Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Adnan İslamoğulları > zeytin

Zeytin…


Mukaddes kitaplar onun adına "zeytine and'olsun" diyerek yeminler ettiler ve zeytin için dediler ki,  "Ve bir de ağaç yarattık ki, Tûr-i Sinâ'dan çıkar; hem yağ bitirir, hem yiyeceklerine bir katık…"


Kutsal kitapların tebliğcileri ve Tanrı'nın Resulleri ümmetlerine salık verdi, "Zeytinyağını ekmeğe katık ediniz ve onunla yağlanınız. Zirâ o, mübârek bir ağaçtandır" dedi… Resuller, ümmetlerine hayat olarak salık verdikleri zeytin ağacında gün geldi çarmıhlara gerildi, gözyaşı zeytin tânesinin üzerinde bir çiğ damlasına dönüştü…


Yarattığı insanoğlunun dünyaya saçtığı kötülük tohumlarının tüm yeryüzünü kapladığını gören Tanrı, bir tufanla cezâlandırmağa karar verdi âdemoğlunu ve Hz. Nuh'tan bir gemi yapmasını istedi, bu gemiye temiz bütün hayvanlardan erkek ve dişi yedişer ve kuşlardan da erkek ve dişi yedişer tane almasını söyledi. Nuh gemiyi yaptı ve hayvanları gemiye aldı. Ardından Tanrı'nın büyük tufanı başladı. Hazret-i Nuh ve gemisindeki canlılar hâriç, yeryüzü üzerinde yaşayan her şey silindi. Tufan durulduğu zaman Hazret-i Nuh, suların çekilip çekilmediğini anlamak için yedi gün geminin penceresinden bir güvercin saldı dışarıya. Yedinci gün ağzında yeni koparılmış zeytin yaprağıyla geldi güvercin. O zaman Nuh, suların yeryüzünden çekildiğini anladı. Ağzında zeytin yaprağı tutan güvercin, o günden bu güne, ümidin ve barışın simgesi oldu, tufânın yok edici gücüne karşı direnen zeytin ağacı ise ölümsüzlüğün…


Tüm kutsal kitaplar, bolluk dedi, adâlet dedi, sağlık dedi, gurur dedi, zafer dedi, refah dedi, bilgelik dedi, akıl dedi, arınma dedi zeytin için…    


İsa'ın gerildiği çarmıhın ağacı da zeytindi, Âdem'in gömüldüğü yerde biten ağaç ta zeytindi, kralların başında taç olan da zeytindi, soğuk sudan da eski tat olan da zeytindi…


"Zeytin ağacının vazgeçtiği yerde Akdeniz biter" diyor ya romancı, Akdeniz zeytindi. Ayrılmamacasına birbirine kenetlenen iki renkti mavi ve yeşil Ege'de, Ege zeytindi. Kadim medeniyetlerin beşiği Mardin zeytindi, Hatay zeytindi, hülasaası Anadolu zeytindi…


"Bir zeytin ağacı olan aç kalmaz" der Romalılar….


Bizim çok zeytin ağacımız var… Birden çok… Binden çok… Binlerceden de çok…


Ne turizmin, ne enerjinin, ne eğlencenin ne de siyasetin bitmez tükenmez, gemlenemez iştahını doyurmak için fedâ edemeyeceğimiz birden çok, binden çok, binlerceden de çok zeytin ağacımız var bizim…


***


İmam namaza durdu. İftitah tekbirini aldı, Fatiha'yı okudu ve Besmele çekerek devam etmek istedi. "Ve't tîni vez zeytûnî…". Fakat devamı gelmedi, unutmuştu imam âyetin devâmını. Bir daha denedi, baştan aldı, "Ve't tîni vez zeytûnî…"… Yok, hatırlayamıyordu. Üçüncü denemesi de başarısız olunca cemaatten birisi imama seslendi, "Hocam kaymak gibi innâ ateynâ duruken ne işin var zeytinliklerde" dedi…


Fıkra bu işte…


O kadar çok arazî varken sanayi için, enerji için, eğlence için ne işiniz var zeytinliklerimizde?


Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS