
Başkanlık eğer halka sorulursa!
Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın, başkanlık sistemi tasarısı Meclis'e gelirse ret oyu vereceğini açıklamasından sonra disipline sevk edilmiş olması önemli... Çünkü bu hamle, 'AKP'yi tuzağa düşürme amaçlı' diye alttan alta savunulan senaryonun çökmesine sebep oldu...
MHP Genel Merkezi, Ümit Özdağ'ı ihraç istemiyle disipline göndererek, başkanlık sistemi oylamasında nasıl davranacağının en net işaretini verdi... Bu hamleyle, hem Meclis grubu içinde aykırı düşüncede olabileceklere gözdağı verilmiş oldu... Hem de masaya oturulacak iktidar partisine bu yoldaki kararlılık ispatlandı...
Zaten bu konuda kullanılan dile dikkat ederseniz hep "Halka soralım" şeklinde... Sanki Meclis ayağı kafalarda aşılmış da iş prosedüre kalmış!..
Peki halka sorulursa ne olur? "Halka soralım, sandığa gidelim" diyenler, genellikle iddia sahibidirler ve sonuçlara peşinen güvenenlerden oluşurlar... O hâlde bu teklifi uzunca bir aradan sonra ilk dillendiren taraf olan Devlet Bey, gerçekten muhtemel seçim sonuçlarına güveniyor mu? "Evet mi vereceksiniz, hayır mı?" şeklindeki soruları cevaplamak yerine, 'ülkenin yangın yerine dönmüşlüğü'nü gerekçe yaparak, bu sorunun lüzumsuzluğuna dair mesajlar vermesi soru işaretlerini iyice artırıyor...
***
Bugün referandum olsun ve halka değil başkanlık, krallık sorulsun o bile kabul edilebilir... Seçmen iradesi içinde bulunduğu anlık şartlara göre davranır... Bugünkü şartlar da Anayasa değişikliğinin lehinedir... Üstelik tekelde toplanmış 'büyük propaganda gücü' de hesaplandığında aksi sürpriz olur... Dolayısıyla teklif Meclis'ten geçti mi gerisi çok kolay... Açıkçası burada 'esas belirleyici' halk değil, Meclis olacak...
Gerekçemi yazmıştım ama ilgililerin dikkatine sunmak için bir bölümünü yeniden aktarıyorum...
Başkanlık sistemi referanduma sunulursa ne olur? Bununla ilgili tahmin yapabilmek için şu üç seçimi incelemek yeterli:
12 Eylül 2010 tarihli Anayasa değişikliği referandumunda AKP 'evet' cephesinde, CHP ve MHP 'hayır' cephesinde yer alırken, PKK'nın siyasî uzantısı sandığa gitmedi... Daha bir yıl önceki mahallî seçimlerde Türkiye geneli yüzde 39 alan iktidar partisi, Anayasa değişikliğini yüzde 58'le geçirdi...
İl il incelendiğinde görüldü ki, milliyetçi seçmenin önemli bir kısmı 'evet' bloğunda yer aldı... Doğruluğu, yanlışlığı, sebepleri tartışılır ama milliyetçi seçmenler 2010 referandumunda belirleyici taraf oldu...
Erdoğan'ın seçildiği Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de benzer tablo yaşandı... CHP ve MHP ortak aday çıkardılar... Çıkardıkları aday Ekmeleddin İhsanoğlu yüzde 38.4'te kalırken, Tayyip Erdoğan yüzde 52'yle ilk turda Cumhurbaşkanı seçildi... Yine il il göz gezdirildiğinde görüşmüştü ki, seçimin kaderini milliyetçi oylar belirlemişti...
Gelelim 1 Kasım 2015 seçimlerine... İktidar partisi 7 Haziran'da yüzde 40.9'la tarihinin en sıkıntılı sonuçlarından birini aldı tek başına hükûmet kurma şansını kaybetti... Hükûmet kurulamayınca ayrıntıları herkesin bildiği şekilde 1 Kasım'da yeniden seçim gidildi...
7 Haziran'da 18 milyon 865 bin oy alan AKP, sadece 5 ay sonra, yani 1 Kasım'da 23 milyon 670 bin oy aldı... Oy oranını yüzde 49.5'a çıkardı ve açık ara tek başına iktidar oldu...
İlâve oy MHP ve HDP seçmeninden gelmişti... 7 Haziran'da 7 milyon 520 bin oy alan MHP, 1 Kasım'da 5 milyon 700 bine düşmüştü... İki seçim arasında HDP toplam 900 bin seçmen kaybederken, MHP 1 milyon 820 bin oy kaybetmişti...
Milliyetçi oylar bir seçime daha damgasını vurmuştu... Bunalıma düşen iktidar partisi 7 Haziran'da düştüğü çukurdan ağırlıklı olarak milliyetçi oylar sayesinde çıkmıştı... Bir başka deyişle, seçimin kaderini yine milliyetçi oylar belirlemişti...
***
Daha az politize veya muhafazakârlıkla iç içe milliyetçiliğin yoğun olduğu bölgelerde oy verme alışkanlıkları böylesine tabloları doğal hâle getiriyor... Kaldı ki, iktidar bu anlamda düne göre çok daha rahat... Türkiye'nin yaşadığı iç ve dış problemler milliyetçiliği yükseltirken, milliyetçi seçmen kitlesi içindeki AKP'nin payını da genişletiyor... Çözüm sürecinden vaz geçilmiş olması, terörle mücadeledeki dil, düne kadar pek ifade edilmeyen Türklük ve bayrak vurguları ve üzerine gelen 15 Temmuz darbe girişimi, iktidar partisine 'yeterince takviye' sağlayacak görünüyor...
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi