Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Servet Avcı > Yeni Türkiye buysa eğer!

Yeni Türkiye buysa eğer!


Yeni Türkiye, yerde yatan aciz madenciye tekme savuran karaktersizlerle, karısının yanındaki adama arkadan yaklaşıp silah sıkan alçakların el sıkıştığı ülkeyse eğer... Yeni Türkiye, başkalarının etek giydirdiği teröristler, memleketin dağlarını, ovalarını, caddelerini, okullarını rehin alırken, emniyet kuvvetlerinin kalkan arkasına sinmek zorunda bırakıldığı yerse eğer... Yeni Türkiye, habercilerin teröristler lehine ‘tetikçi’ye, teröristlerle mücadele etmesi gerekenlerin ise ‘haberci’ye dönüştürüldüğü düzense eğer... Yeni Türkiye, ülkenin toprak bütünlüğü ve güvenliğiyle doğrudan bağlantılı ve ‘yüzyılın projesi’ diye sunulan bir projeyle ilgili yol haritasının Genelkurmay Başkanı tarafından bilinmediğinin itiraf edildiği, o projenin ‘p’sinden habersiz, misyonları parmak kaldırmayla sınırlı olanların kendilerini milletvekili zannettiği çelişkiler dünyasıysa eğer... Yeni Türkiye,  “Türkiye’ye kedi bile vermeyiz” diyenlere, devletin istihbarat birimleri eşliğinde kordon yapıp, ülkenin yollarında, il, ilçe merkezlerinde zafer kazanmış ordu edasıyla ‘şampiyonluk turu’ attırmak ve ‘ulus inşası’na çanak tutmaksa eğer... Yeni Türkiye, yüzyıllardır pantolonunu çekmekten aciz, bölgesinde kim güçlüyse onun emrine âmâde ve iş birlikçi olmayı töre edinmiş köksüzler bugün kollarında Amerikan bayraklarıyla topraklarımızda şov yaparken, devletin emniyet güçlerinin şehir merkezlerimizde üniformayla dolaşamayacakları bir iklimse eğer...
Yeni Türkiye, dün Dağlıca basılırken “Çok kalabalıklardı, ağır silahları vardı”  trajikomikliğine sığınanların, bugün ise  “Yüzleri maskeliydi”  diyerek faili failden önce koruyanların mühür sahipliğine devam ettikleri rejimse eğer... Direkler ‘kız kardeşimizin gelinliği, şehidimizin son örtüsü’ olan bayrağımızın uçlarında hürce dalgalandığı yerlerdi... Şimdi bayraklar birer birer indirilirken, o direklere bu devletin bekâsı uğruna hayatını sebil eden korucuların bağlanıp, Türk devleti adına diz çöktürüldüğü ve kurşuna dizildiği mekânlar yeni Türkiye’yse eğer... Yeni Türkiye, kaderini kendisiyle birleştirmiş bu kahramanları unutmak, yalnız bırakmak ve teröristlerin insafına terk etmekse eğer...
Yeni Türkiye,  “Bir deneyelim. Açılım tutmazsa başa döneriz!” diyen ufuksuz, cahil, gafil ve basiretsiz yöneticilerin, organize isyan karşısında ‘baş’a değil ‘taş’a döndükleri alacakaranlık kuşağıysa eğer... Yeni Türkiye, bu topraklardaki bin yıllık tutunma kavgamızı yok sayacak, aşağılayacak ve ancak ‘eşkıyayla ortaklık’ kurarsak huzura ve demokrasiye kavuşacağımızı -tehditle karışık- öğütleyecek alçakça bir kampanyaya teslimiyetse eğer...
Yeni Türkiye, ‘AVM hırsı’nın ‘vatan tutkusu’na, ‘kupon arsa’ koleksiyonculuğunun ‘millî ülküler’e galebe çaldığı, necaset kokulu iş birliği masalarının ve göz yumulan terörist anıt mezarlarının, on binlerce masumun kanından üstün sayıldığı, teröristin ve yolsuzun baş tacı yapıldığı, görevini yapanların ise kovalandığı bir gerçeklikse eğer... Yeni Türkiye, terör örgütlerine yardım ve yataklıktan yargılananların ‘âkil adam’ sayılıp, çözüm bulmakla görevlendirildiği, buna karşılık şehit ailelerinin sesinin bastırıldığı, gazilerin protez bacakları için icraya verildiği, kamuya ait otobüste “Benim için mi kollarını kaybettin şerefsiz”  denilerek güç gösterildiği cinnet zeminiyse eğer...
Kendisine dokunmayan yılanla işi olmayan ‘taksite bağlanmış’ hayat sahipleri...  “Biz gidersek aç kalırsınız”  diye şeytanî korkutmalara pabuç bırakıp, şükredenler... Ufku tarlasının sınırında bitenler... Esas koridorun Ak-Saray’la İmralı arasında açıldığını fark etmeyenler, etse bile umursamayanlar... Kendi anası ağlamadıkça, kimin anası ağlarsa ağlasın dert etmeyip sıranın kendilerine gelebileceğini hesaplayamayanlar...
Eserde sizin de parmak izlerininiz var... Gurur duyabilirsiniz!..



 

Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS