Evet sen Sünnîsin...
Hikmetyar’ın ayaklarının dibinde tabasbus ederken de Sünnîydin...
Henüz İstanbul Büyükşehir Belediye başkanıyken Rahmi Koç’a siyâsete girmek istediğini söylediğinde, Koç’un “Bu iş için büyük para gerekir” sözlerine “Bir milyarım(Dolar)var” derken de Sünnîydin...
Bir çiftçi vatandaşın isyanına kulak vermek yerine o çiftçiye “Ananı da al git” derken de Sünnîydin...
Şehitlere “Kelle”, o şehitlerin katillerinin azmettiricisi ‘İmralı cânisi’ne “Sayın” derken de Sünnîydin...
Deniz Baykal ve MHP milletvekillerinin yatak odaları kamera kayıtlarıyla arşivlendiğinde dut yemiş bülbül gibi susarken ve o kamera kayıtları ortalığa saçıldığında miting meydanlarında “Ne özeli kardeşim, eşiyle mi çekmişler, genel ahlâksızlık bu genel ahlâksızlık” derken ve bu kasetlerle oy devşirmeye çalışırken de Sünnîydin...
Aynı kasetler yanında yörendeki insanlar içinde arşivlendiğinde “Yatak odalarına girmişleer, insanların mahremlerine girmişleer, ahlâksızlık bu ahlâksızlık” diye bağırırken de Sünnîydin...
“Terör örgütüyle görüşen şerefsizdir” derken de, “Hakan Fidan PKK ile benim talimatımla görüştü” derken de Sünnîydin...
Gezi olaylarında öldürülenlerin anısına bile saygı duymak gereği hissetmezken de Sünnîydin, polisler için “Efsane yazdılar” derken de Sünnîydin...
Sokak gösterilerinde öldürülen bir vatan evlâdını şehit ilân ederken de Sünnîydin, öldürülen diğer vatan evlâdının annesini miting meydanlarında kalabalıklarına yuhalatırken de Sünnîydin...
“Kabataş’ta başörtülü bacımızı yerlerde süründürdüler” derken de Sünnîydin, Kabataş görüntüleri yayınlandığında ve o görüntülerde yalanın ortaya çıktığında da Sünnîydin...
“Câmiye ayakkabıyla girdiler” derken de Sünnîydin, “Câmide içki içtiler” derken de Sünnîydin, “O câmide içki içilmedi” diyen müezzini sürdürürken de Sünnîydin...
“Urla villâları 35 senedir orada” derken de Sünnîydin, GoogleMap Urla villalarının arazisindeki boşluğu görüntülediğinde de Sünnîydin...
Oğlunun kurduğu vakfa arsa toplarken, milyon milyon bağış(!) toplarken de Sünnîydin...
Fırat’ın kenarındaki koyuna 11 yıldır tecâvüz edilirken de Sünnîydin...
Seçimlerde “Mührünüzü AKP’ye basın, Esmâ’nın ruhu şâd olsun” diyerek ölü tâcirliği yaparken de Sünnîydin, yüzlerce mâdenci yer altında canını yitirdiğinde “İşin tabiatında var” derken de Sünnîydin...
Reyhanlı’daki patlamada ölen vatandaşlarımız için, “Ölenler Sünnnîydi” derken de Sünnîydin...
Mezhep çatışmalarının bir ülkeyi ne hâle sokabileceğini bile bile muhalefet partisi liderine “Sen Alevîsin, ben Sünnîyim, bak ben söylüyorum, sen de söylesene Alevî olduğunu” derken de Sünnîydin...
Hiç endişe etme çok iyi biliyoruz; sen bir Sünnîsin...
Hak, hukuk, adâlet, kul hakkı, yetim hakkı, beyt’ül-mal nedir bilmezsin, yolsuzluk ve rüşveti bağışa çeviren Sünnî Profesör fetvâcın ve sana özel Sünnî bir Diyânet İşleri Başkanın da var senin, bir Sünnîsin sen, biliyoruz bunu...
O zaman biz Sünnî değiliz.
Biz yalan söylemeyiz, biz mezhep çatışmasını körüklemeyiz, biz terör örgütü liderine “Sayın” ve aziz şehitlerimize “Kelle” demeyiz, biz haram yemeyiz, yetim hakkı yemeyiz, kul hakkı yemeyiz, beyt’ül-mala musallat olmayız, biz ‘açılım süreci’ adı altında ülkeyi bölmeyiz, ‘kardeşlik’ adı altında kâtillerle pazarlık etmeyiz, biz ‘barış süreci’ adı altında yapılmamış bir savaşın cephelerini terk etmeyiz, biz kendi vatanımızda bayrak indirtmeyiz, biz kendi vatanımızda terör örgütüne vergi toplatmayız...
Bizler Müslüman Türkleriz...
Sen Sünnîysen biz değiliz, seninle ve şürekânla Sünnî olmaktansa ve efsâne yazan cemaat polislerinin sokak ortasında döverek öldürdüğü savunmasız Ali İsmail ile ‘Alevî’ olmayı tercih ederiz...
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi