Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Adnan İslamoğulları > Davutoğlu’nun haram kazanç retorikleri…

Davutoğlu’nun haram kazanç retorikleri…


Üniversitede hocalıktan, önce danışmanlığa sonra milletvekili ve bakanlığa ve ardından da Başbakanlık koltuğuna oturan Ahmet Davutoğlu Afyon’a gideceği gün şehrin girişindeki üstgeçitlerden birine, üzerinde “Değerli yurttaşlar. Hırsızlar heyeti ilimiz sınırlarında. Malınıza, mülkünüze sahip çıkı” yazılı bir pankart asılıyor…


Bir ân empati yapıp kendimi Davutoğlu’nun yerine koyuyorum…


“Ne hissederdim, ne düşünürdüm?”  diye soruyorum kendime…


“Bana ne, benimle ne âlâkası var, hiçbir yolsuzluk tapesinde ismim yok, hiçbir imar rantında adım geçmiyor, hiçbir bankayla ticârîmünâsebetim yok, çocuklarım müteahhitlerin, yabancı şirketlerin ortağı, hiçbir vakfın sahibi değil, yalılarım, yatlarım, katlarım da yok, kolumda milyarlarca liralık saat de taşımıyorum, Bijan’dan on binlerce Dolar değerinde takım elbiseler giymiyorum, sâhillerde koy kapatmadım, çiftlikler kurmadım, sıfırlama tâlimatları vermedim, oğlumun Hollandalı sevgilisi yok, yargıya müdahale etmedim, medya patronlarına gazeteci kovdurmadım, kanal yöneticilerine Alo deyip alt yazı kaldırtmadım ekranlardan, muhalefet partisi yöneticilerinin nâhoşkasetleri saçıldığında ortalığa,meydan meydan gezerek bu kasetleri dilime dolamadım…” diyerek o pankartı hiç üzerime almamayı denedim.  “Benimle ilgisi yokcanım, beni kast etmemişlerdir” diye düşündüm...


“Binlerce kitap okudum,  tuğla gibi kitaplar yazdım, “hoca” diye anılıyorum,dünyanın neredeyse tüm devlet adamlarına vaaz ü nasihatlerde bulundum,  bunca lisanı sular seller gibi konuşuyorum, Ortadoğu’da benden habersiz yapraklar bile kımıldamağa cesâret edemiyor, karşımdaEsedezim ezim eziliyor, kralların tâ’zim ediyor, Prof. Dr. Başbakan Ahmet Davutoğlu’yum ben, beni böyle bir pankartla karşılamak kimin haddine? Evet.. evet..Kesinlikle beni ilzâm etmiyor bu pankart…”dedim kendi kendime…


Sanırım, böyle düşüncelerle rahatlayabilirdi ancak Davutoğlu…


Belki de rahatladı…


Ve “haram kazanç” üzerine retoriklerle süslemeğe başladı konuşmalarını…


Ahi Evran'da“Allah bizi haramdan uzak tutsun, tek bir lokma dahi olsa bu sofralara haram yaklaştırmayacağız” dedi.


Bir başka yerde, “Bu ülke büyüyecek ama en önemlisi bu toprakların helal rızk felsefesi geliştirilecek” dedi.


“Adam bir yerden imar geçeceğini öğreniyor. Gidip oradan arsa alıyor ve zenginleşiyor. Bu haram kazanç, ahlaksızlıktır. Hele ki, bu kişi imar geçeceğini siyasetçiden ya da belediyedeki tanıdıkları vasıtasıyla öğreniyorsa. Bu siyasetçinin görevini kötüye kullanmasıdır” dedi.


En son, Ermenek’teki mâden kazası faciasında, “Maden denetçileri işverenle yemeğe gidiyorlarmış, arabalarıyla geziyorlarmış. Bırakın patronların arabalarıyla gezmelerini onlarla içtikleri çay bile haramdır'' diye konuştu.


“Haram kazanç” vurgularıyla ne anlatmak istiyordu Davutoğlu? 


Hocalık kürsüsüden talebelerine ahlâk dersi vermediğine göre, Başbakanlık makamını kamuoyuna hitâb ettiği bir kürsü hâline getirerek topluma mı nasihatte bulunuyordu?


Yoksa şunu mu demek istiyordu Davutoğlu, “Evet bu ülkede büyük yolsuzluklar oldu, hırsızlıklar oldu, talan oldu, ama inanın ben bu işlerin içinde yoktum, bakın haram kazanç konusunda neler düşündüğümü de açıkça beyân ediyorum”.


Hayır…


Ne Başbakan Davutoğlune de bir başka hükümet üyesi ya da hükümetin bir başka üst düzey bürokratı!


‘17 Aralık’ta patlayan 11 yıllık ‘yolsuzluk’ ve ‘haram kazanç’ soruşturmalarından “ben içinde yoktum” diyerek kurtulamazsınız. Belki kendinizi kandırabilirsiniz, ama kurtulamazsınız.


“Çünkü haksızlık karşısında susan diller”siniz siz. Hak ve hakikatin yanında değil, haksızlığın ve adâletsizliğin yanında saf tuttunuz. Hak ve adâletin sesi olmak yerine otoritenin sesi oldunuz. Hak ve adâletadına konuşup haysiyetin kelâmı olmak yerine ‘haram kazanç’ sahiplerinin sesi olmayı tercih ettiniz. Yetim hakkına sâhip çıkmak yerine sessiz kalarak haramzâdelerin yanında oldunuz, beyt’ül malın nâmusunu korumak yerine Başbakanlık sırasının size geldiğine sevindiniz sessiz kalarak.


11 yıllık “haram kazanç” imparatorluğunun önemli aktörlerisiniz siz.


Birkaç ‘haram kazanç reddiyesi retoriği’ ile bu mâziden kurtulamazsınız,  haramla anılacaksınız siz, hepiniz, kıyâmete kadar…


















Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS