Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Servet Avcı > 'Şüpheli devlet' yine işbaşında!..

'Şüpheli devlet' yine işbaşında!..



Endişelenmeye hiç gerek yok... İmralı’yla hükûmet değil, devlet görüşüyor!.. Şeytanın vesvesesine kapılıp bir an için hükûmetin görüştüğünden şüphelenen varsa, tövbe istiğfarda bulunsun!.. Bu konuda daha önce ‘şeref’i ortaya koymuş bir Başbakan yalan söyleyecek değildi ya!.. Ay akşamdan doğunca Oslo seferinde basılan da devletti zaten!.. Başbakan yalan söylemiyor ki... Davos’ta  “Ben Peres’e söylemedim, moderatöre söyledim” dediyse de, ‘piar’cılar ‘İsrail’e diklenen yedi dağın efesi’ peydahladılar!.. Zaten Atatürk Havaalanı’ndaki karşılamayı gören Mohaç’tan padişah dönüyor zannederdi!.. ‘One minute’ destanı eşliğinde öğrenmiştir, İsrail’le başta askerî işbirliği anlaşmaları olmak üzere bir çok anlaşmanın iptal edileceğini... Sonra takip etmemiş ve hafızamızın insafına terk etmiştik bu konuyu... Gerek de yoktu zaten, İsrail’e karşı yumruğunu öfkeyle sıkmış olan Erdoğan gereğini yapardı nasıl olsa...Ardından ‘Mavi Marmara’ krizi patladı... Yine çok kızdı Başbakan... Yine askeri işbirliği anlaşmalarının iptal edileceği söylendi... Oysa biz onların Davos’tan sonra iptal edildiğini biliyorduk... Meğer öyle değilmiş... Muhtemelen o ‘haylaz devlet’, hükûmeti dinlememiş işbirliğini devam ettirmiş olmalıydı!.. Zaten ne yapıyorsa bir türlü söz dinlemeyen o devlet yapıyor!.. Bugünlerde İsrail’in NATO’yla ilişkisindeki ‘veto’sunu da kaldırmış durumda... Aman karıştırılmasın, devlet dediğimiz de Devlet Malzeme Ofisi!.. Onun yurtdışında olduğu zamanlarda yerine Devlet Opera ve Balesi vekâlet ediyor!.. 
Yanlış bilmiyorsak, Kürecik’teki ‘füze rampası’ diye abartılan şeyler, ramazanlarda iftar topu patlatmak için kurulan tesisler!.. Yine bir iddiaya göre, yılbaşı, bayram, kurtuluş yıldönümü gibi törenlerde havai fişekler de oradan fırlatılacak!.. Eğer bunlar söylendiği gibi başkalarının emperyalist amaçları için oraya yerleştiriliyorsa -ki milletçe buna ihtimal vermiyoruz- mutlaka ama mutlaka bu fesat faaliyeti, hükûmetten habersiz bir şekilde devlet tarafından yapılmıştır!.. Başbakan ‘ulul emr’ değil mi? Ona inanmayıp da kime inanacağız? ‘Kürsülerin efendisi’ 21 Ağustos 2010’da şöyle seslenmiyor muydu Kayseri’de:  “Bizim dört kez bunlarla bir araya oturduğumuzu söyleme şerefsizliğini yapanlar, bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını her yerde vereceklerdir. Bugüne kadar AK Parti iktidarı olarak, terör örgütüyle hiçbir zaman masaya oturmadık, oturmayacağız da. Bizim felsefemizde, anlayışımızda böyle bir şey olamaz... Hukukta bir kaide var, iddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir. Eğer bu iddianızı ispatlamazsanız müfterisiniz...” 
Aynen öyle, ya bu pazarlamanın hedef kitlesi, yani ‘müşterisi’siniz, ya da ‘müfteri’!.. Müfteriyseniz müfteriliğinizi bilecek, hesabı vereceksiniz!.. Yok müşteriyseniz müşteriliğinizi bilecek sunulanı kemal-i afiyetle tüketeceksiniz!.. 
Kayseri’deki bu kükremeden üç gün sonra Siyaset Meydanı’na çıkan Başbakan Erdoğan, PKK’yla görüşen ‘fail’i tespit etmiş ve “Ben yapmadım, ekmek-Mushaf çarpsın o yaptı” der gibi konuşmuştu: “Burada bir şeyi birbirine karıştırmayalım. Biz siyasî iradeyiz, siyasî iktidarız. Biz siyasî iktidar olarak, hükümet olarak hiçbir zaman bir terör örgütüyle veya temsilcileriyle masaya oturup görüşme yapmayız. Böyle bir şeyimiz bizim asla olmamıştır, yoktur, olamaz da. Şu veya bu şekilde çeşitli kurumlarıyla bu tür bazı münasebetler gerekirse, devlet onu kendisi yapar. Burada bunu birbirine karıştırmamak gerekir...” 
Bu devlet artık çok oldu!.. Bunun başına bir inzibat dikmek lâzım ki, sağda solda teröristlerle masaya oturmasın!.. Acaba Devletten Sorumlu Devlet Bakanlığı ihdas etsek bu başıboşluğu ortadan kaldırabilir miyiz? Çünkü tedbir almazsak, bu devlet ne zaman ne yapacak, başımızı nerede belaya sokacak belli değil!.. Serseri mayın gibi... Bir gün Oslo’da, bir gün İmralı’da, bir gün Habur’da, bir gün Kürecik’te... Ama hükümet öyle mi? Akıllı uslu, derli toplu... Kiminle yatıp kalkacağını, kiminle arkadaşlık edeceğini çok iyi biliyor? İşin başına ‘şeref’i koymadan hiç adım atmıyor ‘maşşallah’!.. “Niye nota vermiyorsunuz?” diyenlere “Siz notayı müzikteki notayla karıştırmayın’ diyerek, derin espri gücünü ve stratejik hikmet potansiyelini art niyetlilerin gözüne sokan büyük siyaset dehası bir şey söylüyorsa, doğrudur... 
‘Oturmadık’ diyorsa oturmamışlardır... ‘Görüşmedik’ diyorsa görüşmemişlerdir... 
Ama devletin gözü göz değil!.. Fenalık adına ne yapılırsa o yapar!..
Teröristle düşer kalkar, pazarlığa oturur!.. Durup dururken carî açık verir!.. İşsizlik çıkarır!.. Doğal gaza zam yapar!.. Özetle bu işlere bakar... 
Önceki tespitimizi tekrarlayarak bitirelim: Zaten, PKK’yla masaya oturanlar maaşlarını Bolivya devletinden, talimatları da Madagaskar hükûmetinden aldıkları için olup biten hiçbir şey Türkiye Cumhuriyeti hükûmetini de, o hükûmeti oluşturan siyasî partiyi de bağlamaz!..
Bağlasa bağlasa ‘namus’u, ‘şeref’i, ‘haysiyet’i bağlar!.. Onlar da o kadar önemli değil!.. Şu ‘olağan şüpheli’devletin eşkalini gösteren resimleri her yere yapıştırdık mı, gerisi kolay!..

Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS