Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Servet Avcı > Açılıma ‘tetikçi’ aranıyor

Açılıma ‘tetikçi’ aranıyor



Vakit geldi, ajandalarda adları bugünler için kayıtlı ‘eski ülkücüler’ aranmaya başlandı... Süreç hızlandıkça daha çok kamera onlara dönecek, mikrofon uzatılacak... Bunlar da ‘fikir adamı’ yerine konmanın verdiği hazla açılımın nimetlerini buyuracaklar kamuoyuna... 


‘Mevsimlik ülkücüler’ yüce fikirlerini serdettikçe manşetler atılacak “Eski ülkücülerden veya bağımsız ülkücülerden açılıma destek” diye... Tıpkı binlerce şehit ailesinden birini yakalayıp, sözlerini çarpıtıp “Bakın şehit aileleri de destekliyor” denildiği gibi... 


Keşke bunlar ‘tek kullanımlık’ bir malzeme olsalardı da işleri oracıkta bitseydi... Diğer zamanlarda fikri merak edilmeyen, mâzisine ve ideolojisine saygı duyulmayan fakat ‘devrin hâkimleri’nin ‘tetikçi’ ihtiyacı depreştiği zaman aranıp bulunan istisna tipler bunlar... Kullanılırlar, ondan sonra da bir sonraki ‘kullanılma dönemi’ne kadar ‘dondurucu’da bekletilirler...


‘Eski ülkücü’ sözü bir tartışma sebebidir ülkücüler arasında... Aslında bir kişi eskiden ülkücü olabilir, bu uğurda hapis yatmış olabilir, sonra da ülkücülükten vaz geçmiş olabilir... Bu onun kişisel tercihidir ve kendisine ‘din’den dönmüş gibi muamele yapılması gerekmez...


Fakat  mevcut ülkücülerde oluşan kızgınlığın sebebi, sınırlı sayıdaki ‘eski ülkücü’nün bu sıfatı kullanarak, ‘açılım medyası’ndan aldığı lojistikle, bebek katillerine yol veren süreçte fotoğraf karesine girebilmek için yırtınmalarıdır...  


Bu davranış bozukluğunun ‘şöhret merakı, intikam duygusu, ekonomik menfaat, siyasî beklenti’gibi gerekçeleri yoksa geriye sadece ‘cehalet’kalıyor... Çünkü arıza cehaletten kaynaklanmasa, her kritik periyotta kendilerini bulanlara şu soruları sorarlar: Neden bizi başka zamanlarda aramaz, diğer konulardaki görüşlerimizi sormazsınız? Meselâ neden Kıbrıs, Suriye, Ermeni, İslâm, işsizlik, kültür, spor, enerji, ekonomi, özelleştirme vs. konularda bir kere bile ‘eski ülkücü’nün görüşünü merak etmez, kanallarınızı ve gazetelerinizi bize açmazsınız da sadece ‘açılım ve dönüşüm’e destek söz konusu olduğu zaman, aynı hedefe vurması için ‘tetikçi’ lâzım olduğunda bizi ararsınız? Evet, neden? 


Söz konusu ‘eski ülkücüler’ kendilerine yapılan bu incitici muameleden alınmazlar da bu yazıdan alınırlar!.. Eğer yanılıyorsam, ‘yangında ilk kurtarılacaklar’ listesi titizliğinde oluşturulmuş ‘icap ettiğinde ilk aranacak tetikçiler’ ajandasından çıksınlar, onları o ajandaya kaydedenlere yukarıda sorduğumuz soruları sorsunlar bakalım!.. ‘Yüce fikirleri’nden diğer konularda neden yararlanılmadığını sorgulasınlar da görelim!.. Şayet daha önce medyada ziraat mühendisi ‘eski ülkücü’, ülkücülük sıfatını kullanarak tarımın meselelerine kendi özgün bakışını dile getirebilmişse veya elektrik mühendisi ‘eski ülkücü’ye ülkücülerin enerji politikasıyla ilgili görüşleri sorulmuş, verdiği cevap yayınlamışsa ben buradan özür de dilerim...


Ama olmamıştır, olamaz da...


Bu tipler açılımcıların ‘aile fotoğrafı’na zorla girmek için ‘esas oğlanlar’ın omuz başından poz verme çabalarıyla küçüldükçe küçülüyorlar...  Küçülmenin sınırı yok, dilediklerini yapabilirler... Ancak aralarında ‘ülkücü katili’nin de bulunduğu ‘akîl adamlar’ listesine ve bu listeyi doğuran ‘açılım süreci’ne destek olan kişi hâlen ülkücülük iddiasındaysa, o katilin katlettiği kişiyi hangi kategoride değerlendireceğiz? ‘Baba katiliyle baban bir safta’ dizesine paralel bir dizeyle ‘Ülkücü katiliyle ‘eski ülkücü’ bir safta’ dediğimizde alınmayacak kişiye nasıl hükmetmeliyiz?


Tipik bir ‘kullanılma’ vak’asıdır bu... ‘Malzeme’ son derece verimlidir... Güneşe, ısıya, yağmura, neme dayanıklıdır... İşi bitince kaldırıp kenara koyduğunuzda küsmez, sabırla yeni ‘görev dönemi’ni bekler... ‘Tek kullanımlık’ olmadığı için israfı önler... Daha ne olsun?

Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS