Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Adnan İslamoğulları > Vebâl ve tercih Ülkücülerin...

Vebâl ve tercih Ülkücülerin...



Cumhurbaşkanlığı seçiminin hemen ardından yaptığı açıklamayla olan bitenin aslında farkında olmadığını, seçim neticeleriyle ortaya çıkan Türkiye’nin oy haritasına bile göz atmadığını düşündüğüm D. Bahçeli,  “Türkiye’de muhalefet sorunu vardır diyenler AKP hizmekkârlarıdır”  dedi... Acar ve zeki bir danışmanın muhtemel eleştirilerin ilk sırasında yer alacak muhalefet yokluğuna tedbiren üflediği bir sufle kıvâmındaki bu tespit aslında MHP’nin hâl-i pür perişânının bir cümleyle özetiydi. 


 “Türkiye’de muhalefet sorunu vardır diyenler AKP hizmetkârlarıdır” .


Tam bir soğuk savaş jargonu. Tipik bir yerini muhafaza savunması. Bildik bir  “Küçük olsun benim olsun”  tepkisi. Alışıldık bir  ‘aptal yerine koyma’  hamlesi.


Sanki, ’367 krizi’ni Meclise girerek aşan ve Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı seçtiren Devlet Bahçeli’nin bizzat kendisi değil de, Türkiye’de  “Türkiye’de Muhalefet sorunu vardır”  diyenler.


Sanki, MHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olarak kazanacağını bile bile Mansur Yavaş’ı MHP’den aday yapmayıp, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı AKP adayı Melih Gökçek’e hediye eden Devlet Bahçeli’nin bizzat kendisi değil de,  “Türkiye’de Muhalefet sorunu vardır” diyenler.


Sanki, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Genel Başkanı olduğu kendi partisinden aday göstermeyi aklından bile geçirmeyen ve CHP ile birlikte ortak aday olarak gösterdiği Ekmeleddin İhsanoğlu ile kampanya süresince gezilere bile katılmayan sanki Devlet Bahçeli’nin bizzat kendisi değil de, “Türkiye’de Muhalefet sorunu vardır” diyenler.


Sanki, cumhurbaşkanı adayı olarak üstelik CHP tarafından önüne konan Meral Akşener ismini görmezden gelen Devlet Bahçeli’nin bizzat kendisi değil de,  “Türkiye’de Muhalefet sorunu vardır” diyenler.


Sanki, yerel seçimlerde Ankara’da Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldığı oy ile aynı oranda oy alan Mansur Yavaş’tan  “O şahıs”  diye bahseden, yok sayan ve hiçbir denklemin içinde hesap etmeyen Devlet Bahçeli’nin bizzat kendisi değil de,  “Türkiye’de Muhalefet sorunu vardır” diyenler.


Sanki, MHP’nin hiçbir seçimi kazanmaması için bütün alternatifleri ince ince düşünülmüşçesine uygulayan Devlet Bahçeli’nin bizzat kendisi değil de  “Türkiye’de Muhalefet sorunu vardır” diyenler.
Sanki, salı günleri grup toplantılarında esip gürlemeyi muhalefet zanneden Devlet Bahçeli’nin bizzat kendisi değil de  “Türkiye’de Muhalefet sorunu vardır” diyenler...


Türkiye’de özellikle son üç yıldır olan bitenler, iktidarı MHP’ye adetâ bir gümüş tepside sunduğu halde siyâseti Genel Başkanlık koltuğunda oturup etrâfındakilerin ’yüksek fikirleri’yle dizayn edebileceğini zanneden Devlet Bahçeli’nin bizzat kendisi değil de,  “Türkiye’de Muhalefet sorunu vardır” diyenler.
30 Mart seçimlerinde kazandığı yerlerde cumhurbaşkanlığı oylarının ezici oranda Erdoğan’a çıkması ve Türkiye’nin oy haritasındaki o dramatik görüntünün Sn. Devlet Bahçeli için hiçbir anlamı olmamalı ki, henüz daha telâffuz bile edilmeden  “Türkiye’de Muhalefet sorunu vardır diyenler AKP hizmetkâlarıdır” ön savunmasını daha doğrusu ’baskın basanındır’ kabilinden ön saldırısını gerçekleştirebiliyor. 


 “Türkiye’de Muhalefet sorunu vardır diyenler” diyenler AKP hizmetkârları değildir ve aslında bunu en iyi Sn. Bahçeli bilmektedir. 


Fakat korumak zorunda olduğunu düşündüğü koltuğu ve görevi bu tür zırvaları bile kendisine te’vil ettirmektedir. 


Devlet Bahçeli artık MHP’nin ve Ülkücü Hareketin önündeki baraj kapağıdır, en büyük bariyerdir, ayağındaki prangadır. MHP’nin ve Ülkücü Hareketin Devlet Bahçeli ile atacağı bir tek adım dahi yoktur. 


Bundan sonra, kendisiyle tek kol aralığı hizaya gelen MHP Genel Merkezindeki ve TBMM’deki Ülkü Ocaklılar ve cümle Ülkücüler bu duruma sessiz kaldıkları müddetçe kaybeden yalnızca MHP ve Ülkücü Hareket değil, Türkiye olacaktır ve bu vebâl artık Devlet Bahçeli’nin değil onun orada kalmasını, ’seçim değil yalnızca kongre kazanmasını’ sağlayan Ülkücülerin(!)dir. Bu seçimden sonra bahse konu isimlerin bu gidişe  “dur”  dememelerinin bir tek anlamı olacaktır:


“Ne pahasına olursa olsun milletvekilliklerini, görevlerini ve sıfatlarını korumak” .


Bunun başka izahı yoktur.


Ya ülkücü olduklarını hatırlayacaklar ya da Devlet Bahçeli’nin yanında milletvekili olarak bile olsa ancak ’konu mankeni’ konumunda yaşamaya devam edecekler, kıraathanelerde memleket kurtarmaya devam edeceklerdir.


Vebâl ve tercih Ülkücülerin...

Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS