Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Servet Avcı > Asalaklar tarihinde üçüncü evre

Asalaklar tarihinde üçüncü evre



Aralık 2012’ydi... O yazarın canı fena hâlde sıkılmış olmalıydı ki, “Bir Asalaklar Tarihi: Hırsızlık, Yolsuzluk ve Komisyonculuk” başlıklı yazıyı kaleme aldı... O yazar söz konusu yazıda, yakın tarihimizin hırsızlık, yolsuzluk ve komisyonculuk açısından üç evreden geçen bir asalaklar tarihi olduğunu iddia ediyor ve bu evreleri şöyle sıralıyordu: Birinci evre ‘sol-seküler’asalakların, ikinci evre ‘sağ-seküler’ asalakların, son çeyrek asırlık evre ise ‘dinci’ asalakların ‘tepe tepe yiyicilik’ tarihidir...
‘Yakın gözlemleri’ dolayısıyla kaleminden öfke fışkıran yazar, makalesinde bir Müslümanın, Allah inancı, ahiret inancı, hesap inancı olduğunu söyleyen bir müminin, hırsızlık, yolsuzluk ve komisyonculuk yapmasını, haramı tabiî bir şey hâline getirmesini, kul hakkına tecavüz etmesini normal, meşru bir şeymiş gibi görmesini, aşağılık bir mahlûkât gibi yaşayıp gitmesini, sonra da Müslüman olduğunu söylemesini, daha da kötüsü İslâmî duyarlıklara ve duyargalara sahip olduğunu söylemeye kalkışmasını asla ve kat’â anlamadığını ifade ediyor şöyle devam ediyordu:  “Bedel ödeyemeyen, İslâm’a dolaysız, dolayımsız inanmayan, bu uğurda her türlü imtihanı göğüsleyemeyen; meşakkatli, zahmetli, uzun bir yola çıkmaya hüküm giyme cesareti gösteremeyen, aksine, harama kolaylıkla alışabilen, hırsızlığı, yolsuzluğu, komisyonculuğu kolaylıkla içselleştirebilen yığınlar, asalaktır ve her türlü felâkete müstehaktır...”  
Hadislerde tarif edilen mümin şahsiyet özelliklerinin hepsinin hızla hayatımızdan çekip gittiğini söyleyen o yazarın, yakın tarihimizin son çeyreğine damgasını vurmuş ‘dinci asalak’ derken, ‘tepe tepe yiyicilik tarihi’ derken, ‘hırsızlığı içselleştiren yığınlar’ derken kimi veya kimleri kastetmiş olabileceğini tam kavrayamamıştım!.. O sıralar Lüleburgaz’da bir hırsızlık olayı güvenlik kameralarına yansımıştı... Sabah ezanını duyar duymaz  “Allah’ım sen bana yardım et” şeklinde duaya koyulan hırsız gerçekten göğsümüzü kabartmıştı!.. Hırsızımızın bile kâmil iman sahibi olması elbette bizim farkımızı ortaya koymuştu!.. Sağ olsun marketin güvenlik kameraları sayesinde hepimizin tanımaktan mutlu olduğu bu ‘dini bütün’ hırsızlarımızın yakalanmamak için Allah’a sığınmaları ve otuz bin liralık sigarayı iç ederken, sergiledikleri başarılı performansa imanı da eklemeleri, gelecek kuşak hırsızlarımız için örnek teşkil etmişti!. 
O vakit, öfkeli yazarın o hırsızları kastetmiş olabileceğini düşünmüştüm, meğer yanılmışım!.. Son bir aydır çuvala sığmayan mızraklar, ‘tepe tepe yiyicilik’ tarihinin altın evreye kavuştuğunu, ‘dinci asalaklar’ın devasa büyüklükte bir organizasyon olduğunu gösterdi...
Söz konusu yazı, hükûmete suikast planlayan, Türkiye’ye komplo kuran, faiz lobilerinin emrinde, okyanus ötesinin işbirlikçisi bir yayın organında yayımlanmadı... Tam tersine, siyasî iktidarla içli dışlı, siyasî iktidarı en fazla destekleyen, âdeta ‘yarı-resmî’ nitelik taşıyan bir gazetede, Yeni Şafak’ta yayımlandı... O yazar bir dönem gazetenin yöneticiliğini de yapan Yusuf Kaplan’dı... “Aklım havsalam almıyor Müslüman’ın hırsızlığını, yolsuzluğunu ve komisyonculuğunu”  diyerek isyan eden Kaplan’ın bu tespitlerine nasıl karşı çıkılabilirdi ki!..
Siyasî iktidarla bu kadar iç içe bir yayın organında yer alan bir yazıda ‘son çeyrek, tepe tepe yiyen dincilerin tarihidir’deniliyorsa, buna karşı çıkmak bizim ne haddimizeydi!.. Fiziken yakın olan onlar, mânen yakın olan onlar, siyaseten yakın olan onlar... O halde, onların saygın bir yazarı haber almayacak ve bilmeyecek de biz mi bilecektik son çeyreğin ne tarihi olduğunu?
Bu kadar yakınlık ve dolayısıyla sağlıklı gözleme gücü varken, bize düşen bu tespitlere, yani ‘dinci asalakların tepe tepe yiyicilik tarihi’ olarak nitelenen ‘üçüncü evre’ tezine saygı duymaktır!.. 
Üçüncü sınıf komplo teorileriyle bir yağmanın üzeri kapatılmaya çalışılırken, bir yıl geriye dönüp bu yazıyı hatırlamasak olmazdı... Etrafını iyi gözlemleyen bir kalemin isyanı, bugün yeniden ‘mağduriyet senaryosu’na sığınanların özelliklerini anlatıyor çünkü...
Tabii burada kastedilen Lüleburgaz’da güvenlik kameralarına yakalanan o ‘imanlı hırsızlar’ değilse!..

Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS