‘Tebdil-i kanun’da ferahlık vardır!
İbrahim İşler Başbakanlığı, Zeynel Atlı Ulaştırma Bakanlığı’nı, İbrahim Halil Çelik Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı, Muhammet Öztürk EGO’yu, Cuma Yılmaz ASKİ’yi, Kemal Özsemerci ise Diyanet İşleri Başkanlığı’nı denetleyen Sayıştay denetçilerinin başındaki isimlerdi...
Artık değiller... Çünkü denetleme raporlarını bile yazamadan başka denetçilerle değiştirildiler... Onların yerlerine ‘uygun’ görülen yeni denetçiler şimdi gereğini yapıyorlar!.. Önceki denetçilerin neden değiştirildiğine dair, Sayıştay Başkanlığı’nın herhangi bir açıklaması yok... Tuhaf değil mi? Kamu adına, kamu kuruluşlarının ‘malî’ denetimini yapan ve bunu hükme bağlama işlevi olan bir kurumun, ‘şeffaflık’ adına bir açıklaması olmalı... Evet neden değiştirildiler? Değiştirilmeleri talebi nereden geldi ve hangi gerekçeye dayandırıldı? Bir değil, iki değil, beşinin işlediği varsa ‘ortak kusur’ nedir? Madem kamu adına görev yapılıyor, biz de kamu adına merak edip soruyoruz bu denetçilerin ‘günah’larını!..
***
‘Kamu’ deyince insanın aklına değiştirilmekten yalama olan Kamu İhale Kanunu geliyor... Son on yılda kaç kere değiştirildiğini bir çırpıda tam olarak söyleyebilen yok... AKP iktidarı döneminde bu kanuna kaç kere müdahale edilmiş sorusuna cevap bulmak galiba artık kişilerin değil, Türkiye İstatistik Kurumu’nun işi!.. Cumhuriyet döneminde değiştirilme rekoru açık ara bu kanunda... TBMM’de harhangi bir torba yasa görüşülsün de araya bu kanun sıkıştırılmasın, mümkün değil... Son olarak 4.yargı paketinin içinde bile kamu ihale kanununda değişiklik vardı...
İş bir türlü ‘kitabına uymayınca’ değişiklik üzerine değişiklik yapılıyor... Son rakam 57... Yani son 10 yılda ihale kanununda yapılan değişlik sayısı... Bir haftadır sayıda bir değişiklik yok, çünkü Meclis tatile girdi!.. Yoksa şimdi 60’a doğru yol almıştık!..
Konu o kadar ‘rutin’ bir hâl aldı ki, artık ‘Kamu İhale Kanunu değişti’ haberi haberden bile sayılmayıp, bültenlerde yer almıyor neredeyse... Gariptir, artık kanunda değişiklik olmadığı zaman ‘insan köpeği ısırmış’ sayılacak!..
Yılda ortalama 6 değişiklik!.. Becerilemeyen, hesaplanmayan, öngörülemeyen, kıvamı tutturulamayan, ‘işi bozan’ nedir ki, ‘hava durumu’yla adeta yarışarak, sürekli değiştirilmeyi bekleyen bir kevgir kanun Meclis Genel Kurulu’nun gece mesailerinin daima gündeminde?
Tabii ki, problem kanunun değişmesiyle bitmiyor... Ardından Kamu İhale Kurumu, Yapım İşleri İhale Yönetmeliği’nden Hizmet Alım İhale Yönetmeliği’ne kadar bir yığın yönetmeliği onlarca defa değiştiriyor...
‘Tebdil-i kanun’da ferahlık vardır, bolluk, bereket vardır!.. Son olarak ‘ihaleye fesat karıştırma’yla ilgili ‘merhamet’ eksenli ceza indirimine AKP ve CHP’nin birlikte imza atmış olması, üç ayların feyzi ve rahmetiyle açıklanabilirdi herhalde!.. Ayrıca ‘teminat yakmanın kaldırılması’ ve ‘ihalelere katılmaktan yasaklanma’ gibi gibi yaptırımların da ‘yetersiz profesyonel ihaleciler’ lehine yeniden düzenlenmesi önemliydi elbette!.. Şüphesiz ‘tüyü bitmemiş yetimler’ bu değişikliklerden fazlasıyla yararlanacaklardır!..
Deneme-yanılma yöntemiyle 57 kez değiştirilen kanun, ne zaman maksat tam hasıl olur da 57 kez daha değiştirilmekten kurtulur bilmiyoruz... Bildiğimiz tek şey, komplikasyonlar tam anlamıyla ortadan kalkıncaya kadar azim ve kararlılığın sürecek olması!.. Eh, azimle zıplayan ‘ihale kanunu lobisi’ ‘faiz lobisi’ni aşar!.. İşimize geldiği zaman Avrupa Birliği kriterleri çok önemli olduğu için fazlasıyla belirleyicidir de, söz konusu ihale kanunu olunca, o AB’nin yolsuzluklarla etkin mücadele, hesap verebilirlik, malî yönden şeffaf kamu düzeni gibi kriterleri umurumuzda değildir!..
Dünyada yılda 6 kez değişikliğe uğrayan ve bu kaderi 10 yıl boyunca yaşayan kanun var mıdır acaba? Varsa, bu kanunun yürürlükte olduğu ülkenin yönetim biçimi nedir, merak etmemek mümkün değil... Bizimki demokrasi, onda şüphe yok da, bize bu konuda rakip olacak ülkenin rejimi ne olabilir?
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi