Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Servet Avcı > 'Ulusal trajedi' ne zaman bitecek?

'Ulusal trajedi' ne zaman bitecek?




İşin özeti şöyle mi olmalı: Bir cumhurbaşkanının huzurunda iki cumhurbaşkanı adayı kapıştı... Aday cumhurbaşkanı hiddetlenerek salonu terk ederken, bundan sonraki siyasî hayatında iktidar gölgesinde kendisine yer açmaya çalışan mevcut cumhurbaşkanı ona tıpış tıpış eşlik etti... ‘Edepsizlik’le suçlanan diğer aday cumhurbaşkanı adayı biraz daha sakin kalmayı becerdi...
Yanlış oldu... ‘Yolsuzluk’ gündeminden bunalan Tayyip Erdoğan’a ‘başka alanda nefeslenme’ imkânı sağlanmamalıydı... Haşim Kılıç’ın yerinde dersinden sonra Feyzioğlu’nun bu konuşması, olayı ‘organize’ veya ‘vesayetin direnişi’ gibi sunmak isteyen iktidar çevrelerine koz verdi... Partizan kalemler sanki birincisi Hazreti Ali’nin Hayber cengiymiş gibi ikinci ‘one minute’ destanı yazmaya kalkıştılar... Sağlam siyasî akıl, bu fotoğrafın, karşı tarafça ‘CHP Genel Başkanlığı’ veya Cumhurbaşkanlığına ‘çatı’ adaylık gibi pazarlanacağını bilmeli ve buna göre davranmalıydı...
Buradan hareketle, kimi ulusalcıların içine düştüğü açmaza dikkat çekmekte fayda var... Feyzioğlu’nun cumhurbaşkanı seçilebileceğini umanlar bu ülkeyi ve kitleleri tanımıyorlar... Tam da dün sözünü ettiğimiz durum bu... Feyzioğlu profilinde bir aday, ancak CHP’lilerin ve onu Erdoğan’dan yeğ görecek sınırlı sayıda milliyetçinin oyunu alabilir ve sandığa gömülür... Âdeta rakibini belirlemek istercesine Danıştay salonunda şov yapan Erdoğan bu gerçeği herkesten iyi kestiriyor...
AKP karşısında sürekli yenilen merkez sol ve ulusalcılar, haklı olarak kendi kahramanlarını arıyorlar... Belki de biraz panik içinde, kaybolan yılların yol açtığı psikolojiyle, siyasî kâr ve zararı hesaplayabilecek  ‘mümeyyizlik’ten uzak kalıyorlar... Eğer  “Cumhurbaşkanı değil de, nasıl olsa kaybediyoruz, bari bu vesileyle CHP’ye genel başkan hazırlayalım”  düşüncesi içindeyseler, o ayrı bir konu... Yok, amaçları gerçekten cumhurbaşkanı seçmekse, Diyarbakır’da o konuşmayı yapan birine, oylarına ihtiyaç duyulan milliyetçilerin ezici çoğunluğu asla oy vermez...
Önce Feyzioğlu’nun Diyarbakır Barosu staj eğitim programında yaptığı o ve BDP’lilerin siyasî bir hamlesi olan ‘ana dilde savunma hakkı’nı onların ağzıyla savunduğu konuşmadan bazı satır başlarını hatırlayalım:  “Bir toplum bu şekilde dâvâlarla gerilmez. KCK dâvâsı hukuk tarihimize uygulamalarıyla bir utanç vesikası olarak geçmiştir... Muhakeme hukukunun temel ilkelerinin ve savunma ihlâli anlamında KCK dâvâsı madalyonun bir yüzüyse, Ergenekon ve Balyoz öbür yüzüdür...” 
 ‘Ulusalcı açmaz’dan kastımız budur... Sadece ve sadece iktidara muhalefet -ki o da şüpheli- duygusuyla siyaset üretmek sonuç almaya yetmiyor... Feyzioğlu’na haksızlık etmemek için aynı kategoride değerlendirmesek bile, sadece kimi ulusalcılara ‘gözde’ olması açısından ele almamız gereken bir diğer örnek de İhsan Eliaçık... Anti-kapitalist Müslümanlar adına ortaya çıkmış, son Gezi olaylarında da protestocuların ‘azgın, şımarık, sömürücü egemen dindarlar’a karşı ‘İslâmî’ rengini temsil etmişti... Oysa Kürt meselesinde ulusalcıları rahatsız etmesi gerektiği kadar farklı bir sicile sahipti... Çünkü o anayasal metinlerdeki ‘Türk’ kelimesini çözümün önünde engel olarak görüyordu... Ama ‘baskın iktidar’a karşı kendisine yandaş arayan ve dine yaklaşım biçimine hürmeten ‘rol model’ bulmuşçasına sevinen bazı ulusalcılara bu nasıl anlatılacaktı? 
Geçtiğimiz yılın başlarında Kızıltepe’de düzenlenen ‘Kürt Sorununa Demokratik Çözüm’ panelinde  “Güvendiğim temel şey Kürt halkının sağduyusu ve Öcalan’ın İmralı’dan yazdıklarıdır. Bir entelektüel olarak Öcalan’ın zihinsel mücadelesi önemlidir. Abdullah Öcalan’ın eserlerinde, sadece Kürdistan meselesi yok ki, bir uygarlık meselesini anlatıyor”  diyen Eliaçık, son olarak Abdullah Öcalan’ın talimatıyla gerçekleşen Kürdistan Demokratik İslâm Kongresi’nde Medine Vesikası’ndan bugünkü ‘demokratik özerklik’ tartışmasına referans çıkarmaya çalıştı... Öcalan’ın ‘mümin kardeşleri’ne ‘demokratik İslâm’ı anlattı...
Adam ‘Türk’ kelimesinden rahatsız ama bir çok ulusalcının ‘dindar iktidar’a karşı ‘dindar yoldaş’ı!.. Bir başkası Diyarbakır’da KCK’lıların arzu ettiği şekilde konuşuyor ama ‘ülkeyi koruma’ adına ete kemiğe bürünen, iyi niyetinden şüphe etmediğimiz kimi ulusalcıların cumhurbaşkanı adayı!.. 
Stratejik akıldan ve sorgulamadan ziyade sloganlarla veya ‘karşı’nın tayin ettiği saflara göre pozisyon alanlardan oluşan karmaşa ve çelişki düzeni... 
Bakalım ‘ulusal trajedi’ ne zaman bitecek?

Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS