Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Servet Avcı > Tehlikeli örnek: Yugoslavya

Tehlikeli örnek: Yugoslavya



Şu Yugoslavya örneği hem baydı, hem de tehlikeli olmaya başladı... Önce şunu söyleyelim: Yugoslavya futbol taraftarları yüzünden bölünseydi ilk olarak Belgrad ikiye bölünürdü, Partizan ve Kızılyıldız diye... Dünyanın en çok şiddet üreten ve kamplaştıran derbisidir bu... Ne Yugoslavya’ya siyaseten zarar verdi, ne de bugünkü Sırbistan’a... 
Bizde kolaycı bir âdettir elinde ‘şablon’la dolaşmak, o şablonu sosyolojik, siyasî ve tarihî farkları bilmeden herhangi bir olayın üzerine yerleştirerek yorum yapmak... İşin kötü tarafı, bir de bunun orta vâdede doğurabileceği sonuçları kestirmeden ayak üstü konuşmak... 
Türkiye’nin bölünme riski Yugoslavya üzerinden işlenmeye başladığında bakın hangi komplikasyonlar ortaya çıkıyor: Öncelikle paralellik kurarak, dağılmamış Yugoslavya’ya hâkim olan diktatoryayı olumlamış oluyorsunuz... Farklı etnik yapı ve sosyalist cumhuriyetlerden oluşan ‘federasyon’la, Türk üst kimliğinde buluşmuş ‘ulus devlet’i birbirine karıştırıyorsunuz... Yugoslavya’dan ayrılanları Belgrad yönetimi ve stratejik ortakları dışında hiç kimse ‘ayrılıkçı/bölücü’ diye suçlamamış ve bağımsızlığını ilan eden devletleri bütün dünya onaylamıştı... Bu örnekten yola çıktığınızda benzer geleceğe kendi topraklarınızdaki etnik unsurlar için kapı aralıyorsunuz demektir... Farkında olmanız veya olmamanız bu gerçeği değiştirmez... 
Evet, sorumsuzca ve düşüncesizce dile getirilen Yugoslavya örneği yanlış ve tehlikeli bir örnektir... Türkiye Cumhuriyeti, üniter devlet olarak ‘millî mücadele’den doğdu... Yugoslavya ise ‘soy  ve mezhepleri farklı krallıkların birleşmesi’yle vücut buldu... 2. Dünya Savaşı’ndaki direniş yeni bir statüyü hayata geçirdi ve Federal Halk Cumhuriyeti kuruldu... Bu isim 1963’te Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’ne dönüştü... Mareşal Tito bir Hırvat’tı ama komünizmin küresel çöküşüyle eş zamanlı olarak bağımsızlığa doğru yürüyüş başlatacak olan Hırvatlar, Slovenler, Boşnaklar, Makedonlar, Karadağlılar federasyonun zaten özerk parçalarıydı... Üniter değil, dağılması mukadder bir yapıydı ve dağıldı Yugoslavya... 
Bizim Hırvatlarımız, Makedonlarımız veya Slovenlerimiz oldu mu Allah aşkına? Ya da cumhuriyeti kurarken işgal ettiğimiz bir toprak parçası, yok ettiğimiz bir prenslik? Veya adını koymadan imzaladığımız, dağılınca her etnik grubun yoluna gideceği bir federasyon? 
Aynı ufuksuzluğa Çeçenistan, Doğu Türkistan ve Filistin konularında da şahit olduk... Çeçen direniş hareketini bizim Güneydoğu meselemizle ilişkilendirip, PKK’yla Çeçen hareketini birbirine benzetenler, Rusya’ya hak verenler oldu... Oysa Çeçenistan, statüsünü, Moskova’yla yapılan anlaşmayla sağlamıştı... O dönemde bizim PKK’yla yapılan yazılı ‘özerk Kürdistan’ anlaşmamız var mıydı? 
Doğu Türkistan bir cumhuriyetti ve işgal edildi... Hangi art niyetsiz zekâ onunla Güneydoğumuz arasında benzerlik kurabilirdi? İsrail 1948’de kuruldu, işgallerle topraklarını genişleterek ilerliyor... Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı’dan kalmayan hangi toprağı gasp etti, hangi halkı esir alıp, etrafına duvar ördü? 
Siyasetçi ve aydın takımı, eğer başka bir amaca hizmet etmiyorsa ne dediğine dikkat etmek mecburiyetinde... Dönüp dönüp Yugoslavya ağıdı yakarsanız, endişelerinizi Yugoslavya örneğiyle açıklamaya kalkışıp, federatif yapının başlangıçtan itibaren özerk etnik unsurlarıyla, kendi topraklarınızdaki ‘ayrılıkçılar’ arasında bilerek veya bilmeyerek paralellik kurarsanız, bu ülkeye kötülük etmiş olursunuz... ‘Yeryüzünde bağımsız devleti olmayan tek halk’ şeklindeki uluslararası fitne kampanyasının değirmenine su taşırsınız... 
Soy birliği insanları bir arada tutmanın ‘tek gerekçe’si olsaydı Sırplarla Boşnaklar ayrılmazdı... Din olsaydı Makedonlarla Sırplar ayrılmazdı... Mezhep olsaydı Slovenlerle Hırvatlar birbirinden ayrılmazdı... Yugoslavya konuşulacaksa esas bunları konuşmak lâzım; bunları ve bizdeki ‘bir arada yaşama iradesi’nin farkını... Ve bu iradenin, devlet zayıf düşürülerek, nereden nasıl torpillendiğini...

Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS