![](include/class/timmy/timthumb.php?src=files/writers/profil_111.jpg&w=64&h=63&zc=2)
Bor ile Niğde arası kaç kilometre?
Bir çizgi film vardı, "hop hop hop değiş tonton" diyerek hamur gibi istedikleri şeye dönüşebilen bir aileyi anlatırdı, her problemi değişerek çözerlerdi. Meselâ hava çok mu sıcak, "hop hop hop değiş tonton" hemen ailenin bir ferdi vantilâtör olurdu, yağmur mu yağıyor, "hop hop hop değiş tonton" şemsiye olmak işten bile değildi onlar için.
Bir süredir ekranlarda boy gösteren MHP Genel Merkez yöneticilerine Yargıtay'ın kongre kararından sonra bir hâller oldu. Mimik falan da çalışmış olmalılar ki, yüz ifâdeleri yumuşamış, buyurgan tondaki seslerini akort etmişler, birden bire delege irâdesinin ne kadar önemli ve saygın olduğunu keşfetmişler.
Birkaç dakika içinde salonu bile kiralayacak kadar ışık hızıyla hareket etme kâbiliyetine kavuşan ve kongre kararı alan Devlet Bahçeli, "hop hop hop değiş tonton" diyerek "Bu kongre yapılmayacak, gerekirse ezer geçeriz"den "aday olacak arkadaşlar bilsinler ki kongrede şahsımla yarışacaklar"a dönüştü.
E tabii, Devlet Bahçeli bu denli dönüşünce ekranlarda boy gösteren yöneticileri de hep birlikte "hop hop hop değiş tonton" diyerek oyun hamuru gibi birden bire "kongre" demeye başladılar.
Bugünlerde sık sık ekranlarda boy gösteren bir MYK üyesi, "Genel Başkanımız verdiği sözleri tutmasıyla tanınır siyasette" diyerek, Yargıtay'ın kararından sonra "Kongre" açıklamasına atıf yapıyor Habertürk ekranlarında. Bu MYK üyesinin, verdiği sözü tutmasıyla tanınan Devlet Bahçeli'nin, "Bin imza da getirseniz bu kongre ol-ma-ya-cak" sözünden sonra Yargıtay'ın kararıyla birlikte o sert 'kongre virajı'nı alırken yaktığı lastiklerin kokusundan biber gazı gibi etkilenmiş olmalı ki, Genel Başkanının muallâk taşı gibi havada kalan sözlerini hiç hatırlamıyor…
Evet…
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve yöneticilerinin ciddiye alınacak tarafları kalmadı, gerçekten hepsi çizgi film karakterleri gibi.
Aylardır sürdürdükleri gerginlik stratejileri hukukun duvarına tosladı ve sekizde sekiz hatalı raporu yüzlerine çarpıldı.
Aylardır zerre-i miskâl saygı duymadıkları delege imzâları ve ülkücü irâdeye nihâyetinde hukuk saygı duydu ve onlara bir gerçeği hatırlattı. Bir önceki yazımızda, "Hakikat bulunduğu yerde başka hiçbir şeye müsaade etmez" diyerek hatırlattık kendilerine, fakat kibirden hak-hukuk tanımayan Balgat sâkinleri için önlerine konan 548 delege imzâsının değil, ülkücü irâdenin değil, bir sâhifelik mahkeme kararının yaptırımı varmış.
Şimdi, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yapacağı bir tek iyi niyetli açıklama kaldı geriye: "Yargıtay'ın kararına saygılıyız, çağrı heyetinin uygun göreceği yer ve tarihte MHP olağanüstü tüzük kurultayına iştirak edeceğiz, ben ve Genel Merkez yöneticilerim bu konuda çağrı heyetine yardımcı olacağız, hayırlı olsun…"
Bunun hâricinde hiçbir açıklama iyi niyetli değildir, ülkücü irâdeye saygı değildir, hukuka saygı değildir, bunun hâricinde her açıklama şark kurnazlığından ibârettir…
Yargıtay'ın kararından birkaç dakika sonra "hop hop hop değiş tonton" diyerek birden bire aldığınız karar ile kongre toplamaya kalkarsanız karşılaşacağınız tabloyu şimdiden size söyleyelim, 15 Mayıs'ta Büyük Anadolu Oteli önünde toplanan ülkücü irâdeyi "rezillik" diye tanımlamıştınız ya, asıl rezilliği o gün yaşayacaksınız.
Aylardır imzâsına saygı duyulmayıp mahkemeye dâvet edilen, ezip geçmekle tehdit edilen, ajan, küresel güçlerin ve dış mihrakların piyonu, provokatör, hain, paralel, Pensilvanya'dan tâlimat alan, Pensilvanya süvarisi, paketçi, değirmenci, ibreci, alan açıcı, selden kütük kapıcı, paratoner icat etmeye çalışan ebleh, maaşlı bordrolu suflör yazıcı, şırıngalı gezici, prematüre operasyoncu, Makyavelist, deve kuşu, saray güdümlü, fitne ateşini canlandırıp büyüten, kağnı gölgesinde yatan, şok tedâvi ile tehdit edilen, biliniyorsunuz diye tehdit edilen, tetik, horoz, iğne, kapsül, fişek, mermi çekirdeği, sabır mandalı, gerilen yay, sadaktan çıkıp kirişe yerleşen oklarla tehdit edilen ve sizlerden hakâret gören o ülkücü irâde var ya, o ülkücü delegasyon var ya, işte o ülkücü irâde ve o ülkücü delegasyon toplayacağınız hukuk dışı kurultaya gelmeyecek ve delege çoğunluğunu sağlayamayacaksınız ve işte o zaman rezillik neymiş anlayacaksınız…
Bunu bir düşünün isterseniz…
Çünkü Bor'un pazarı bitti beyler, Bor ve Niğde arası da o kadar uzak değil, sadece 14 kilometre!
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi