
Eğer Cumhurbaşkanı olursam!
Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas’ı sarayda ağırlarken yapılanlara getirilen eleştiriler gerçekten yakışmadı
Onaltı Türk devletini temsilen asker kuşandırılmış olmasının eleştirilecek neyi vardı Allah aşkına? Cumhurbaşkanımız ‘Türklük’hassasiyeti öteden beri bilinen birisi... Yıllardır konuşmalarına bir bakın, sürekli Türk devlet geleneğinin, Türk kültürünün izdüşümünü ifade eder... Dolayısıyla tarihimize sahip çıkarak, bunu Abbas’a göstermesi, eminiz ki Abbas’ı da ziyadesiyle heyecanlandırmıştır...
Üstelik bu eleştirilerin yoğunlukla milliyetçilerden gelmesi tam bir çelişkiydi... Hele hele bu görüntünün seçimler öncesinde yine milliyetçilere göz kırpmak anlamında olduğuna dair yorumlar tam ‘kara budunluk’tu...
Muhalefet muhalefet de nereye kadar? İnsan bu konuda bari destek çıkardı da halka eleştirilerinde objektif olduğunu göstermiş olurdu...
Sayın Cumhurbaşkanımızı takdir etmekle birlikte, şunu ifade edeyim, eğer bir gün ben Cumhurbaşkanı olursam, bundan daha iyi bir ağırlama ekibi kuracağım...
Onaltı kişiyse benimki de onaltı kişi olacak... İlk sıraya Reza Zarrab’ı koyacağım... Gelen misafirler ‘hayırsever iş adamı’ görsün... Cari açık nasıl kapatılırmış ondan öğrensin... Zaten masum-u paktır kendileri, kapı gibi takipsizlik kararı var...
Ondan sonra ‘gerilla’kıyafetiyle Şivan Perver gelecek... ‘Bölgesel türkücümüz’ diye tanıtacağım, Zaho yöresinden parçalar okutacağım...
Hemen üst basamakta favorim Egemen Bağış olacak... Dinden imandan habersiz, kendisine tebliğ ulaşmamış veyahut da ehl-i salip’ten olan misafirlere hak dini tebliğ edecek...
Dördüncü kişimiz Zafer Çağlayan tabii ki... Devletimizin modernliğini ve itibarını simgeleyecek... ‘Göster bakalım ekselanslarına saatini’ dediğimizde yumuşak bir bilek hareketiyle kolunu uzatacak...
Beşinci kişi için karar henüz veremedim... ‘Özgür basın’ı temsilen Abdülkadir Selvi de olabilir, Alo Fatih de... İkisi de gerçekten irade sahibi olduğu için bu makamı defalarca hak ettiler... Gâvur bu sayede gazeteci görecek...
Karşı basamakta Tuğçe Kazaz hanımefendi olacak... Kendilerine din dayandıramadığımız ama bugün memleketimizin sayılı kanaat önderlerinden olan hanımefendi, insanımızın ‘irfan’ını temsil edecek...
Yedinci sırayı bilim ve teknolojideki inkişafımızın sahiplerine ayırdım... Dinleme yöntemiyle tapelerin montaj olduğunu anında tespit eden Bakan Fikri Işık ile Hayvanat Bahçesi Müdürlüğü’nden TÜBİTAK yöneticiliğine atanarak ‘idarî evrim’in son halkasını temsil eden zat arasında kararsızım...
Kabul buyururlarsa Burhan Kuzu da var listede... Ülkemdeki ‘adalet’i ve de twitter’daki mesajlarıyla ‘yüksek IQ’yu simgeleyecek...
Dokuzuncu sıra Erdoğan Bayraktar’ın... “Ne yaptıysak beraber yaptık” diyerek dava arkadaşlığının, yoldaşlığın, iş birliğinin kitabını yazdığı için...
On numara Binali Yıldırım’ın... Dünya futbolunda on numara pek kalmadı... Oyun kuran, adam eksilten, topu istediği yere yönlendiren... Bu anlamda misafirlere gösterebileceğimiz en önemli markalarımızdan birisi o olacak...
Diğer altı kişilik kontenjan için hepsi birbirinden değerli yüzlerce binlerce eleman var... Onların arasından VIP torpil listesindeki derecesine göre davranacağım...
On altı kişiyi basamaklara dizdikten sonra yabancı misafirlerimizin gözleri yerinden fırlasın diye etrafı kefene bürünmüş ‘kadrolu saflar’la dolduracağım...
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi