
“Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur”
‘Arap Baharı’ diye isimlendirilen organizasyon, isminin içindeki ‘bahar’ın müspet tedâilerinin aksine oluk oluk kan akıtarak Mısır’a ulaştığında, Kahire meydanlarını dolduran kalabalıkların fotografları islâmcı medyada tam sahife olarak yayınlanırken alt yazısı olarak ‘takdis cümleleri’ döşeniyordu…
Kahire meydanlarındaki olaylarda hayatını kaybedenlerin fotografları islâmcı medyada ‘şehitler albümü’ olarak yer alıyor, hayatını kaybedenlerin çeneleri bağlı kefenli fotografları üzerinden ağıtlar yakılıyordu…
Ve Mısır’daki olaylarda hayatın kaybedenlerin sembol ismi hâline gelen Esmâ, Türkiye’nin gündeminden hiç düşmüyor, 30 Mart’taki seçimlerin en kuvvetli seçim argümanı oluyordu Başbakanın miting konuşmalarında ve islâmcı medyada…
Türkiye’de sokaklar protesto gösterileriyle doluyor, Mısır elçilikleri önünde gösteriler yapılıyor, olaylarda hayatını kaybedenlerin fotografları taşınıyordu mü’min ellerde…
Diyânet İşleri Başkanlığı yardım kampanyaları düzenliyor, Mısır’da olanlar haftalarca hutbelerin konusu hâline geliyor, bizzat kurumun başındaki zât Mısır’daki zâlimlik hakkında belâgatli demeçler veriyordu…
Mısır onların canıydı, kanları fedâ olsundu …
Ve Mısır’da olan bitenlerle ilgili “Mısırda olanlar bizim dış değil iç meselemizdir” deniyordu. Yani Mısır müslüman bir ülkeydi, din kardeşliğimiz vardı, dolayısıyla Mısır da bizim vatanımız, Mısırlılar da bizim kardeşimiz sayılırdı…
* * * * *
Suriye’nin diktatörü Beşar Esad, babasından tevârüs eden zâlimliği Suriyelilerden esirgemedi!
Kendi halkının üzerine bombalar yağdırdı.
Çoluk demeden, çocuk demeden, kadın demeden, savunmasız demeden, sivil demeden katletti.
Türkiye Suriye’de Esad’ın zülmüne mâruz kalanlara önce kucak açtı, sonra da sınır kapılarını açtı ardına kadar.
İslâmcı medya manşetlerini Suriye’ye ve Suriyelilere tahsis etti.
Ağıtlar yakıldı, yaslara bürünüldü.
İslâmcı medya, islâmcı köşe yazarları ve televizyon yorumcuları Esad’ın devrilme ihtimâline âşık oldu.
Milyonlarca Suriyeli evvelâ sığınma kamplarına alındı, maaşlar bağlandı, alışveriş kartları dağıtıldı. Kamplar gelen Suriyeli sayısına yetmeyince serâpa şehirlere dağıtıldı Esad’ın zulmünden kaçan Suriyeliler ve yer gök Suriyeli doldu.
Suriye’de Esad’a karşı savaşan örgütlere yataklık edildi, örgütün yaralıları hastanelerde Türk doktorlarına emânet edildi, giriş çıkışları düzenlendi…
Diyânet İşleri Başkanlığı yardım kampanyaları düzenledi, haftalarca Suriye’de olanlar hutbelerin konusu hâline geldi, bizzat kurumun başındaki zât Suriye’deki zâlimlik hakkında belâgatli demeçler verdi.
Ve Suriye’de olan bitenlerle ilgili “Suriye’de olanlar bizim dış değil iç meselemizdir” dendi. Yani Suriye müslüman bir ülkeydi, din kardeşliğimiz vardı, dolayısıyla Suriye de bizim vatanımız, Suriyeliler de bizim kardeşimiz sayılırdı…
* * * * *
Irak’ta olan bitenler de bire bir aynıydı… Hakkında yayın yasağı getirilen, “Konuşmayın, yazmayın, çizmeyin” denilenler de bire bir aynıydı… Fakat bir tek fark vardı Irak’ta olan bitenlerin.
Kerkük… Telâfer… Türk şehirleriydi… Türkmen şehirleriydi…
Mazlum olanlar bu kez Türklerdi…
Türkmenler günlerdir kelle avcısı İŞID teröristlerinin saldırısı altında…
Türkmenler çâresiz… Türkmenler hâmisiz…
Türkmenler Merkezî Irak Hükümeti ve Kürtlerden sonra şimdi de kelle avcısı İŞID tehdidi altında…
On binlercesi Kerkük’ten göçe zorlanmakta…
Katledilen Türkmenlerle ilgili sağlıklı bir bilgi akışı bile yok…
Türkmen liderler ‘yalnız bırakıldıkları’ için feverân ediyorlar…
Türkmenler de müslüman… Türkmenler de ümmetin bir parçası…
Sıhrî değil, öz be öz kardeşlerimiz Türkmenler…
İslâmcı medya suskun… Esmâ için bülbül kesilen islâmcılar, bu kez Türkmenlere yapılan haksızlıklar karşısında susarak şeytanın dilleri oldular…
İslâmcı yazarların köşelerinde isimlerine bile yer yok Türkmenlerin…
Diyânet İşleri Başkanlığının hutbelerinde yer yok Türkmenlere…
Kapıları açılmıyor Türkiye’nin…
Sokaklarda gösteriler yok…
“Kerkük Türk’tür Türk kalacak” demiyor hiç kimse…
Galiba kendi ülkesinin dağlarında da, Türkmen illerinde de Türk’e en çok ölüm yakışıyor…
Galiba islâmcı medyaya göre en iyi Türk ölü Türk…
Gazze’ye gemi yollayan Türkiye, Kerkük’e dua yollamaktan bile âciz…
“Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” diyenler meğer ne kadar da haklıymışlar…
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi