Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Servet Avcı > Müjde! Odun rezervimiz artıyor!

Müjde! Odun rezervimiz artıyor!



Önce ‘dil sürçmesi’ zannetmiştik... Tekrar edilip, ardından da Orman Bakanı’ndan “İnanmayan saysın” şeklinde doğrulama gelince anladık ki 11 yılda 2 milyar 800 milyon ağaç dikilmiş!.. İlgili ağaçların bu istatistikten haberi var mı bilmiyoruz Bakan’ın haberinin olması takdire şayan!.. 
Hoca’nın kedi-ciğer meselesi gibi... Bu ağaçlar bu topraklara dikildiyse, gözümüzün gördüğü kadarıyla sınırlarımızın Macaristan’dan başlayıp Kazakistan’da filan bitmesi gerekiyor!.. Yok, sadece Edirne’yle Van arası kastediliyorsa, bu ağaçlar nerede? Üstelik bu rakamlara tekrarlanan dikimler, mevsimlik bitkiler, tohumlar ve özel şahıslarla belediyelerin yaptıkları dahil değilmiş... 
Ülkeyi yönetenlerin yalan söyleyecek hâlleri yok!.. Burada sorgulamamız gereken, bu ağaçların akıbetinin ne olduğu... Eğer keçiler yediyse, şimdi etrafta semirmekten file dönmüş milyarlarca keçimizin olması gerekirdi ki çok şükür böyle bir envantere sahip değiliz!.. Ya da önümüzdeki ağaca bakmaktan ormanı göremiyoruz, bu da bizim kusurumuz!.. Yani büyük resmi okumaktan aciziz!.. 
Bir de insanın ağaç deyince aklına belediyelerle ilgili ısınma sonucu buharlaşma geliyor; acaba ‘küresel ısınma’ gibi ‘faturasal ısınma’yla ağaçlar buharlaşmış olabilir mi? Doğrusu ihtisas gerektiren bir alan... En iyisi bu soruya büyükşehir belediyelerinin ilgili şirketleri cevap versin!.. Aynı yolun çevresini her sene söküp söküp tekrar ağaçlandıran şirketler ve onların ‘değerli’ taşeronlarının ‘anayasa hukuku’ çerçevesinde söyleyecek çok sözleri vardır!.. Parola belli: Dolar’ı sev, yeşili koru!..
Büyükşehir belediyesinin sınırları kanunla genişleyip, doğal ormanları kapsayınca  “Bakın bizim dönemimizde kişi başına düşen yeşil alan nasıl da arttı?” diye pazarlama yapan o kafa artık bir ‘kültür’müş ve bulaşıcıymış meğer!.. 20 senedir görev yapıp, her sıkıştığında  “Eski belediye başkanının bıraktığı borçları ödüyorum” gerekçesine sığınan kafanın kuruduğu için söküp değişik cinsten ve yüksek bedelden diktiği ağaçların toplam sayısı kaçtır acaba? Keşke bunların da envanteri ve maliyeti açıklansa, kamuoyu daha iyi tanısa bu ağaç muhiplerini!.. Bakanlığın 10 yılda 4 milyar Lira ödediği çalışmalara özellikle büyükşehir belediyelerinin kaç para harcadığı da bilinse... Şehir sakinlerinin altında hatır fotoğrafı bile çektirmesine fırsat kalmadan kuruyan ithal ağaçların gerçek hikâyesi ortaya çıksa... 
Belki de iyi niyet çerçevesinde oluşan ve ağaç kaybıyla kendini gösteren ‘görev zararı’ söz konusudur... Okaliptüs gibi veya ‘tropikal’ özentiyle kurak ovalarımıza Hindistan cevizi, Brezilya kestanesi, mango, avakado gibi türler ithal edilmiş, tutmayınca bunlar kurumuş olabilir!.. Sık sık yağan o yüksek irtifadaki ormanları yok edici ‘asit yağmurları’nı da unutmayalım, anlayış gösterelim!..  
Başbakan Erdoğan’ın “Biz 2 milyar 800 milyon ağaç dikerken siz neredeydiniz?” şeklindeki sorusunu önemsiyorum, fakat itiraf etmeliyim ki cevap bulup işin içinden çıkamıyorum... Ya bu ağaçlar galaksinin bir başka yerine dikildi ve biz dünyada olduğumuz için fark edemedik!.. Ya da tam tersi oldu yine fark edemedik!.. Şimdi bir müsteşar yardımcısı çıkar da Mars’taki hayat belirtilerinin hükûmetimizce oraya dikilen ağaçlardan kaynaklandığını müjdelerse şaşırmayacağız!.. 
Sağ olsun Orman’ın, ağaçları ‘görünmez’ kılarak tabiata Nobellik katkı sağlayan profesör unvanlı Bakan’ı hâlâ savunuyor bu rakamı... Diyor ki,  “İnanmıyorlarsa saysınlar efendim. Buyursunlar saysınlar, ormanlarımız açık!..” Muhtemeldir ki, Başbakan da buradan aldığı rakamlarla konuşuyor... 
Yine de hakkı teslim edelim... Kronik muhalifler görmese bile ülkemizde iyi şeyler de oluyor!.. O Bakan’ın ağaçlarla ilgili bilgi verdiği röportajdaki şu müjdesine katılmamak ve ülkemiz adına sevinmemek mümkün mü Allah aşkına: “Odun servetimiz 1.2 milyar metreküpten 1.5 milyar metreküpe çıktı!..” 
Şükürler olsun!..

Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS