler farklı düşünen seçmende ‘yalnızlık duygusu’ oluşturmanın bir parçası... Bu anlamda sadece ‘eğilimleri tespit’ değil, ‘yönlendirme’işlevine de sahip...
Bu arada ‘CHP’ye yakınlığıyla bilinen’ o şirketin Ankara’daki 30 Mart seçimleriyle ilgili sürekli verdiği anket sonuçlarını aktaralım: Melih Gökçek yüzde 46, Mansur Yavaş yüzde 39... Firma sahibi anket yasağını deldiği son haftada twitter’dan sonuçları şöyle revize etmişti: Melih Gökçek yüzde 46.7, Mansur Yavaş yüzde 41... Seçimler ise mâlûm, karanlık bir şekilde karakolda bitti!..
Seçime on gün kala bakalım CHP’nin basın ve propagandayla ilgili birimleri, parti ismi kullanarak Ekmeleddin İhsanoğlu aleyhine ‘yenilgi itirafı’ yayımlayan medya kuruluşları ve o firmayla ilgili ne zaman harekete geçecek?
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi