Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Adnan İslamoğulları > Devlet Baba’nın bir çiftliği varmış, çiftliğinde keçileri varmış…

 


Devlet Baba’nın bir çiftliği varmış, çiftliğinde keçileri varmış…



Aslına bakarsanız otoburdurlar, dağlarda yaşayan yabânîsinden tutunuz da, ağıllarda yaşayan otlak türlerine kadar hepsi otlanarak beslenirler..


Hayatlarını yüksek rakımlarda sürdürenler atik, çevik ve gözüpektirler, itaatkârdırlar. Ne pahasına olursa olsun sâhiplerin sözlerinden çıkmazlar. Sâhiplerine sadâkât için tırmanmayacakları dağ, tepe, zirve yoktur. Mevsimlerin engellerine takılmazlar.  Kar, tipi, yağmur, bora, fırtına, lodos, buzul, donma tehlikesi onlara vız gelir trıs gider.  Giderler ve vazifelerini yaparlar..


Oldukça soğukkanlıdırlar. Vazife yaptıkları yerlerde karlar altından çıkarılmayı bekleyen insanların naaşları varmış, onlardan bir haber bekleyen aileleri, çoluk çocukları, sevenleri, bağlıları, arkadaşları varmış, umurlarında olmaz keçilerin. Buzların altında çıkarılmayı bekleyenlerin anneleri “oğlumu iyi aramıyorlar” diye feryâd edermiş, duymazlar bile.


Keçilerin sâhipleri hazırlıklıdırlar her türlü krize karşı, yola koyulanları başka başka tepelere yönlendirirler, karda, kışta, kıyâmette. Çünkü asıl olay mahallinde keçilerin önemli işleri vardır, onlar sâhiplerinin kendilerine verdikleri vazifeyi mükemmelen ifâ etmektedirler. Çok sâkindirler, uçurumlar, kar, buz, tipi, onları vazifelerinden etmez, üstelik bir köşeye tüneyip sigara bile içebiliriler o fâciânın ortasında ve dağların da ne kadar da yüksek olduğunu konuşurlar.


Üstelik teknolojiden de anlarlar keçiler, ne de olsa iyi eğitilmişlerdir, ellerinde tornavidalar bir helikopterin stratejik parçalarını söküp, kendi sâhiplerine götürecek kadar iyi eğitilmişlerdir. Sâhiplerine sorgusuz suâlsiz itaat ederler, neden diye sormazlar, niçin demezler, acaba demezler, merak etmezler, endişe etmezler, onların vicdanları bir helikopter parçası gibi sökülmüştür, gassalın elindeki meyyit gibidirler sâhiplerine karşı…


Dağların tepelerindeki bu amele keçilerin bir de sâhipleri vardır, genelde başkentlerde yaşarlar,  karanlığı severler, dumanlı havayı severler, zekidirler, çeviktirler, ama ahlâksızdırlar. Şeytâni bir zekâları vardır ama hayra çalışmaz.


Keçiler ve sâhipleri kendi evlâtlarını yemekle hayatlarını devam ettirirler. Kendi evlâtlarıyla beslenirler. En gürbüz, en güzel, en cesur, en dürüst, en samimî, en delikanlı evlâtlarını yerler genelde. Bâzen kahpe pusularda, bâzen amele keçilere frenleriyle oynattıkları araçların içinde kaza süslerinde, bâzen gece karanlığında uçakların sistemleriyle oynatarak, bâzen araçlarının içine bomba koyarak, bâzen evlerine patlayan paketler yollayarak, bâzen toplu çatışmalarda, bâzen enselerine bir kurşun sıkarak yerler evlâtlarını, bundan büyük bir haz alırlar.


Bunlar hiç ortaya çıkmazlar, görünmezler, ortalığa yem olarak atacakları çok keçileri vardır onların. Bununla güç alırlar, bununla kuvvet bulurlar, bununla devam ettirirler karanlık dünyalarındaki hayatlarını. Bunun için vardırlar aslında…


Bir de bu keçilerin sâhiplerinin dostları vardır:


“Keçiseverler Cemiyeti”dir bunlar.


Keçileri ve sâhiplerini severler. Ne yaparlarsa yapsınlar hayra yorarlar. Hikmet ararlar yaptıklarında. En ufak ricâlarını emir telâkkî ederler, yerine getiriler. Buna ya iknâ olurlar ya da bunu vazife edinirler. Hep müteşekkîr kalırlar bunlara, keçiseverdir onlar…


Keçiler, bundan 1500 sene evvel Kurân âyetlerinin yazıldığı hurma yapraklarını yediklerine dâir rivâyetlerle zan altında bırakıldılar. Yediler mi, yemediler mi Allah bilir, ancak kutsal kitabın âyetlerinin yazılı olduğu hurma yapraklarına bile musallat oldukları konuşulur 1500 yıldır.


25 Mart 2009 tarihinden bu yana da helikopter parçalarını yedikleri görülmüştür, Türkiye’nin KahramanMaraş ilinin, Göksun İlçesinin, Keş Dağının, Kanlıçukur Mevkiinde gerçekleşmiştir bu olay. 1500 sene evvelinin rivâyetlerinin doğruluğunu yalnız Allah bilir, lâkin düşen bir helikopterin parçalarını yedikleri hâdise ve bu hâdisenin acıları hafızalarımızda henüz taptâzedir.


Güzel hâtıralarımızı, temiz hayallerimizi birkaç “keçi”nin merhâmetine bırakan “Devlet”in ise inandığı bir Tanrı var ise eğer, mahşer gününe kalmadan, hesabını görsündür…





Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS