Biz önyargılıysak bunlar ne?
Biz önyargılıydık, muhaliftik, olumsuz baktığımız için olumsuz görüyorduk!.. Şimdi AKP milletvekili olan ve bir zamanlar HADEP Genel Başkan Yardımcılığı yapan ve her ağzını açtığında ‘açılım’ı savunan, çözüm sürecine üstündeki kefenlerle girdiklerini söyleyen Mehmet Metiner’in şimdi geldiği duruma ne demeli?
PKK’yı bölgenin JİTEM’i ilân eden Metiner Altan Tan’a hücum ederken bakın neler sıralıyor: “PKK’lı olmayan vatandaşlarımızın bölgede seyahat özgürlüğü kalmamıştır... PKK silah gücüyle iktidar yaratmıştır...Örgüt silah marifetiyle herkesi susturmaya kalkmıştır... ”
Devletin yerine bir başka gücün geçtiğini söyleyerek aslında yanlışlarını ve acizliklerini itiraf eden kişi iktidara mensup bir milletvekili... Geçtiğimiz günlerde yine iktidarın kuvvetli destekçilerinden gazeteci-yazar ve ‘âkil adam’ Ahmet Taşgetiren de benzer iddiaları sıralamıştı... Aslında gerçeği herkes biliyor ama itiraf etmek ve halka gerçekleri ulaştırarak hükûmeti zora sokmak işlerine gelmiyor...
***
Geçtiğimiz günlerde habervaktim.com’da özel bir haber yayınlandı... Başbakan Davutoğlu’nun bölge milletvekilleriyle yaptığı toplantıda, bazı milletvekillerinin Davutoğlu’na ‘şok bilgiler’ aktardıkları belirtiliyordu...
Buna göre bazı milletvekilleri, bölgede yaşanan olayların Başbakan Davutoğlu dahil devletin üst yönetimine farklı aksettirildiğini, bölgedeki durumun objektif biçimde aktarılmadığını, bu konuda kendilerinin anlatacaklarına itimat edilmesini istediler...
Bölgede bazı yerlerde hâkimiyetin tamamen PKK’nın eline geçtiğini söyleyen ve doğru bilgi alınabilmesi için bazı kanaat önderlerinin telefonları veren milletvekili, terör örgütünün her geçen gün daha güçlendiğini Davutoğlu’na bildirdi... Toplantıyı yöneten ve anlatılanlardan rahatsız olan bir AKP kurmayının süre dolduğu gerekçesiyle o milletvekilinin daha fazla konuşmasına izin vermemesi dikkat çekti... Haberdeki bir diğer önemli ayrıntı ise, bölgede yaşanan herhangi bir olayla ilgili İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya ulaşmakta yaşadıkları sıkıntıydı...
***
Aynı habervaktim’de önceki gün bölgedeki fecaati gösteren, ‘PKK/KCK’dan ayağa hizmet’ başlığıyla verilen ve her yüreğin kaldıramayacağı bir haber daha vardı... Aynen aktaralım:
Birçok ilde mobil tahsilat büroları kurarak hizmeti halkın ayağına getiren(!) terör örgütü, halka daha hızlı sözde adalet dağıtmak(!) için de mahkeme sayılarını artırıyor. Birçok ilde kent içerisinde kontrol noktaları oluşturan terör örgütü, ilçelerde güvenliği (!) sağlamak için de silahlı araç devriyelerini sabah akşam dolaştırıyor.
Doğu’daki bütün illerde esnafa vergi kesmeye başlayan örgüt, bunların tahsilatı konusunda da vatandaşın zorluk yaşamaması içini elinden gelen kolaylığı gösteriyor. Bütün illerin merkezi noktalarında mobil tahsilat büroları açan örgüt, bu şekilde hizmeti halkın ayağına kadar götürüyor. Vatandaşların da bildiği bu bürolar, kesilen vergileri (!) gece gündüz tahsil ediyor.
Her önüne gelen esnafa yüzbinleri bulan rakamlarla vergi kesen örgüt, tanıdık birini bulana ise yüzde 80’e varan oranlarda indirim uyguluyor. Kendisine 250 bin TL vergi kesilen bir esnaf, araya örgütten bir tanıdığını koyarak bu rakamı 50 bin TL’ye kadar düşürmeyi başarmış. İndirim oranına sevinen esnaf, bu kampanyayı kaçırmamak için vergisini hemen peşin olarak ödemiş.
Vergiyi çok bulup güvenlik güçlerine gidenlerden ise kesilen verginin kat be kat fazlası tahsil ediliyor. Kendisine 50 bin TL vergi kesilen E.B., durumu polisle paylaşınca vergisi 1 milyon liraya çıkarılmış. Çocuğu örgüt tarafından pikniğe götürülen ve vergisinde indirime gidilmeyen E.B, neyi var neyi yok satarak vergisini hemen ödemiş.
Her ilde adaleti hızlandırmak için mahkemeler kuran örgüt, Diyarbakır’daki mahkeme sayısını da üçe çıkardı. Hızlı bir şekilde davaların görüldüğü mahkemeler vatandaşlardan yoğun rağbet görüyor(!)
***
Biz önyargılıydık, muhaliftik, olumsuz baktığımız için olumsuz görüyorduk ya!.. Buyrun bakalım!..
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi