
Bir gün şaşıracağım!..
PKK'ya karşı mücadele veren ve şehit düşen vatan çocuklarından birisinin Rabia işaretli bir fotoğrafını gördüğümde şaşıracağım… Tıpkı 'namaz kılan yerli İslâmcı' gördüğümde şaşırdığım gibi!..
***
Türkiye 1961'den beri İsrail'e OECD'de veto uyguluyordu… 50 yıl sonra bu vetoyu kaldırmak 'İslâmcılar'a nasip oldu… Muktedirlerin bu tasarrufuna tavır koyan bir 'İslâmcı aydın' görseydim şaşıracaktım… Geçen ay Türkiye'nin İsrail'le ilgili NATO vetosunu kaldırması karşısında sesini yükselten bir 'partizan İslâmcı' görseydim işte öyle şaşıracaktım…
***
Ümidimi yitirmedim, bir gün şaşıracağım… Bu ülkede de bir 'namuslu İslâmcı' çıkıp, NATO üyesi olmayan İsrail'e Genel Merkez'de bir ofis açtıran ve Netenyahu'ya "İsrail'in güvenliği için çok önemli bir adım" dedirten bu hamleyle ilgili 'Neden' sorusunu soracaktır!..
***
Televizyonlarda ve gazetelerde sadece kalemlerini değil kafalarını yağdanlığa sokup övgü sırasına girenlerden bir tanesi bile "Hani Gazze'ye gidecektiniz, ne oldu?" sorusunu sorduğunda gerçekten şaşıracağım!.. "Moderatöre söyledim" sözünü atladığım gibi eski sözleri de atlayıp, nedametten kıvrana kıvrana ben de övgü yarışına gireceğim…
***
Bir fâninin mesajı okunurken ayağa kalkmanın ve adeta kıpırdamadan dinlemenin 'dinen' ne anlama geldiğini açıklayan bir Diyanet İşleri Başkanı, bir imam, bir şeyh, bir İslâmcı yazar veya ilahiyat fakültesi dekanı gördüğümde gerçekten şaşıracağım, bu istisna karşısında ben de ayağa kalkacağım…
***
Mursi'yi çok sevdiler, tamam… Sisi, darbeci ve katildi, tamam… İyi de Sisi rejiminin arkasında duran Suudi Arabistan ve Katar'a neden tavır koyulmadığını 'İslâmcılarımız' bir türlü soramadılar… Bu 'tamamen duygusal' ilişkiyi kurcalayacak ve Esma için tribünler önünde gözyaşı döküp şimdi ağzına almayanlardan hesap sorabilecek bir 'İslâmcı aydın' görürsem elbette şaşıracağım…
***
Mavi Marmara Akdeniz'in uluslararası sularından vuruldu ama Türkiye'de karaya oturdu!.. Katiller için Türk mahkemelerinin kararları doğrultusunda çıkan kırmızı bülten İnterpol'e gönderilmedi… Olan mazlumlara oldu… Bunun hesabını soracak İslâmcıların istisnadan genele dönüştüğünü görseydik, ümmet adına şaşıracaktık!..
***
Siyasetin birinci evrelerinde yani 'emekleme'yle 'ayağa kalkma' arasında Asr-ı saadetten örneklerle donanıp, bugün kibri, saltanat tutkusunu, lüksü ve şatafatı 'devletin itibarı'yla açıklayanları eleştiren ve bu korkunç dönüşüme itirazı "Senden büyük Allah var" diye taçlandırabilen bir 'İslâmcı' gördüğümde mutlaka şaşıracağım…
***
Toplumda 'dindarlık'la 'yolsuzluk' arasındaki algı makası gittikçe daralırken, bundan dert eden, sebeplerini sorgulamaya çalışan, adaletsizliğin sosyal bünyeyi nasıl kemirdiğini ve bunun İslâm'ın daha doğrusu Müslümanların geleceğine gölge düşürdüğünü fark eden 'İslâmcı aydınlar' arasında bir 'çağdaş Ebu Zer' gördüğümde kesinlikle şaşıracağım…
***
Hayatları boyunca doğru dürüst çalışmamış ve babalarını unvanları gölgesinde şişmiş çocukların büyük servetlerini Hz. Fatma kıssasıyla karşılaştıran bir 'İslâmcı yazar, çizer, konuşur, öter' gördüğümde 'namaz kılan yerli İslâmcı' gördüğümdeki kadar şaşıracağım…
***
Yok mudur bunlardan? Varsa da ben görmüyorum… Tıpkı Şam'daki o meşhur namazı hatırlatan görmediğim gibi… Gördüğümde garanti şaşıracağım…
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi