Çözüm sürecinin neticeleri…
Yıllardır ‘çözüm süreci’ palavralarıyla sözde terörü bitireceğini söyleyen AKP iktidarının takkesi düştü…
Tek başına iktidar çıkmayan seçim neticelerinden sonra ülke yangın yerine döndü, içinde her zamanki gibi evlâtlarımız yanıyor cayır cayır… Ateşi yakanları göremiyoruz, yalnızca kelebekler gibi ateşe atılan evlâtlarımızı görebiliyoruz…
‘Çözüm süreci’ denilen ahlâksız bir politikanın, ahlâksız bir siyâsetin, ahlâksız bir planın, ahlâksız bir iktidar savaşının, ahlâksız bir iktidar mücâdelesinin neticesi bugün olanlar…
‘Çözüm süreci’ denilen süreçte, ekilen fitne tohumlarının topraklarımızdan kan olarak fışkırması bugün olanlar…
‘Çözüm süreci’ denilen süreçte, cinâyet şebekesi PKK’ya silahlanması, mevzilerini güçlendirmesi, eleman kazanması için tanınan zamanın neticeleri bugün olanlar…
‘Çözüm süreci’ denilen süreçte, İmralı’daki kâtil elebaşına “İsteseniz de istemeseniz de Kürtlerin lideridir” diyen AKP iktidarının bakanlarının ektiği fitne tohumlarının neticeleri bugün olanlar…
‘Çözüm süreci’ denilen süreçte, Oslo’da pazarlık masalarında PKK’ya verilen sözlerin, taahhütlerin, altına girilen müeyyidelerin neticeleri bugün olanlar…
‘Çözüm süreci’ denilen süreçte, “verdimse ben verdim” diyenin koltuğunda bugün oturanın “müsteşarımı ben gönderdim oraya(Oslo’ya)” diyerek Oslo’daki PKK ile pazarlığa çıkması ve tertip etmesinin neticeleri bugün olanlar…
‘Çözüm süreci’ denilen süreçte, son asrın en büyük siyâsî hatası, gafleti ve ihâneti olan ‘Çözüm süreci’ denilen süreçte, bu gaflete ve ihânete milleti de ortak etmek için ‘âkiler’ adı altında bir araya getirilen ihânet müfrezesinin şehir şehir dolaşarak ihâneti barış olarak ambalajlayıp sunma vazifelerinin neticeleri bugün olanlar…
‘Çözüm süreci’ denilen süreçte, “Öcalan yaşatmayı seçti” diyen medyada istihdam edilmiş ve bin yıllık kardeşliğe ve bin yıllık birlikte yaşama irâdesine gazete köşelerinden kurşun sıkanların ihânetlerinin neticeleri bugün olanlar…
‘Çözüm süreci’ denilen süreçte, “Bana serok Ahmet diyorlar” sözlerinin sahiplerinin hâmâkatlerinin neticeleri bugün olanlar…
‘Çözüm süreci’ denilen süreçte, şehit edilen her korucudan, şehit edilen her askerden sonra kâtilleri PKK’da değil, çözüm sürecini baltalamak isteyen sözde karanlık odaklarda arayıp, PKK’yı temize çıkarmaya çalışan ihânetin neticesi bugün olanlar…
‘Çözüm süreci’ denilen süreçte, Barzani ve Şivan Perver’le kol kola Kürtçe şarkılar söyleyenlerin, “dağa çıkışlar nitelik kazandı” diyenlerin Diyarbakır’da kâtil elebaşının mesajlarını barış mesajı gibi okutanların marifetinin neticesi bugün olanlar…
‘Çözüm süreci’ denilen süreçte siyâsetten uzak kalması gereken Diyânet İşleri Başkanlığı’nı bu çözüm sürecinin emrine veren ve Diyarbakır’da ‘kırılan onurların tâmiri’(!) için Peygamber hırkasını yerlere seren sözde Hadis âliminin siyâsetin zehriyle zehirlenmesinin neticesi bugün olanlar…
Daha pek çok.. saymakla bitmeyecek kadar çok yanlışın, hatanın, gafletin ve ihânetin neticesi bugün olanlar… Güneydoğu’dan devleti çekip, askeri kışlaya hapsedip, polisi karakola hapsedip, valilerine kâtil elebaşına teşekkür ettiren AKP iktidarının yapıp ettiklerinin neticeleri bugün olanlar…
Şimdi şehitler gelirken sönen ocaklara kervan kâfile…
“PKK çözüm sürecinde silah yığınakları yapmış…” diyorlar…
Kötü bir şaka gibi… Tüm milleti salak yerine koymak gibi… Herkesi aptal yerine koymak gibi…
“Silin hafızalarınızı, yaptığımız her şeyi unutun” diyorlar şimdi…
1 Kasım’da eğer seçim yapılırsa gerçekten unutacak mı bütün bunları bu millet?
Şehit ailelerinden yükselen feryâtlar, şehit ailelerinden iktidara yönelen “âhh”lar sandıklardan bu iktidara ‘ret’ olarak çıkmayacak mı?
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi