Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Adnan İslamoğulları > Ciddiye almayınız.. ‘ağzınızın dolusuyla’ küçümseyiniz…

 Ciddiye almayınız.. ‘ağzınızın dolusuyla’ küçümseyiniz…



AKP milletvekili Tülay Babuşçu’nun, “Osmanlının 90 yıllık reklam arası sona erdi” sözleri Twitter’da oturdu gündeme…


 “Filozofların aydınlatmadığı ülkeyi şarlatanlar aydınlatır”..


Bizim ülkemizde de durum aynı…


Siyâsî güç, iktidardan sağılan cesârete  ve ardından küstahlığa dönüşünce câhilliğin, saçmalamanın ve haddi aşmanın da sonu gelmiyor…


Bütün savaşlarda bir ülke dışarıdan içeriye doğru işgâl edilir...


Bizim ülkemiz merkezden dışarıya doğru işgâl ediliyor…


Devlet gelenekleri ayaklar altında…


On binlerce insanımızın kâtili, yapılmamış bir savaşın ‘baş müzâkerecisi’ olarak bizzat devlet tarafından muhatap alınıyor…


 On binlerce insanımızın kâtili terör örgütü PKK ile Oslo’da başlayan gizli görüşmeler artık alenî olarak devlet bizzat İmralı’ya ayağına giderek gerçekleştiriliyor.


HDP’den, PKK’dan, KCK’dan her gün bir başka tehdit geliyor devlete…


Selahattin Demirtaş, “Geldiğimiz nokta artık bu mücadelede dananın kuyruğunun kopacağı noktadır. Dananın kuyruğu kopacaksa bugün 100 yıl önceki gibi, kuyruk değil dana bizde kalacak” diyor…  (Demirtaş’a dananın iki yumurtası mı kalır, neresi kalır, onu zaman gösterecek)


Cizre’de hendekler kazılıyor, güvenlik güçleri kışlasından, karakolundan dışarıya çıkamıyor…


PKK askerlik şubesi kuruyor, dağa adam topluyor, binlerce silah dağıtıyor, vergi alıyor, mahkemeler kuruyor, dâvâlara bakıyor,  ilçe isimleri değiştiriliyor,  korucular infaz ediliyor…


Medyada terörist başına güzellemeler düzülüyor…


Bayrak tartışma konusu yapılıyor…


Türk adı tartışma konusu yapılıyor…


Devletin adı tartışma konusu yapılıyor…


İktidardan sağılan cesâret ile şuuraltı kusuluyor…


“Türk diye bir ırk yoktur” deniyor…


Cumhuriyet ile hesaplaşmanın cenk alanı hâline getiriliyor devlet…


Başına çuval geçirilen, Akdeniz’e savaş uçağı gömülen, elçiliği basılıp içindekiler rehin alınan ve bedel ödenerek sözüm ona kurtarılan, hükümranlık alanı dâhilindeki bir bölgede hâkimiyeti terör örgütüne bırakan bir siyasî iktidar için Osmanlı tiyatroları konuyor sahneye…


Osmanlı saraydan ve gösteriden değil, fütühattan ibâretti, Osmanlının saraydan ve gösteriden ibâret olduğunu sananlar ak-sarayın merdivenlerinde inandırıcılıktan uzak, yaptırımdan uzak, gerçeklikten uzak bir gösteri yapılıyor…


Sınırlarını korumaktan âciz olanlar imitasyon kılıçlarla Osmanlıcılık oynuyorlar…


Hiçbir şeye benzemeyen karikatüre benzermiş, karikatüre benziyorlar…


Bir milletvekili hanım da, yeniden seçilebilmek için ‘tek seçici’ye kompliman yapıyor, “muhteşem bir zekâ, tabii ki Cumhurbaşkanımızın zekâsı” diyor merdiven tiyatrosu için...


Ciddiye almayınız…


Ağzınızın dolusuyla küçümseyiniz…















Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS