Beyaz Güvercin…
Kanatlarını çırpmalarıyla başlar hânede bitmek bilmeyen şehrâyin... Fener alayıdır artık her gece... Bir resm-i geçittir çırptıkları her kanat ve onlar bir insan için en büyük aşkın zafer taklarını süslerler... Bir camın kenarına değil, cânın tam ortasına konarlar ve cana can katarlar...
Artık dilimden anlayan hemdilim olurlar, dilimde dil olurlar, gözümde göz, sesimde ses olurlar, yönüm olurlar. Geldiğim yer olurlar, gittiğim yer olurlar, kaldığım yer olurlar...
Hiçbir filozofun, hiçbir ârifin, hiçbir zâkirin hikmetine akıl erdiremediği hayatın anlamı olurlar...
Gözlerime fer, dizlerimde derman, dilimde ferman, gönlümde emân olurlar...
Ses olurlar, soluk olurlar, nabzım olurlar da damarlarıma kan olup akarlar...
Çölleri vahalara, çorakları gülşene çevirirler de gül olurlar, râyihâlar saçarlar...
Zemherîrin tam ortasına konarlar ve mevsimleri döndürürler, bahar bulutlarını aşk ile feryâd ettirip ortalığı gülgûn baharlara çeviriler...
Gamlarımı def ederler, gönlümü gülistan ederler, kan ırmaklarım erguvana dönüşür, gam ırmaklarımdan âb-ı hayat akar, göklerin melekûtuna erdirirler...
Ümidimi ye’isime gâlip ederler, huzur-u iklimim vücûd bulur, ikilikler bir’lenir, şuurum yenilenir, dehrin cefâsını mağlûp ederler...
Yollarına post etmediğim, uğurlarına hiç edemediğim can yük gelir tenime, onların olmadığı sofralarda dilim damağım kurur...
Kana kana içtikçe susuzluğum, yandıkça ruhumun serinliği olurlar...
Elemi bayram, nazı niyaz, ezayı sêfa, sitemi iltifat, yokluğu varlık, utancı gurur, nisyânı hatır, uşağı efendi, sükûtu cevap, ezeli ebed, reddi kabul, serâbı gerçek, ağuyu bal, gadri iltifat, ukdeyi kolaylık, nisyânı hatıra tebdil ederler...
Gönüllerine bir kelebeğin gölgesi düşse canımı yakan ateş olurlar...
Son nefesimi vereceğim o ânda, ellerimi ellerine, gözlerimi gözlerine bırakacağım olurlar...
Hiçbir paha biçemediğim kıymet olurlar...
Kelâm dahi onlar içindir, ki bu yazı 9 Ocak’ta bizim evimizin neş’esi, gözümüzün nûru, beyaz güvercinimiz Ersagun’umuzun ve 16 Ekim’de Yûnus’umuzun doğum günü hediyesi olur...
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi