Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Servet Avcı > Ey olimpik ruh! Geldiysen kınanı al da git!

Ey olimpik ruh! Geldiysen kınanı al da git!



‘Euro-Türk’ kavramını ilk defa o zaman duymuştum... 1 Ocak 1996’tan itibaren yürülüğe girecek Gümrük Birliği anlaşması imzalanınca Çiller-Yılmaz ikilisinin bu büyük ‘başarı’sı meydanlarda kutlanmıştı... 
Dönemin medyası öyle bir kampanya yapmıştı ki, bir devrimin canlı şahidi olduğunu zanneden halk ümide boğulmuştu!.. Artık zincirlerimizi kırmış Avrupalı olmuştuk... İsteyen dönerci Madrit’te dükkân açacak, isteyen çok düşük bedelle lüks araba getirecekti... Bu tarihî sıçramanın sahipleri Çiller ve Yılmaz’ın heykellerinin dikilmesini öneren o dönemin medyası bir gecede büyük sosyolojik dönüşüme de şehadet edecek, artık ‘Euro-Türk’ olduğumuza hükmedecekti!..  
Benzerini 17 Aralık 2004’te yaşadık... AB üyeleri Türkiye’nin birliğe katılma müzakerelerinin başlamasına karar verdiler... Kumpanyacılar, bu işlerin kurdu belediye başkanı sayesinde Ankara’yı AB bayraklarıyla donatıp, zafer meydanına çevirdiler... Talihimiz dönmüş, AB  AKP iktidarının diplomatik başarısı sayesinde diz çökmüştü!.. Dönerci yine ümitlenmiş, hatta valizleri bile toplamıştı!.. Ne de olsa AB bayrağının dikili olduğu her yer artık yeni ‘hayat alanı’mızdı!..
Kampanya böyle olurdu... Muhatap, aslında anlamını ve içeriğini çok da bilmediği bir olay karşısında düşünme ve değerlendirme fonksiyonunu ‘hâkim unsur’a devrettiğini fark etmez, kapılır giderdi...
Olimpiyat meselesinde yine başarılı bir kampanyayla büyük beklenti oluşturuldu... ‘Kulplu beygir’le ‘basketbol potası’nı birbirinden ayıramayacak nitelikteki ‘sportif’ kitlelere spor ötesi ümitler dağıtıldı... Siyasî iktidar açısından ‘uluslararası meşruiyeti pekiştirme’ve ‘çağ atlama’ delaleti olarak sunulacak bir proje halka neredeyse Türkiye’nin kaderini değiştirecek bir adım gibi pazarlandı... Bir önceki olimpiyatların nerede yapıldığını bilmeyen ama ‘olimpizm ruhu’nu giyinmiş milyonlar, televizyon başında ‘müjdeli haber’e odaklandılar!.. Haksız da sayılmazlardı, çünkü talihleri dönecekti!.. 
Eğer gerçekleşseydi ‘Buenos Aires fatihleri’nin neler söyleyeceklerini tahmin edebiliyoruz... Olmayınca ‘olimpik’ diller gitti, yerine ‘kınalı’ diller geldi... Londra Olimpiyatları’nda sporcularımız sıfırı çekince ilk on gün ortadan kaybolan ve neredeyse ‘kayıp ilânı’yla aramak zorunda kalacağımız ilgili Bakan ve bazı milletvekilleri, olimpiyatların Tokyo’ya verilmesinden ardından geceyi ‘kına yakın’mesajlarıyla geçirdiler... 
Acaba İspanya’da da kampanyanın sahipleri kaybedince, başkalarına ‘kına’siparişi vermişler midir? Bu tip durumlarda kınanın safra kesesine mi, yoksa beyin lobuna mı yakıldığına dair bizim eksperlerden bilgi almalarında fayda var!.. Millî takımlar düzeyinde başta futbol ve basketbol olmak üzere tarihinin en kötü çöküşlerinden birinin ve bireysel branşlarda dopingin ‘kitlesel eylem’e dönüştüğü dönemin Bakan’ı gereken danışmanlığı sağlayacaktır hiç şüphesiz!.. 
Olimpiyatların İstanbul’a verilmemesinden dolayı şahsen üzüldüm!.. Milyarlarca dolarlık tesis yatırımları için ellerini ovuşturup avını bekleyen ‘paydaş müteahhitler’adına üzüldüm!..  ‘Organizasyon’u çok kolay bu rantın direkten dönmesi hakikaten hoş olmadı!.. Erzurum’da yapılan ve yaz olimpiyatlarına oranla mikro ölçekteki  25. Üniversiteler Kış Olimpiyatları’ndaki yolsuzluk dumanı tütmeye devam ederken İstanbul’da kaçan balığın büyüklüğü insanı üzmez mi? Yani ‘olimpiyat düşmanı hazımsızlar’kafalarını kına kovasına soksalar yeridir!.. 
2020 olamadı, 3020 olur... Rutine bağladığımız kampanyalar da, büyük harcamalar, para ve reklam demek...  “Spor, dostluk, barış ve kardeşliktir”  ayağıyla kampanyaya girizgâh yapıp, işler kötüye gidince  “Kına yok mu, kına?”  diye feveran etmek doğrusu ‘olimpizm ruhu’na pek yakışmıyor!.. 
Bize olimpiyat mı yok? ‘Yaz olimpiyatları’ olmadı, ‘kaz olimpiyatları’, o da olmadı ‘sazan olimpiyatları’düzenleriz, ‘yolunma’ ve ‘atlama’ dallarındaki değerlerimizi daha fazla gün ışığına çıkarmak için...

Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS