
“Câmiyi yık adâleti yıkma…”
352 sâhife boyunca belki de en mühim ser-levhası olarak tarihî bir şerh düştü Servet Avcı, ‘İtikatte İslâmcı / Amelde Tokatçı’ isimli kitabına:
O gün Hz. Ömer Şam Valisi’ne “Adâleti yık, câmiyi yıkma” demedi… “Câmiyi yık, adâleti yıkma” dedi…
Biliyordu çünkü, adâlet yoksa din de yoktu…
Türkiye’de câminin değil adâletin yıkımının ahlâkî hasar tespit raporlarını yazdı Servet Avcı…
Şeyh Sâdi’nin, “İki şey insanın ruhunu karartır, konuşmak gereken yerde susmak, susmak gereken yerde konuşmak…” sözü, Servet Avcı’nın tâkât getirip, “Ne ruhlarımız kararsın, ne de haksızlık karşısında susanlardan olalım” gayretiyle yazdığı yazılardan mürekkep ‘İtikatte İslâmcı / Amelde Tokatçı’ isimli kitabı aslında tarihe düşülmüş ‘mahçûbiyet notları’ndan ibâret…
Fırat’ın kenarındaki kuzudan, tüğü bitmemiş yetimlerden, dindarlık hissiyatımızdan, haksızlık karşısından susan ve hatta haksızlıklara fetvâ veren ulemâmızından, akademisyenimizden utanıp, dünyâyı değil hakikati ve zindanı tercih eden Ebû Hanife’ye, kendisine bir göz oda yapmak için harç karan Ebû Derdâ’ya, “Seni dünya için uğraşırken göreceğime, ellerini kendi pisliğinin içinde görseydim daha iyiydi yâ Ebû Derdâ” diyen Ebû Zer’e, “Size Allah’ı ve Rasûl’ü bıraktım, yetmez mi” diye soran Ebû Bekir’e, yüzüne yattığı hasırın izi çıktığında, başının altına şilte veren arkadaşlarına “Benim dünya ile ne işim olabilir?” diye soran Peygamber’e mauhçûbiyetimizin geleceğe yazılmış hazin ‘mahçûbiyet notları’ bu yazılar…
Ve Waldo…
Zeki, çevik, ahlâksız Waldo…
Türkiyeli Waldo…
Ne zaman idealistler yalnız kalsa, Waldo’nun nereye sıvıştığını düşündü ve Waldo’nun bir bukalemun gibi nasıl renk değiştirdiğini, pozüsyonunu meşrûlaştırmak için hangi kurgulara, hangi vehimlere, hangi senaryolara sığındığının izini sürdü Servet Avcı…
‘Zeki, çevik, ahlâksız Waldo’’yu bir yazısında yakaladı da…
Ahlâksızlığının üzerine örttüğü o şalı kaldırdı ve fâş etti, Waldo’nun şalındaki tüm desenler kayboldu ve geriye bindir surat Waldo’nun banknottan oluşmuş çehresini bıraktı geriye…
Ve ikaz etti ahlâksız Waldo’yu Servet Avcı:
“Sana bir dostça tavsiye” diyerek, “Öbür tarafta Ebû Zer’e yakalanma…”
Waldo’nun bu dünyadaki yüksek bukalemun kâbiliyetleri öbür tarafta Ebu Zer’e yakalanmasının önüne geçecek mi bilmiyoruz…
Fakat, Servet Avcı’nın vicdânı ve zihnî salâbeti ve fikir namusuyla yazdıkları, hangi kılığa girerse girsin, hangi maskeyi takarsa taksın, hangi libaslara bürünürse bürünsün Waldo’yu her zaman ele verecek ve yüzündeki maskeyi düşürecektir…
Zihnine, gönlüne, akl-ı selîmine, kelâmına sağlık Servet Avcı... Mahşere kadar taşıyacağım dostluğumuzu tâ'zimle selâmlıyorum…
Not: 22 Mayıs Pazar günü 11.00 – 17.00 saatleri arasında ‘İtikatte İslâmcı / Amelde Tokatçı’ kitabının imzâ gününde İstanbul / Süleymâniye’de Dârüzziyâfe’de olacağız…
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi