Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Servet Avcı > Bir ülke böyle yönetilir!

Bir ülke böyle yönetilir!



“Aç kalırsınız!.. Üç ay sonra maaş alamazsınız!.. Biz farelerin aç gezdiği bir Türkiye devraldık. Biz gelmesek sen bile aç kalacaktın. Şükür ve dua edin bize...”  şeklindeki şeytanî korkutmalar tek başına yeterli olmadığı için farklı teknikler hayata geçiriliyor...
‘Fakirlik korkusu’ salınarak, haysiyetten koparılmış bir siyaset tarzına sürekli onay isteniyor... Bu korkutma tekniğinin yanına yeni enstrümanlar eklenerek algı yönetiminin başarıyla sürdürülmesi hedefleniyor... Bu noktada en büyük işlev medyaya, dönemsel olarak da kamuoyu araştırma firmalarına düşüyor...
Habertürk’ün bir firma adıyla yayınlayacakları anketin sonuçlarına Başbakan’ın oğlu aracılığıyla müdahaleyi tartışmaları ve sonunda sonuçlarla oynayarak ‘olması gereken’ rakamlarda uzlaşmaları bir rezaletti ama şahsım adına memnuniyet vericiydi!.. Memnundum, çünkü son iki yılda gayrimeşru yöntemlerle halkın yönlendirilmesine ilişkin altı yazı yazmıştım... Son yazım, çok değil, yirmi gün önce ‘Bu saatten sonra anketlere dikkat’ başlığıyla yayımlanmıştı... 
O yazıdan bir bölüm aktaralım: “Anket firmalarının bir çoğu, kamuoyu ‘araştırma’nın değil, ‘oluşturma’nın ve ‘yönlendirme’nin birer parçası... Tıpkı kitle iletişim araçları gibi karşılıklı veya karşılıksız biçimde ‘siyaset’in emrinde... Her hassas süreçten geçişte veya seçim arifelerinde yüklendikleri misyonu ifa ediyorlar... Kimisi sadece siyasete hizmet etmekle kalmaz, doğrudan siyaset kurumları tarafından kurulmuş sözüm ona bağımsız kuruluşlardır...
Görevi kamuoyunun ‘ne düşündüğünü’ tespitten ziyade, ‘ne düşünmesi gerektiğini’ organize etmek, yönlendirmek ve biçimlendirmektir... Buna açılım sürecinde de şahit olduk... İnsanlarda “Acaba herkes benden farklı düşünüyor, yoksa yanılan ben miyim?” şüphesine hizmet edecek rakamlar açıkladılar... Bu rakamları sadece medya aracılığıyla değil, bugüne kadar hiçbir iktidarın bu kadar üzerine düşmediği biçimde anket firmalarıyla iç içe olan iktidar sözcüleri aracılığıyla da halka duyurdular... Farklı kanallardan aynı mesaj sürekli işlene işlene aleyhteki algının en yüksek oranda değişmesi amaçlandı...
Anketler, tıpkı medya gibi savaşın bir parçası... Sadece bugünler için beslenen kamuoyu araştırma firmaları olduğu gibi, sadece bugünleri bekleyen ve aynı zamanda ticarî bir müessese olduğu için ‘müşteri’ye uygun hizmet üreten firmalar var...” 
Ve sonunda yazıyı şöyle bağlamışım: “Kamuoyu araştırmaları medyadan sonra, zaman zaman medyanın da önündeki enstrüman kimliğini koruyacak..... O yüzden çok dikkatli olmak, aldanmamak ve aldatmamak lâzım... ‘Veriler’i ‘veren’e bakmak çok çok önemli!..” 
Yazının henüz mürekkebi kurumadan internete düşen ses kayıtları bizi doğruladı!.. Üstelik bunun ‘millî irade hırsızlığı’ndan dem vurulduğu zamana denk gelmesi herhalde hoş bir tesadüftü!.. Bir tür ‘suçüstü’ydü bu!.. İradeyi ameliyata almışlar, el birliğiyle istedikleri gibi ‘estetik’ yapıyorlardı!..
İşte böyle yönetiyorlar Türkiye’yi: Aykırı düşünme, bak yalnızsın!.. Çoğunluk farklı düşünüyor, demek ki hatalı olan sensin!.. Sürüden ayrılma, kazanandan yana ol!.. Bizi seçmezsen aç kalırsın, maaş alamazsın!.. Açılıma destek ol, bak çoğunluk destekliyor!.. Çözüme destek ol, terörle mücadeleye harcanan parayla sana bir ev bir araba almış olacaktık, aklını kullan, provokatif görüntülere fazla kafayı takma!.. Yolsuzluk iddiaları uluslararası operasyon, fareler gibi aç gezdiğin bir Türkiye’yi mi istersin, kasaları -bir gün sana da çıkabilir- para çakılı bir Türkiye’yi mi?
Bundan daha beleş bir yönetme tekniği olabilir mi?

Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS