'Terör Kıskacında Üniversiteler'
Hasan Şimşek, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nde öğrenciydi... Henüz 19 yaşındaydı... Otobüs durağında beklerken PKK’lıların saldırısı sonucu şehit olmuştu... 9 Kasım 2010’da meydana gelen olayda bıçaklanarak katledilmişti...
Cinayet zanlısı olarak yakalanan Mehmet Tuğrul daha önce örgüt faaliyetlerinden dolayı gözaltına alınmış, yaşı 18’in altında olduğu için serbest bırakılmış, daha sonra Adana Seyhan’da dört aracın yakılması eylemini gerçekleştirdiği için yine tutuklanmış sonra serbest kalmıştı... Öldürmeyle sonuçlanacak eylemleri seriye bağlamış, ülkedeki düzen bu gidişata adeta yol vermişti... Kütahya’da yaşanan PKK’nın üniversitelerde serpilmesi ve saldırganlığını artırmasıyla ilgili sadece bir örnekti... Oysa tüm Türkiye’de aynı paralelde ilerliyor, üniversiteler göz göre göre PKK’nın ‘serbest bölgeler’ine dönüştürülüyordu...
Üniversitelerdeki PKK varlığının ve gelişiminin tam anlaşılabilmesi için bir kitap önermek istiyorum: Terör Kıskacında Üniversiteler / PKK’nın Üniversitelerdeki Yapılanması Tüm Belgeleriyle... Batuhan Çolak’ın kaleme aldığı bu çok önemli eser, geçmişten günümüze örgütün hedef, strateji ve eylemleriyle ilgili kaynak niteliğinde... Tam bir belge-bilgi-muhakeme harmanı olan eser, konuya ilişkin tüm bilgilerin tek bir kitapta toplanmış olması itibariyle sahasındaki ‘tek kitap’ diyebiliriz...
Örgüt yayınlarının da incelenmesi ve çok geniş kapsamlı arşiv taramasıyla ortaya çıkan bu kaynak üniversitelerdeki bölücü yapılanmaların kurumsallaşması, yaygınlaşması ve kadrolaşmasıyla ilgili çalışma yapmak isteyenler için de yolu kısaltıyor aslında... İncelendiğinde görülecek ki, üniversiteler örgüt için verimli birer tarlaya dönüşmüş... Sadece devlet üniversiteleri değil, bir çok özel üniversite de buna dahil... Öğrenciler ve öğretim üyeleri nasıl sindiriliyor, kendilerinden olanlar nasıl desteklenip kadrolaşılıyor, adlî ve kolluk tedbirleri nasıl yetersiz kalıyor ve sonuçta nasıl bir canavar meydana getiriliyor, son derece titizlikle incelenmiş... Kamuoyunda bilinenin çok çok ötesindeki bir tehlikenin varlığı tarihe not edilmiş... Konu, sadece üniversitelerin incelenmesiyle sınırlı tutulsaydı şüphesiz eksik kalırdı... Dolayısıyla yazar Batuhan Çolak, geniş hacimli eserinde, 1960’lı yıllardan, radikal sol örgütler içinde varlığını ortaya koyan etnik yapılanmalardan, daha sonra ortaya çıkan PKK’nın amaç ve ideolojisinden işe başlayarak, konunun bütün boyutlarını titizlikle işleyerek bugünleri anlamlandırıyor... İdeolojik ve kronolojik bütünlük içinde iz sürülüyor... Diğer sol örgütlerle işbirliğine gidilen 1980-85 arasındaki ‘Güç toplama, eğitim ve eylemlilik dönemi’, onu takip eden beş yıllık ‘cephe politikası ve üniversite faaliyetleri’ somut örnekler üzerinden işleniyor... Eylemlerden yola çıkılarak, teori-eylem ilişkisi göz önüne seriliyor... Özellikle 2000’lerin altı kalınca çizilerek, örgütün şehir terörizmine geçişte üniversiteleri nasıl kullandığı net bir şekilde belgeleniyor...
Şüphe yok ki bu belge ve bilgilerin hepsini parça parça bulmak mümkün... Ama hepsini tek bir kitapta ve son derece derli toplu biçimde bulabilmek için yararlanabileceğimiz çok önemli bir eser meydana getirmiş Batuhan Çolak... Zayıf toplumsal hafızamızın insafına terk edemeyeceğimiz kadar önemli bilgileri ve çözüm önerisini içeren ‘Terör Kıskacında Üniversiteler’i okuduktan sonra bu sütunlarda tanıtmak ve tavsiye etmek benim için bir mecburiyet olmuştu...
Hasan’ın seri eylemci katili cezaevinde, Hasan artık yok... Bu tehlikeye dikkat çekenler ‘Sevr paranoyası’yla aşağılanıyorlardı hep... Bugün tehlikenin nerelere dayandığı, kimin haklı olduğu bariz biçimde anlaşılıyor... Bu eseri bizlere kazandırarak gerçeklere ışık tutan ve geleceğin doğru kurgulanması için katkı sağlayan Batuhan Çolak’a teşekkürler...
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi