Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Adnan İslamoğulları > Fırat Çakıroğlu'nun aziz hâtırasına...

Fırat Çakıroğlu'nun aziz hâtırasına...


Gittin.. kül bakışlarınla...


"Gel ..." diyorsun siyah-beyaz bir fotoğrafın içinden, ölümsüzleşen kül bakışlarınla... "Ben gidiyorum, sen de gel..." diyorsun. "Gökte yalnız başına bir yıldız gibi semâya karışalım, gecenin karanlığında ışık arayanlar, yıldız arayanlar bulsun bizi, kıble taşının göğünde yıldız olalım..." diyorsun.. Zerre tereddüt yok bakışlarında.. Adanmışlığın bütün kararlılığı kül rengine bürünmüş gözlerinde.. Zerre  tereddüt yok bakışlarında.. Fedâ olmuşluğun mahfiyetkârlığı oturmuş gözbebeklerine.. Zerre tereddüt yok bakışlarında.. Fenâ olmuşluğun umarsızlığı çökmüş gözlerinin akına...


"Gel ..." diyorsun siyah-beyaz bir fotoğrafın içinden, ölümsüzleşen kül bakışlarınla... Elini uzatan bir dost bakışı bu.. elini uzatan bir kardeş bakışı.. elini uzatan bir evlât bakışı.. "Ben gidiyorum, sen de gel"diyen, "Nereye diye sorma yalnızca gel.." diyen bir teslim oluşun bakışı.. "Gül sümbül hırkamız, sular kuşlar halkamız olsun" diyen bir serdengeçti bakışı bu...


"Gel ..." diyorsun siyah-beyaz bir fotoğrafın içinden, ölümsüzleşen kül bakışlarınla...


Hesapsız.. şüphesiz.. tecessüssüz.. kurgusuz.. plansız.. programsız.. alabildiğine serâpa bir sâdeliğin, alabildiğine serâpa bir samimiyetin bakışı senin bakışın.. Yolum yoluna.. yönüm yönüne.. ömrüm seninle ve son nefesimde, kışların bahar, âlemin ağyâr olduğu bir istikbâl.. yer.. gök ve yıldızlar.. su.. toprak ve yağmurlar.. ay.. güneş ve deryâlar.. gündüz.. gece ve zaman.. sana benzeyen tüm meleklerin ve Tanrı'nın şâhitliğini tutmayan.. bir elimde ay, diğerinde sen, vazgeçtim ben kalanların hepsinden.. her şey sen, yalnız sen, bir tek sen..  sözleri vermeyen sâdece sâdece senin bakışın, senin güvenli bakışın, senin sözünün erliğine şâhitlik eden bakışın bu bakış..


"Gel ..." diyorsun siyah-beyaz bir fotoğrafın içinden, ölümsüzleşen kül bakışlarınla...


Ateşin yakmadığı İbrahim'in, kuyunun boğmadığı Yusuf'un, bıçağın kesmediği İsmail'in bakışı bu bakış.. Boğazına inen bıçağa gülümseyen bakış bu bakış.. Gözleri gökten inecek koyunu bekleyen bir korkunun değil, bıçağı elinde tutana hasbî bir güvenin bakışı bu bakış..  


"Gel ..." diyorsun siyah-beyaz bir fotoğrafın içinden, ölümsüzleşen kül bakışlarınla...


Bir muvakkat mekânın, bir geçici dünyânın gûlgûle i deminden geçen, misâfirliği müdrik, zihninin derinlikleriyle gözleri ve dudakları aynı kelâmı telâffuz eden, her satırı tevhid kaleminden bir satır tertemiz bir çehrenin bakışı bu bakış...


"Gel ..." diyorsun siyah-beyaz bir fotoğrafın içinden, ölümsüzleşen kül bakışlarınla...


Bir ülkücünün bakışı bu bakış.. Ülkücü bakışı bu bakış.. Hani ölümün ancak bu kadar yakışabildiği ülkücünün bakışı.. Hani vefâsızlığa, hainliğe, sadâkatsizliğe, nankörlüğe bırakın isyânı sitem bile etmeyen ülkücünün tenezzülsüz bakışı bu bakış.. Hani "ardımdan kim ağlar" demeyen, "üzerime kim toprak atar" diye sormayan teslim olmuş ülkücünün bakışı bu bakış... 


"Gel ..." diyorsun siyah-beyaz bir fotoğrafın içinden, ölümsüzleşen kül bakışlarınla... Ve.. "Gel..." derken gittin Fırat Çakıroğlu... Bir Şubat zemherîsiydi, sabahtan öğleye gittin öteye.. "Gel.." diyen sesin med cezir, çekildi gerilere, böyle büründün  sen küllere.. Ve gittin sen kül bakışlarınla.. göğe çekilir gibi.. geceye yağan kül rengi kar gibi.. ötelere geç kalmağa korkar gibi... "Gel ..." diyorsun siyah-beyaz bir fotoğrafın içinden, ölümsüzleşen kül bakışlarınla... Sen evvel giden ahbâba selâm söyle Fırat Çakıroğlu, biz geleceğiz hepimiz çok yakında.. "Tek eksiğimiz yeterince sevmeyi bilmemek" diyen Gâlip Abi'ye nâzire olarak koynumuzda beslediğimiz yılanların bile sevgisiyle geleceğiz...  



Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS